runner : koşucu , atlet , yarış atı - ranır rely : güvenmek , inanmak - rilay defence : savunma , savunma silahları - difens defeat : yenmek , yenilgi , mağlubiyet , iptal ettirmek - difiit defend : savunmak , korumak , müdafaa etmek - difend defender : koruyucu , savunma oyuncusu - difendır weave : dokuma , dokumak , zigzak - viiv weaver : dokumacı - viivır explosion : patlama - ikspılojın explosive : patlayıcı - ikspılosiv playground : oyun alanı - pıleygıraund schoolyard : okul bahçesi - sıkulyard set : set , ayarlamak , takım , grup - set grade : derece , sınıf , kalite , seviye , düzey , puanlamak - gıreyd graded : dereceli - gıreydıd enhance : geliştirmek , genişletmek , arttırmak - inhens enhanced : geliştirilmiş , geliştirildi , genişletildi - inhenst enhancement : artış , arttırma - inhensmınt wed : evlenmek , evlendirmek - ved wedding : düğün , nikah - veding arabia : arabistan - ıreybiı arabian : arabistanlı , arap - ıreybiın race : yarış , ırk , koşu , yarışmak , yarıştırmak - reys raced : yarıştı - reyst racer : yarışçı , koşucu , yarış atı - reysır parrot : papağan - perrıt daisy : papatya , pırlanta gibi insan - deyzi forbid : yasaklamak , men etmek - fırbid forbidden : yasak , yasaklanmış - fırbidın wife : karı , hanım , zevce , kadın eş - vayf outlet : çıkış , priz , satış yeri - autlet leather : deri , kösele , futbol topu - ledhır one way : tek yön - van vey sub : alt , altına , yerini doldurmak - sab subway : metro , alt geçit , tünel - sabvey snipper : keskin nişancı - sınipır alliance : ittifak - ılayıns arrive : varmak , ulaşmak , gelmek - ırayv arriver : gelen - ırayvır arrivers : gelenler - ırayvırs arrival : varış , geliş , varma - ırayvıl last time : son kez , son zaman , geçen sefer - last taym crypto : saklı , gizli - kıripto cryptic : şifreli - kıriptik style : sitil , tarz , şıklık , tip , biçim - sıtayıl stylish : şık , zarif , havalı , gösterişli , moda - sıtayliş mitt : boks eldiveni - mitt glove : eldiven , eldiven giydirmek - gılav made : yapılmış , üretilmiş , garantili - meyd sledge : kızak , balyoz , kızağa binmek - sıleç sledgehammer : balyoz , çok kuvvetli - sıleçhemır hammer : çekiç , çekiçlemek , çekiçle vurmak - hemır stock : sıtok , sıtoklamak - sıtak refer : başvurmak - rifır referee : hakem , bilirkişi , hakemlik yapmak - refıri activation : etkinleştirme , aktifleştirme - ektıveyşın penform : kalem şeklinde - penform stand by : beklemede kalmak , hazır beklemek - sitend bay caliber : kalibre , çap - kelibır flight pitch : uçuş sahası - fılayt piç guest : misafir , konuk , davetli - gest quest : arama , aramak , bulmaya çalışmak - kuest sacrifice : kurban etmek , feda etmek , fedakarlık - sakrıfays manure : gübre , gübrelemek - mınur remind : hatırlatmak , andırmak - rimaynd reminder : hatırlatma , hatırlatıcı - rimayndır anyone : kimse , hiç kimse , herhangi biri - enivan everyone : herkes - evrivan everybody : herkes - evribadi device : cihaz - divays dismiss : reddet , reddetmek , görevden almak - dismis respond : cevap vermek - rispand response : tepki - rispans responsible : sorumlu , sorumluluk sahibi - rispansıbıl responsibly : sorumlu bir şekilde - rispansıbli known : bilinen , tanınan - naun unknown : bilinmeyen , bilinmez , meçhul - ınaun character : karakter , kişilik - keriktır characters : karakterler - keriktırs characteristics : özellikler - kerıktıristiks different : farklı , değişik - difrınt difference : fark , ayrım , benzememe - difrıns plate : tabak , plaka , levha - pıleyt fellow : dost , arkadaş , adam , yoldaş , aynı tür - felo fellowship : dostluk , arkadaşlık - feloşip perform : rol yapmak , davranmak , gerçekleştirmek , konser vermek - pırform performed : gerçekleştirilen , gerçekleştirildi - pırformd performance : verim , performans - pırformıns is it ok ? : tamam mı ? - iz it okey dove : güvercin , kumru - dav at you : sende - et yu you have time : zamanın var - yu hev taym have you time : zamanın var mı ? - hev yu taym for me : benim için - for mi me : ben mi ? , beni , bana - mi to me : bana göre - tı mi out of order : hizmet dışı - aut ıv ordır retouch : rötuş - ritaç drunk : sarhoş , ayyaş - dırank drunken : sarhoş , ayyaş - dırankın drunkenness : sarhoşluk , ayyaşlık - dırankınnıs chick : civciv , piliç , kız - çik densi : yoğun - dens density : yoğunluk - densıdi fate : kader , alın yazısı - feyt destiny : kader , alın yazısı - destıni west side : batı yakası , batı kanadı , batı tarafı - vest sayd dedication : özveri , ithaf , tahsis edilmiş - dedıkeyşın upper : üst , üstteki , üst parça , üst diş - apır definitely : kesinlikle - defınıtli wipe : silmek , kurulamak - vayp wipes : mendil - vayps wiper : silecek , silici - vaypır governor : vali - gavırnır governorship : valilik - gavırnırşip regular : düzenli , normal , muntazam - reygyılır irregular : düzensiz , kuralsız - iregyılır regularly : düzenli olarak - reygyılırli scarlet : kızıl , kırmızı , kıpkırmızı - sıkarlıt trio : üçlü - tıriyo fault : hata , arıza , kusur - folt faulty : hatalı , arızalı , kusurlu - folti toggle : geçiş , değiştirme , değiş - tagıl experiment : deney , deneme - iksperımınt experimental : deneysel , denek - ikspırmentıl hurt : acıtmak , incitmek , canını yakmak - hırt hit : vurmak , darbe , vuruş , isabet - hit duty : görev , hizmet , vergi - dudi hear : duymak , işitmek , mektup almak - hiır gather : toplamak , toplanmak - gedır flank : yan , kanat - fılenk master : usta , üstad - mestır trouble : sıkıntı , sorun , arıza - tırabıl delicious : lezzetli , nefis - dilişıs flavor : lezzet , tat - fıleyvır taste : lezzet , tat - teyst hose : hortum , hortumla sulamak - hoz wild : vahşi , yabani , ıssız , tenha - vayıld wildlife : yaban hayatı , vahşi yaşam , vahşi hayvanlar - vayıldlayf portable : taşınabilir , portatif , seyyar - portıbıl removable : kaldırılabilir , çıkarılabilir , uzaklaştırılabilir , taşınabilir - rimuvıbıl rail : demiryolu , ray - reyıl railway : demir yolu , tren yolu , banliyo hattı - reyılvey shift : vardiya , mesai , yer değiştirme - şift get : almak , edinmek , elde etmek , yalanını çıkarmak , açığını bulmak - get get lost : kaybol - get last get out : defol , çık - get aut split : bölmek , bölünme , bölünmüş , çatlatmak , gülmekten yarılmak , yarık - sıplit slip : kayma , kaymak , ayağı kaymak - sılip scroll : kaydırma - sıkrol save : kaydetmek , kurtarmak , tasarruf - seyv saved : kaydedildi , kurtarıldı , tasarruf edildi - seyvd experience : deneyim , tecrübe , yaşam , yaşamak - ikspiriıns charlatan : şarlatan - şarlıtın summer : yaz , gençlik çağı - samır summary : özet , özetlenmiş , kestirme - samıri summery : yazlık , yaza ait - samıri penalty : ceza , para cezası , penaltı - penılti penalties : cezalar - penıltiz ad : reklam , ilan , duyuru , milattan sonra - ad ads : reklamlar , ilanlar , duyurular - adz advertising : reklam , reklamcılık , duyurma - edvırtayzing subscribe : abone ol , bağış yap - sıbskırayb subscribe to : abone olmak , bağış yapmak - sıbskırayb tu subscriber : abone , katılımcı - sıbskıraybır subscription : abonelik , abone ücreti , aidat , imzalama - sıbskıripşın skip : atlama , atlamak , menajer - sıkip comment : yorum , düşünce , fikir - kament commented : yorum yaptı - kamentıd commentator : yorumcu , maç sipikeri - kamınteydır share : paylaş , paylaşmak , pay , hisse - şer digital : dijital , sayısal - dicıdıl backlot : arka pilan - beklat background : arka pilan , fon - bekgıraund concept : kavram , fikir , görüş - kansept simulate : benzemek , benzerini yapmak - simyıleyt simulated : sahte , taklit - simyıleydıd simulation : benzeme , benzeşme , simulasyon - simyıleyşın elapse : geçmek , geçen zaman , akıp gitmek - ilaps elapsed : geçen - ilapst elapses : geçer - ilapsıs estimate : tahmin etmek - estımeyt estimated : tahmini - estimeydıd estimation : paha biçmek - estımeyşın remain : kalmak - rimeyn remains : kalır , kalanlar , kalıntılar - rimeynz remaining : kalan , arda kalan - rimeyning medic : doktor , tıp öğrencisi - medik medicine : ilaç - medısın medical : tıbbi - medıkıl medicinal : tedavi edici - midısınıl medication : ilaç tedavisi - medıkeyşın shell : kabuk , bomba , deniz kabuğu , yumurta kabuğu - şel hold : ambar , tutma , tutmak , tutunma , bagaj - hold hold on : devam etmek , tut , tutun - hold an holding : tutma , hisse , alacak - holding handle : kulp , sap , tutacak , üstesinden gelme - hendıl vantage : bakış açısı - ventıç vintage : nostalji , nostaljik - vintıç vantage point : sıtratejik nokta - ventıç poynt seawall : dalga kıran - sivol recruit : acemi , acemi er , yeni üye , işe almak - rikrut hard : sert , zor , katı , çetin - hard hardened : sertleştirilmiş , katılaşmış - hardınd veteran : kıdemli , tecrübeli , emektar , tecrübeli asker - vedırın mockup : model , örnek - makıp stealth : gizlilik , gizli iş - sıtelth stealthy : gizli - sıtelthi stealthily : gizlice , gizli bir şekilde - sıtelthıli
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

