boom : patlama , patlama sesi , gümlemek - buum guild : lonca , dernek - gild debut : ilk , sahneye ilk çıkış - deybiyu strip : şerit , striptiz , soyunmak - sıtrip popeyes : temel reis - papays sailing : yelken , yelkencilik - seyıling cuttlefish : mürekkep balığı - kadıl fiş ordered : sipariş edildi - ordırd abduction : kaçırma - abdakşın saucepan : tencere - sospen pan : tava , elek , buz - pen new look : yeni görünüş - nüu luk fever : ateş , ateşlenmek - fivır feverish : ateşli - fivıriş feverishly : hararetle - fivırişli contract : kontrat , sözleşme - kıntrakt nuclear : nükleer - nukliır collaborate : işbirliği yapmak - kılabıreyt extract : ayıklamak , çıkarmak - ikstırakt mercy : merhamet , rahmet , insaf - mırsi dude : kanka - duud humanoid : insansı - hümenoid pillow : yastık - pilov pilaff : pilav - pilaf repay : geri ödemek - ripey repayment : geri ödeme - ripeymınt investor : yatırımcı - investır shut : kapamak , kapatmak , kapalı - şat shut up : kapa çeneni , susmak , susturmak - şadap shutter : deklanşör , kepenk , panjur - şadır farce : saçmalık , komedi - fars farcical : gülünç , abuk subuk , saçma - farsıkıl rebel : isyancı , asi , ayaklanan - rebıl rebellion : isyan , ayaklanma , başkaldırma - ribelyın optimum : en uygun , ideal - aptımım optimal : en uygun , ideal - aptımıl raise : zam , yükseltmek - reys percent : yüzde , hisse , kar payı - pırsent intrigue : entrika , dalavere - intrik microbe : mikrop - maykrob culprit : suçlu , sanık , zanlı , hükümlü - kalprit post : ileti , posta , postalamak - post posted : postalandı , gönderildi - postıd catapult : mancınık - kadıpalt spectacle : gösteri - sıpektıkıl spectacles : gözlük - sıpektıkıls expanse : genişlik , geniş alan - ikspens expense : masraf , gider , harcama - ikspens gigantic : devasa , dev gibi , kocaman - caygentik financial : parasal , mali , finansal - fınanşıl postpone : ertelemek , sonraya bırakmak - postpon lazy : tembel , miskin , üşengeç - leyzi endure : dayanmak , katlanmak , sabretmek , dişini sıkmak - indur literally : kelimenin tam anlamıyla , harfi harfine - litrıli later : sonra - leydır later on : daha sonra , sonradan - leydır an corner : köşe , köşeye sıkıştırmak - kornır commentator : yorumcu , maç sipikeri , eleştirmen - kamınteydır alligator : amerikan timsahı - alıgeydır crocodile : timsah - kırakıdayıl caught : yakalandı , yakalanmış , yakalamak - kot caught up : yakalandım , tamamlamak - kot ap precious : değerli , kıymetli - pıreşıs cozy : rahat - kozi mannequin : manken - menıkin mascot : maskot - maskıt physicist : fizikçi - fizisist beyond : öte , ötesinde , ötesine , ötesi , öteye , ötede , - den öte - biyand within : içinde , içinden , içeriden , içeride , içeriye , içeri , iç , iç kısım - vidhin within a week : bir hafta içinde - vidhin e viik cosmonaut : kozmonot , astronot - kazmınat stingray : vatoz balığı - sitingrey audible : duyulabilir , işitilebilir - adıbıl call : aramak , çağrı , çağırma , seslenme - kal caller : arayan , ziyaretçi - kalır called : aranan , adlı - kald warzone : savaş alanı , savaş bölgesi - vor zon compare : karşılaştırmak , kıyaslamak - kımper comparison : karşılaştırma , kıyaslama - kımperısın by now : şimdiye kadar - bay nau trinket : biblo - tırinkıt bibelot : biblo - bibılo creativeness : yaratıcılık - kırieytivnıs adore : hayranlık duymak , tapmak , çok sevmek - ıdor adoringly : sevgiyle - ıdoringli logic : mantık - lacik hyper : aşırı , yüksek - haypır routine : rutin - rutin camp : kamp - kemp camper : kampçı - kempır disaster : felaket , afet , facia - dizastır cascade : şelale , çağlayan - kaskeyd optic : göz , görme , görüş , optik - aptik countryside : kırsal bölge - kantrisayd neutron : nötron - nutran maintained : bakımlı - meynteynd past month : geçen ay - past month aerospace : havacılık - erosıpeys