runner : koşucu , atlet , yarış atı - ranır rely : güvenmek , inanmak - rilay defence : savunma , savunma silahları - difens defeat : yenilgi , mağlubiyet , iptal ettirmek - difiit defend : savunmak , korumak , müdafaa etmek - difend defender : koruyucu , savunma oyuncusu difendır weave : dokuma , dokumak , zigzak - viiv weaver : dokumacı - viivır explosion : patlama - ikspılojın explosive : patlayıcı - ikspılosiv playground : oyun alanı - pıleygıraund schoolyard : okul bahçesi - sıkulyard set : set , ayarlamak , takım , grup - set grade : derece , sınıf , kalite , seviye , düzey- gıreyd graded : dereceli - gıreydıd enhance : geliştirmek , genişletmek , arttırmak - inhens enhanced : geliştirilmiş , geliştirildi , genişletildi - inhenst enhancement : artış , arttırma - inhensmınt wed : evlenmek , evlendirmek - ved wedding : düğün , nikah - veding arabia : arabistan - ıreybiı arabian : arabistanlı , arap - ıreybiın race : yarış , ırk , koşu , yarışmak , yarıştırmakreys raced : yarıştı - reyst racer : yarışçı , koşucu , yarış atı - reysır parrot : papağan - perrıt daisy : papatya , pırlanta gibi insan - deyzi forbid : yasaklamak , men etmek - fırbid forbidden : yasak , yasaklanmış - fırbidın wife : karı , hanım , zevce , kadın eş - vayf outlet : çıkış , priz , satış yeri - autlet leather : deri , kösele , futbol topu - ledhır one way : tek yön - van vey sub : alt , altına , yerini doldurmak - sab subway : metro , alt geçit , tünel - sabvey snipper : keskin nişancı - sınipır alliance : ittifak - ılayıns arrive : varmak , ulaşmak , gelmek - ırayv arriver : gelen - ırayvır arrivers : gelenler - ırayvırs arrival : varış , geliş , varma - ırayvıl last time : son kez , son zaman , geçen sefer - last taym crypto : saklı , gizli - kıripto cryptic : şifreli - kıriptik style : sitil , tarz , şıklık , tip , biçim - sıtayıl stylish : şık , zarif , havalı , gösterişli , modasıtayliş mitt : boks eldiveni - mitt glove : eldiven , eldiven giydirmek - gılav made : yapılmış , üretilmiş , garantili - meyd sledge : kızak , balyoz , kızağa binmek - sıleç sledgehammer : balyoz , çok kuvvetli - sıleçhemır hammer : çekiç ,çekiçlemek ,çekiçle vurmakhemır stock : sıtok , sıtoklamak - sıtak refer : başvurmak - rifır referee : hakem , bilirkişi , hakemlik yapmak refıri activation : etkinleştirme , aktifleştirmeektıveyşın penform : kalem şeklinde - penform stand by : beklemede kalmak , hazır beklemek - sitend bay caliber : kalibre , çap - kelibır flight pitch : uçuş sahası - fılayt piç guest : misafir , konuk , davetli - gest quest : arama , aramak , bulmaya çalışmak - kuest sacrifice : kurban etmek , feda etmek , fedakarlık - sakrıfays manure : gübre , gübrelemek - mınur remind : hatırlatmak , andırmak - rimaynd reminder : hatırlatma , hatırlatıcı - rimayndır anyone : kimse , hiç kimse , herhangi biri - enivan everyone : herkes - evrivan everybody : herkes - evribadi device : cihaz - divays dismiss : reddet , reddetmek , görevden almak - dismis respond : cevap vermek - rispand response : tepki - rispans responsible : sorumlu , sorumluluk sahibi - rispansıbıl responsibly : sorumlu bir şekilde - rispansıbli known : bilinen , tanınan - naun unknown : bilinmeyen , bilinmez , meçhul - ınaun character : karakter , kişilik - keriktır characters : karakterler - keriktırs characteristics : özellikler - kerıktıristiks different : farklı , değişik - difrınt difference : fark , ayrım , benzememe - difrıns plate : tabak , plaka , levha - pıleyt fellow : dost , arkadaş , adam , yoldaş ,aynı türfelo fellowship : dostluk , arkadaşlık - feloşip perform : rol yapmak ,davranmak ,konser vermek - pırform performed : gerçekleştirilen , gerçekleştirildi - pırformd performance : verim , performans - pırformıns is it ok ? : tamam mı ? - iz it okey dove : güvercin , kumru - dav at you : sende - et yu you have time : zamanın var - yu hev taym have you time : zamanın var mı ? - hev yu taym for me : benim için - for mi me : ben mi ? , beni , bana - mi to me : bana göre - tı mi out of order : hizmet dışı - aut ıv ordır retouch : rötuş - ritaç drunk : sarhoş , ayyaş - dırank drunken : sarhoş , ayyaş - dırankın drunkenness : sarhoşluk , ayyaşlık - dırankınnıs chick : civciv , piliç , kız - çik densi : yoğun - dens density : yoğunluk - densıdi fate : kader , alın yazısı - feyt destiny : kader , alın yazısı - destıni west side : batı yakası , batı kanadı , batı tarafı - vest sayd dedication : özveri ,ithaf ,tahsis edilmişdedıkeyşın upper : üst , üstteki , üst parça , üst diş - apır definitely : kesinlikle - defınıtli wipe : silmek , kurulamak - vayp wipes : mendil - vayps wiper : silecek , silici - vaypır governor : vali - gavırnır governorship : valilik - gavırnırşip regular : düzenli , normal , muntazam - reygyılır irregular : düzensiz , kuralsız - iregyılır regularly : düzenli olarak - reygyılırli scarlet : kızıl , kırmızı , kıpkırmızı - sıkarlıt trio : üçlü - tıriyo fault : hata , arıza , kusur - folt faulty : hatalı , arızalı , kusurlu - folti toggle : geçiş , değiştirme , değiş - tagıl experiment : deney , deneme - iksperımınt experimental : deneysel , denek - ikspırmentıl hurt : acıtmak , incitmek , canını yakmak - hırt hit : vurmak , darbe , vuruş , isabet - hit duty : görev , hizmet , vergi - dudi hear : duymak , işitmek , mektup almak - hiır gather : toplamak , toplanmak - gedır flank : yan , kanat - fılenk master : usta , üstad - mestır trouble : sıkıntı , sorun , arıza - tırabıl delicious : lezzetli , nefis - dilişıs flavor : lezzet , tat - fıleyvır taste : lezzet , tat - teyst hose : hortum , hortumla sulamak - hoz wild : vahşi , yabani , ıssız , tenha - vayıld wildlife : vahşi yaşam , vahşi hayvanlar- vayıldlayf portable : taşınabilir , portatif , seyyar - portıbıl removable : kaldırılabilir , çıkarılabilir , taşınabilir - rimuvıbıl rail : demiryolu , ray - reyıl railway : demir yolu , tren yolu , banliyo hattı - reyılvey shift : vardiya , mesai , yer değiştirme - şift get : almak , elde etmek , yalanını çıkarmak - get get lost : kaybol - get last get out : defol , çık - get aut split : bölmek , çatlatmak , gülmekten yarılmak - sıplit slip : kayma , kaymak , ayağı kaymak - sılip scroll : kaydırma - sıkrol save : kaydetmek , kurtarmak , tasarruf - seyv saved : kaydedildi , kurtarıldı , tasarruf edildi - seyvd experience : deneyim , tecrübe , yaşam , yaşamak - ikspiriıns charlatan : şarlatan - şarlıtın summer : yaz , gençlik çağı - samır summary : özet , özetlenmiş , kestirme - samıri summery : yazlık , yaza ait - samıri penalty : ceza , para cezası , penaltı - penılti penalties : cezalar - penıltiz ad : reklam , ilan , duyuru , milattan sonra - ad ads : reklamlar , ilanlar , duyurular - adz advertising : reklam , reklamcılık , duyurma - edvırtayzing subscribe : abone ol , bağış yap - sıbskırayb subscribe to : abone olmak , bağış yapmak - sıbskırayb tu subscriber : abone , katılımcı - sıbskıraybır subscription : abone ücreti , aidat , imzalama - sıbskıripşın skip : atlama , atlamak , menajer - sıkip comment : yorum , düşünce , fikir - kament commented : yorum yaptı - kamentıd commentator : yorumcu , maç sipikeri - kamınteydır share : paylaş , paylaşmak , pay , hisse - şer digital : dijital , sayısal - dicıdıl backlot : arka pilan - beklat background : arka pilan , fon - bekgıraund concept : kavram , fikir , görüş - kansept simulate : benzemek , benzerini yapmak-simyıleyt simulated : sahte , taklit - simyıleydıd simulation : benzeme , benzeşme , simulasyon - simyıleyşın elapse : geçmek , geçen zaman , akıp gitmek- ilaps elapsed : geçen - ilapst elapses : geçer - ilapsıs estimate : tahmin etmek - estımeyt estimated : tahmini - estimeydıd estimation : paha biçmek - estımeyşın remain : kalmak - rimeyn remains : kalır , kalanlar , kalıntılar - rimeynz remaining : kalan , arda kalan - rimeyning medic : doktor , tıp öğrencisi - medik medicine : ilaç - medısın medical : tıbbi - medıkıl medicinal : tedavi edici - midısınıl medication : ilaç tedavisi - medıkeyşın shell : kabuk , bomba , yumurta kabuğu - şel hold : ambar , tutma , tutmak , tutunma , bagaj - hold hold on : devam etmek , tut , tutun - hold an holding : tutma , hisse , alacak - holding handle : kulp , sap , tutacak , üstesinden gelme - hendıl vantage : bakış açısı - ventıç vintage : nostalji , nostaljik - vintıç vantage point : sıtratejik nokta - ventıç poynt seawall : dalga kıran - sivol recruit : acemi , acemi er , yeni üye , işe almak - rikrut hard : sert , zor , katı , çetin - hard hardened : sertleştirilmiş , katılaşmış - hardınd veteran : kıdemli , tecrübeli , emektar - vedırın mockup : model , örnek - makıp stealth : gizlilik , gizli iş - sıtelth stealthy : gizli - sıtelthi stealthily : gizlice , gizli bir şekilde - sıtelthıli
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

runner : koşucu , atlet , yarış atı - ranır rely : güvenmek , inanmak - rilay defence : savunma , savunma silahları - difens defeat : yenmek , yenilgi , mağlubiyet , iptal ettirmek - difiit defend : savunmak , korumak , müdafaa etmek - difend defender : koruyucu , savunma oyuncusu - difendır weave : dokuma , dokumak , zigzak - viiv weaver : dokumacı - viivır explosion : patlama - ikspılojın explosive : patlayıcı - ikspılosiv playground : oyun alanı - pıleygıraund schoolyard : okul bahçesi - sıkulyard set : set , ayarlamak , takım , grup - set grade : derece , sınıf , kalite , seviye , düzey , puanlamak - gıreyd graded : dereceli - gıreydıd enhance : geliştirmek , genişletmek , arttırmak - inhens enhanced : geliştirilmiş , geliştirildi , genişletildi - inhenst enhancement : artış , arttırma - inhensmınt wed : evlenmek , evlendirmek - ved wedding : düğün , nikah - veding arabia : arabistan - ıreybiı arabian : arabistanlı , arap - ıreybiın race : yarış , ırk , koşu , yarışmak , yarıştırmak - reys raced : yarıştı - reyst racer : yarışçı , koşucu , yarış atı - reysır parrot : papağan - perrıt daisy : papatya , pırlanta gibi insan - deyzi forbid : yasaklamak , men etmek - fırbid forbidden : yasak , yasaklanmış - fırbidın wife : karı , hanım , zevce , kadın eş - vayf outlet : çıkış , priz , satış yeri - autlet leather : deri , kösele , futbol topu - ledhır one way : tek yön - van vey sub : alt , altına , yerini doldurmak - sab subway : metro , alt geçit , tünel - sabvey snipper : keskin nişancı - sınipır alliance : ittifak - ılayıns arrive : varmak , ulaşmak , gelmek - ırayv arriver : gelen - ırayvır arrivers : gelenler - ırayvırs arrival : varış , geliş , varma - ırayvıl last time : son kez , son zaman , geçen sefer - last taym crypto : saklı , gizli - kıripto cryptic : şifreli - kıriptik style : sitil , tarz , şıklık , tip , biçim - sıtayıl stylish : şık , zarif , havalı , gösterişli , moda - sıtayliş mitt : boks eldiveni - mitt glove : eldiven , eldiven giydirmek - gılav made : yapılmış , üretilmiş , garantili - meyd sledge : kızak , balyoz , kızağa binmek - sıleç sledgehammer : balyoz , çok kuvvetli - sıleçhemır hammer : çekiç , çekiçlemek , çekiçle vurmak - hemır stock : sıtok , sıtoklamak - sıtak refer : başvurmak - rifır referee : hakem , bilirkişi , hakemlik yapmak - refıri activation : etkinleştirme , aktifleştirme - ektıveyşın penform : kalem şeklinde - penform stand by : beklemede kalmak , hazır beklemek - sitend bay caliber : kalibre , çap - kelibır flight pitch : uçuş sahası - fılayt piç guest : misafir , konuk , davetli - gest quest : arama , aramak , bulmaya çalışmak - kuest sacrifice : kurban etmek , feda etmek , fedakarlık - sakrıfays manure : gübre , gübrelemek - mınur remind : hatırlatmak , andırmak - rimaynd reminder : hatırlatma , hatırlatıcı - rimayndır anyone : kimse , hiç kimse , herhangi biri - enivan everyone : herkes - evrivan everybody : herkes - evribadi device : cihaz - divays dismiss : reddet , reddetmek , görevden almak - dismis respond : cevap vermek - rispand response : tepki - rispans responsible : sorumlu , sorumluluk sahibi - rispansıbıl responsibly : sorumlu bir şekilde - rispansıbli known : bilinen , tanınan - naun unknown : bilinmeyen , bilinmez , meçhul - ınaun character : karakter , kişilik - keriktır characters : karakterler - keriktırs characteristics : özellikler - kerıktıristiks different : farklı , değişik - difrınt difference : fark , ayrım , benzememe - difrıns plate : tabak , plaka , levha - pıleyt fellow : dost , arkadaş , adam , yoldaş , aynı tür - felo fellowship : dostluk , arkadaşlık - feloşip perform : rol yapmak , davranmak , gerçekleştirmek , konser vermek - pırform performed : gerçekleştirilen , gerçekleştirildi - pırformd performance : verim , performans - pırformıns is it ok ? : tamam mı ? - iz it okey dove : güvercin , kumru - dav at you : sende - et yu you have time : zamanın var - yu hev taym have you time : zamanın var mı ? - hev yu taym for me : benim için - for mi me : ben mi ? , beni , bana - mi to me : bana göre - tı mi out of order : hizmet dışı - aut ıv ordır retouch : rötuş - ritaç drunk : sarhoş , ayyaş - dırank drunken : sarhoş , ayyaş - dırankın drunkenness : sarhoşluk , ayyaşlık - dırankınnıs chick : civciv , piliç , kız - çik densi : yoğun - dens density : yoğunluk - densıdi fate : kader , alın yazısı - feyt destiny : kader , alın yazısı - destıni west side : batı yakası , batı kanadı , batı tarafı - vest sayd dedication : özveri , ithaf , tahsis edilmiş - dedıkeyşın upper : üst , üstteki , üst parça , üst diş - apır definitely : kesinlikle - defınıtli wipe : silmek , kurulamak - vayp wipes : mendil - vayps wiper : silecek , silici - vaypır governor : vali - gavırnır governorship : valilik - gavırnırşip regular : düzenli , normal , muntazam - reygyılır irregular : düzensiz , kuralsız - iregyılır regularly : düzenli olarak - reygyılırli scarlet : kızıl , kırmızı , kıpkırmızı - sıkarlıt trio : üçlü - tıriyo fault : hata , arıza , kusur - folt faulty : hatalı , arızalı , kusurlu - folti toggle : geçiş , değiştirme , değiş - tagıl experiment : deney , deneme - iksperımınt experimental : deneysel , denek - ikspırmentıl hurt : acıtmak , incitmek , canını yakmak - hırt hit : vurmak , darbe , vuruş , isabet - hit duty : görev , hizmet , vergi - dudi hear : duymak , işitmek , mektup almak - hiır gather : toplamak , toplanmak - gedır flank : yan , kanat - fılenk master : usta , üstad - mestır trouble : sıkıntı , sorun , arıza - tırabıl delicious : lezzetli , nefis - dilişıs flavor : lezzet , tat - fıleyvır taste : lezzet , tat - teyst hose : hortum , hortumla sulamak - hoz wild : vahşi , yabani , ıssız , tenha - vayıld wildlife : yaban hayatı , vahşi yaşam , vahşi hayvanlar - vayıldlayf portable : taşınabilir , portatif , seyyar - portıbıl removable : kaldırılabilir , çıkarılabilir , uzaklaştırılabilir , taşınabilir - rimuvıbıl rail : demiryolu , ray - reyıl railway : demir yolu , tren yolu , banliyo hattı - reyılvey shift : vardiya , mesai , yer değiştirme - şift get : almak , edinmek , elde etmek , yalanını çıkarmak , açığını bulmak - get get lost : kaybol - get last get out : defol , çık - get aut split : bölmek , bölünme , bölünmüş , çatlatmak , gülmekten yarılmak , yarık - sıplit slip : kayma , kaymak , ayağı kaymak - sılip scroll : kaydırma - sıkrol save : kaydetmek , kurtarmak , tasarruf - seyv saved : kaydedildi , kurtarıldı , tasarruf edildi - seyvd experience : deneyim , tecrübe , yaşam , yaşamak - ikspiriıns charlatan : şarlatan - şarlıtın summer : yaz , gençlik çağı - samır summary : özet , özetlenmiş , kestirme - samıri summery : yazlık , yaza ait - samıri penalty : ceza , para cezası , penaltı - penılti penalties : cezalar - penıltiz ad : reklam , ilan , duyuru , milattan sonra - ad ads : reklamlar , ilanlar , duyurular - adz advertising : reklam , reklamcılık , duyurma - edvırtayzing subscribe : abone ol , bağış yap - sıbskırayb subscribe to : abone olmak , bağış yapmak - sıbskırayb tu subscriber : abone , katılımcı - sıbskıraybır subscription : abonelik , abone ücreti , aidat , imzalama - sıbskıripşın skip : atlama , atlamak , menajer - sıkip comment : yorum , düşünce , fikir - kament commented : yorum yaptı - kamentıd commentator : yorumcu , maç sipikeri - kamınteydır share : paylaş , paylaşmak , pay , hisse - şer digital : dijital , sayısal - dicıdıl backlot : arka pilan - beklat background : arka pilan , fon - bekgıraund concept : kavram , fikir , görüş - kansept simulate : benzemek , benzerini yapmak - simyıleyt simulated : sahte , taklit - simyıleydıd simulation : benzeme , benzeşme , simulasyon - simyıleyşın elapse : geçmek , geçen zaman , akıp gitmek - ilaps elapsed : geçen - ilapst elapses : geçer - ilapsıs estimate : tahmin etmek - estımeyt estimated : tahmini - estimeydıd estimation : paha biçmek - estımeyşın remain : kalmak - rimeyn remains : kalır , kalanlar , kalıntılar - rimeynz remaining : kalan , arda kalan - rimeyning medic : doktor , tıp öğrencisi - medik medicine : ilaç - medısın medical : tıbbi - medıkıl medicinal : tedavi edici - midısınıl medication : ilaç tedavisi - medıkeyşın shell : kabuk , bomba , deniz kabuğu , yumurta kabuğu - şel hold : ambar , tutma , tutmak , tutunma , bagaj - hold hold on : devam etmek , tut , tutun - hold an holding : tutma , hisse , alacak - holding handle : kulp , sap , tutacak , üstesinden gelme - hendıl vantage : bakış açısı - ventıç vintage : nostalji , nostaljik - vintıç vantage point : sıtratejik nokta - ventıç poynt seawall : dalga kıran - sivol recruit : acemi , acemi er , yeni üye , işe almak - rikrut hard : sert , zor , katı , çetin - hard hardened : sertleştirilmiş , katılaşmış - hardınd veteran : kıdemli , tecrübeli , emektar , tecrübeli asker - vedırın mockup : model , örnek - makıp stealth : gizlilik , gizli iş - sıtelth stealthy : gizli - sıtelthi stealthily : gizlice , gizli bir şekilde - sıtelthıli
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

runner : koşucu , atlet , yarış atı - ranır rely : güvenmek , inanmak - rilay defence : savunma , savunma silahları - difens defeat : yenmek , yenilgi , mağlubiyet , iptal ettirmek - difiit defend : savunmak , korumak , müdafaa etmek - difend defender : koruyucu , savunma oyuncusu - difendır weave : dokuma , dokumak , zigzak - viiv weaver : dokumacı - viivır explosion : patlama - ikspılojın explosive : patlayıcı - ikspılosiv playground : oyun alanı - pıleygıraund schoolyard : okul bahçesi - sıkulyard set : set , ayarlamak , takım , grup - set grade : derece , sınıf , kalite , seviye , düzey , puanlamak - gıreyd graded : dereceli - gıreydıd enhance : geliştirmek , genişletmek , arttırmak - inhens enhanced : geliştirilmiş , geliştirildi , genişletildi - inhenst enhancement : artış , arttırma - inhensmınt wed : evlenmek , evlendirmek - ved wedding : düğün , nikah - veding arabia : arabistan - ıreybiı arabian : arabistanlı , arap - ıreybiın race : yarış , ırk , koşu , yarışmak , yarıştırmak - reys raced : yarıştı - reyst racer : yarışçı , koşucu , yarış atı - reysır parrot : papağan - perrıt daisy : papatya , pırlanta gibi insan - deyzi forbid : yasaklamak , men etmek - fırbid forbidden : yasak , yasaklanmış - fırbidın wife : karı , hanım , zevce , kadın eş - vayf outlet : çıkış , priz , satış yeri - autlet leather : deri , kösele , futbol topu - ledhır one way : tek yön - van vey sub : alt , altına , yerini doldurmak - sab subway : metro , alt geçit , tünel - sabvey snipper : keskin nişancı - sınipır alliance : ittifak - ılayıns arrive : varmak , ulaşmak , gelmek - ırayv arriver : gelen - ırayvır arrivers : gelenler - ırayvırs arrival : varış , geliş , varma - ırayvıl last time : son kez , son zaman , geçen sefer - last taym crypto : saklı , gizli - kıripto cryptic : şifreli - kıriptik style : sitil , tarz , şıklık , tip , biçim - sıtayıl stylish : şık , zarif , havalı , gösterişli , moda - sıtayliş mitt : boks eldiveni - mitt glove : eldiven , eldiven giydirmek - gılav made : yapılmış , üretilmiş , garantili - meyd sledge : kızak , balyoz , kızağa binmek - sıleç sledgehammer : balyoz , çok kuvvetli - sıleçhemır hammer : çekiç , çekiçlemek , çekiçle vurmak - hemır stock : sıtok , sıtoklamak - sıtak refer : başvurmak - rifır referee : hakem , bilirkişi , hakemlik yapmak - refıri activation : etkinleştirme , aktifleştirme - ektıveyşın penform : kalem şeklinde - penform stand by : beklemede kalmak , hazır beklemek - sitend bay caliber : kalibre , çap - kelibır flight pitch : uçuş sahası - fılayt piç guest : misafir , konuk , davetli - gest quest : arama , aramak , bulmaya çalışmak - kuest sacrifice : kurban etmek , feda etmek , fedakarlık - sakrıfays manure : gübre , gübrelemek - mınur remind : hatırlatmak , andırmak - rimaynd reminder : hatırlatma , hatırlatıcı - rimayndır anyone : kimse , hiç kimse , herhangi biri - enivan everyone : herkes - evrivan everybody : herkes - evribadi device : cihaz - divays dismiss : reddet , reddetmek , görevden almak - dismis respond : cevap vermek - rispand response : tepki - rispans responsible : sorumlu , sorumluluk sahibi - rispansıbıl responsibly : sorumlu bir şekilde - rispansıbli known : bilinen , tanınan - naun unknown : bilinmeyen , bilinmez , meçhul - ınaun character : karakter , kişilik - keriktır characters : karakterler - keriktırs characteristics : özellikler - kerıktıristiks different : farklı , değişik - difrınt difference : fark , ayrım , benzememe - difrıns plate : tabak , plaka , levha - pıleyt fellow : dost , arkadaş , adam , yoldaş , aynı tür - felo fellowship : dostluk , arkadaşlık - feloşip perform : rol yapmak , davranmak , gerçekleştirmek , konser vermek - pırform performed : gerçekleştirilen , gerçekleştirildi - pırformd performance : verim , performans - pırformıns is it ok ? : tamam mı ? - iz it okey dove : güvercin , kumru - dav at you : sende - et yu you have time : zamanın var - yu hev taym have you time : zamanın var mı ? - hev yu taym for me : benim için - for mi me : ben mi ? , beni , bana - mi to me : bana göre - tı mi out of order : hizmet dışı - aut ıv ordır retouch : rötuş - ritaç drunk : sarhoş , ayyaş - dırank drunken : sarhoş , ayyaş - dırankın drunkenness : sarhoşluk , ayyaşlık - dırankınnıs chick : civciv , piliç , kız - çik densi : yoğun - dens density : yoğunluk - densıdi fate : kader , alın yazısı - feyt destiny : kader , alın yazısı - destıni west side : batı yakası , batı kanadı , batı tarafı - vest sayd dedication : özveri , ithaf , tahsis edilmiş - dedıkeyşın upper : üst , üstteki , üst parça , üst diş - apır definitely : kesinlikle - defınıtli wipe : silmek , kurulamak - vayp wipes : mendil - vayps wiper : silecek , silici - vaypır governor : vali - gavırnır governorship : valilik - gavırnırşip regular : düzenli , normal , muntazam - reygyılır irregular : düzensiz , kuralsız - iregyılır regularly : düzenli olarak - reygyılırli scarlet : kızıl , kırmızı , kıpkırmızı - sıkarlıt trio : üçlü - tıriyo fault : hata , arıza , kusur - folt faulty : hatalı , arızalı , kusurlu - folti toggle : geçiş , değiştirme , değiş - tagıl experiment : deney , deneme - iksperımınt experimental : deneysel , denek - ikspırmentıl hurt : acıtmak , incitmek , canını yakmak - hırt hit : vurmak , darbe , vuruş , isabet - hit duty : görev , hizmet , vergi - dudi hear : duymak , işitmek , mektup almak - hiır gather : toplamak , toplanmak - gedır flank : yan , kanat - fılenk master : usta , üstad - mestır trouble : sıkıntı , sorun , arıza - tırabıl delicious : lezzetli , nefis - dilişıs flavor : lezzet , tat - fıleyvır taste : lezzet , tat - teyst hose : hortum , hortumla sulamak - hoz wild : vahşi , yabani , ıssız , tenha - vayıld wildlife : yaban hayatı , vahşi yaşam , vahşi hayvanlar - vayıldlayf portable : taşınabilir , portatif , seyyar - portıbıl removable : kaldırılabilir , çıkarılabilir , uzaklaştırılabilir , taşınabilir - rimuvıbıl rail : demiryolu , ray - reyıl railway : demir yolu , tren yolu , banliyo hattı - reyılvey shift : vardiya , mesai , yer değiştirme - şift get : almak , edinmek , elde etmek , yalanını çıkarmak , açığını bulmak - get get lost : kaybol - get last get out : defol , çık - get aut split : bölmek , bölünme , bölünmüş , çatlatmak , yarık , gülmekten yarılmak - sıplit slip : kayma , kaymak , ayağı kaymak - sılip scroll : kaydırma - sıkrol save : kaydetmek , kurtarmak , tasarruf - seyv saved : kaydedildi , kurtarıldı , tasarruf edildi - seyvd experience : deneyim , tecrübe , yaşam , yaşamak - ikspiriıns charlatan : şarlatan - şarlıtın summer : yaz , gençlik çağı - samır summary : özet , özetlenmiş , kestirme - samıri summery : yazlık , yaza ait - samıri penalty : ceza , para cezası , penaltı - penılti penalties : cezalar - penıltiz ad : reklam , ilan , duyuru , milattan sonra - ad ads : reklamlar , ilanlar , duyurular - adz advertising : reklam , reklamcılık , duyurma - edvırtayzing subscribe : abone ol , bağış yap - sıbskırayb subscribe to : abone olmak , bağış yapmak - sıbskırayb tu subscriber : abone , katılımcı - sıbskıraybır subscription : abonelik , abone ücreti , aidat , imzalama sıbskıripşın skip : atlama , atlamak , menajer - sıkip comment : yorum , düşünce , fikir - kament commented : yorum yaptı - kamentıd commentator : yorumcu , maç sipikeri - kamınteydır share : paylaş , paylaşmak , pay , hisse - şer digital : dijital , sayısal - dicıdıl backlot : arka pilan - beklat background : arka pilan , fon - bekgıraund concept : kavram , fikir , görüş - kansept simulate : benzemek , benzerini yapmak - simyıleyt simulated : sahte , taklit - simyıleydıd simulation : benzeme , benzeşme , simulasyon - simyıleyşın elapse : geçmek , geçen zaman , akıp gitmek - ilaps elapsed : geçen - ilapst elapses : geçer - ilapsıs estimate : tahmin etmek - estımeyt estimated : tahmini - estimeydıd estimation : paha biçmek - estımeyşın remain : kalmak - rimeyn remains : kalır , kalanlar , kalıntılar - rimeynz remaining : kalan , arda kalan - rimeyning medic : doktor , tıp öğrencisi - medik medicine : ilaç - medısın medical : tıbbi - medıkıl medicinal : tedavi edici - midısınıl medication : ilaç tedavisi - medıkeyşın shell : kabuk , bomba , deniz kabuğu , yumurta kabuğu - şel hold : ambar , tutma , tutmak , tutunma , bagaj - hold hold on : devam etmek , tut , tutun - hold an holding : tutma , hisse , alacak - holding handle : kulp , sap , tutacak , üstesinden gelme - hendıl vantage : bakış açısı - ventıç vintage : nostalji , nostaljik - vintıç vantage point : sıtratejik nokta - ventıç poynt seawall : dalga kıran - sivol recruit : acemi , acemi er , yeni üye , işe almak - rikrut hard : sert , zor , katı , çetin - hard hardened : sertleştirilmiş , katılaşmış - hardınd veteran : kıdemli , tecrübeli , emektar , tecrübeli asker - vedırın mockup : model , örnek - makıp stealth : gizlilik , gizli iş - sıtelth stealthy : gizli - sıtelthi stealthily : gizlice , gizli bir şekilde - sıtelthıli
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR” “KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”
GÜNLÜK HAYATTA EN ÇOK KULLANILAN KELİMELERDEN DERLENMİŞTİR
7
7
7