aeronautic : havacılık - eronatık hygienic : hijyenik - haycenik unhygienic : hijyenik değil - anhaycenik biography : biyografi - bayagrıfi galosh : galoş - gılaş tyre : tekerlek , araba lastiği - tayır tire : tekerlek , araba lastiği , yormak , yorulmak - tayır harm : zarar , hasar , kötülük etmek - harm harmful : zararlı - harmfıl harmless : zararsız , masum - harmlıs drastic : şiddetli - dırastik exotic : acayip , egzotik - igzatik bent : kıvrılmış , bükülmüş , kıvrık - bent pottery : çanak , çömlek - padıri grenade : el bombası - gırıneyd valentine : sevgili , mektup - velıntayn animate : canlandırmak - enimeyt animated : canlandırılmış , animasyonlu - enimeydıd dangerous : tehlikeli , riskli - deyncırıs tiniest : en küçük , en ufak - tayniıst washable : yıkanabilir , yıkanır - vaşıbıl reusable : yeniden kullanılabilir - riyuzıbıl summer villa : yazlık , yaz köyü - samır vilı cannibal : yamyam - kenıbıl clearance : boşluk , aralık , temizleme - kılirıns bay : körfez , havlamak - bey conflict : fikir ayrılığı , çatışma - kanfılikt metamorphosis : başkalaşım , değişim - metımorfısız meta : başkalaşım , değişim - metı vet : veteriner , baytar , tecrübeli , kıdemli asker - vet veterinarian : veteriner , baytar - vetrıneriyın lobster : ıstakoz - labstır cosplay : kostüm oyunu - kaspıley nearby : yakında , yanında - niırbay exoplanet : öte gezegen - eksopılanıt remark : açıklama , düşüncesini söyleme - rimark troop : birlik , bölük , süvari - tırup breakaway : kaçmak , çekilmek - bıreykıvey tension : tansiyon , gerilim , gerginlik - tenşın scrap : hurda , hurdaya ayırmak - sıkrap urge : dürtü , sıkıştırmak - ırç magnetic : manyetik , mıknatıslı - megnetik absorbent : emici , emici madde - ıbzorbınt dulcet : kulağa hoş gelen - dalsıt mild : ılıman , ılımlı , hafif - mayıld walker : yaya , yürüyüşçü - volkır fluence : akıcılık - fıluvıns fluenced : akıcı - fıluvınst best way : en iyi yol - best vey headfirst : kafaüstü , burnunun dikine - hedfırst leaf : yaprak , sayfa , folyo - liif homeless : evsiz , vatansız - homlıs decommissioned : hizmet dışı - dikımişınd outnumber : sayıca fazla , sayıca üstün - autnambır reception : resepsiyon , kabul , alış - risepşın crawl : emeklemek , sürünmek - kırol reptile : sürüngen , sürünen - reptayıl reptilian : sürüngen , sürünen , aşağılık - reptılıyın anxious : endişeli , can atan - engşıs relocate : yer değiştirmek , yerini değiştirmek - rilokeyt dialogue : diyalog , karşılıklı konuşma - dayılog among : arasında , arasına , içinde - ımang twinkle : parıltı - tıvinkıl convenient : uygun , elverişli , kullanışlı - kınvinyınt python : piton - paythan pyjamas : pijama - pıcamıs tries : denemeler - tırayz on this day : bugün - an dis dey allegiance : sadakat , bağlılık - ılicıns replaceable : değiştirilebilir - ripleysıbıl astonish : afallatmak , hayrete düşürmek - ıstaniş astonished : afallamış , şaşkın - ıstanişt astonishing : şaşırtıcı , hayret verici - ıstanişing appreciate : takdir etmek , değerini artırmak - ıprişieyt chopper : helikopter - çappır newyork : newyork - nüuyork forced : zoraki , mecburi , mecbur - forst concentrate : konsantre olmak , yoğunlaşmak - kansıntreyt concentrated : konsantre , yoğunlaşmış - kansıntreydıt concentration : konsantırasyon - kansıntreyşın fossil : fosil , taşlaşmış - fasıl cope : başa çıkmak , üstesinden gelmek - kop cracker : kıraker , büskivi , yavru , piliç - kırakır nude : çıplak - nuud redemption : kefaret - ridempşın reckon : hesaba katmak , hesaplamak - rekın reckoning : hesaplaşma , hesaplama - rekıning pick up : toplamak , yerden kaldırmak - pik ap sorrow : üzüntü , keder - sarou sarrowful : üzüntülü , kederli - saroufıl finance : finans , para sağlamak - faynens gun : silah , tabanca , tüfek - gan gunpowder : barut - ganpaudır creed : inanç - kıriid assassin : suikastçı , kiralık katil - ısasın assassination : suikast - ısasıneyşın wheat : buğday - viit chips : cips , patates kızartması - çips woodman : oduncu , ormancı - vudmen woodcutter : oduncu - vudkadır this side : bu taraf - dis sayd this way : bu yönden , bu taraftan - dis vey sorry : üzgünüm , üzgün , pişman - sori sad : üzgün , üzücü - sed sadness : üzüntü - sednıs sadly : ne yazıkki , üzüntüyle , üzüntülü bir şekilde - sedli pussy : kedi , am , vajina - pusi powder : pudra , toz - paudır injure : yaralamak - incır injured : yaralı - incırd crossover : karşıdan karşıya geçmek - kırosovır
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

boom : patlama , patlama sesi , gümlemek - buum guild : lonca , dernek - gild debut : ilk , sahneye ilk çıkış - deybiyu strip : şerit , striptiz , soyunmak - sıtrip popeyes : temel reis - papays sailing : yelken , yelkencilik - seyıling cuttlefish : mürekkep balığı - kadıl fiş ordered : sipariş edildi - ordırd abduction : kaçırma - abdakşın saucepan : tencere - sospen pan : tava , elek , buz - pen new look : yeni görünüş - nüu luk fever : ateş , ateşlenmek - fivır feverish : ateşli - fivıriş feverishly : hararetle - fivırişli contract : kontrat , sözleşme - kıntrakt nuclear : nükleer - nukliır collaborate : işbirliği yapmak - kılabıreyt extract : ayıklamak , çıkarmak - ikstırakt mercy : merhamet , rahmet , insaf - mırsi dude : kanka - duud humanoid : insansı - hümenoid pillow : yastık - pilov pilaff : pilav - pilaf repay : geri ödemek - ripey repayment : geri ödeme - ripeymınt investor : yatırımcı - investır shut : kapamak , kapatmak , kapalı - şat shut up : kapa çeneni , susmak , susturmak şadap shutter : deklanşör , kepenk , panjur - şadır farce : saçmalık , komedi - fars farcical : gülünç , abuk subuk , saçma - farsıkıl rebel : isyancı , asi , ayaklanan - rebıl rebellion : isyan , ayaklanma , başkaldırmaribelyın optimum : en uygun , ideal - aptımım optimal : en uygun , ideal - aptımıl raise : zam , yükseltmek - reys percent : yüzde , hisse , kar payı - pırsent intrigue : entrika , dalavere - intrik microbe : mikrop - maykrob culprit : suçlu , sanık , zanlı , hükümlü - kalprit post : ileti , posta , postalamak - post posted : postalandı , gönderildi - postıd catapult : mancınık - kadıpalt spectacle : gösteri - sıpektıkıl spectacles : gözlük - sıpektıkıls expanse : genişlik , geniş alan - ikspens expense : masraf , gider , harcama - ikspens gigantic : devasa , dev gibi , kocaman - caygentik financial : parasal , mali , finansal - fınanşıl postpone : ertelemek , sonraya bırakmak postpon lazy : tembel , miskin , üşengeç - leyzi endure : dayanmak , katlanmak , sabretmek indur literally : kelimenin tam anlamıyla , harfi harfine - litrıli later : sonra - leydır later on : daha sonra , sonradan - leydır an corner : köşe , köşeye sıkıştırmak - kornır commentator : yorumcu , maç sipikeri ,eleştirmen - kamınteydır alligator : amerikan timsahı - alıgeydır crocodile : timsah - kırakıdayıl caught : yakalandı , yakalanmış , yakalamak - kot caught up : yakalandım , tamamlamak - kot ap precious : değerli , kıymetli - pıreşıs cozy : rahat - kozi mannequin : manken - menıkin mascot : maskot - maskıt physicist : fizikçi - fizisist beyond : öte , ötesinde , ötesine , ötesi , öteye , ötede , - den öte - biyand within : içinde , içinden , içeriden , içeride , içeriye , içeri , iç , iç kısım - vidhin within a week : bir hafta içinde - vidhin e viik cosmonaut : kozmonot , astronot - kazmınat stingray : vatoz balığı - sitingrey audible : duyulabilir , işitilebilir - adıbıl call : aramak , çağrı , çağırma , seslenme - kal caller : arayan , ziyaretçi - kalır called : aranan , adlı - kald warzone : savaş alanı , savaş bölgesi - vor zon compare : karşılaştırmak , kıyaslamak - kımper comparison : karşılaştırma , kıyaslama kımperısın by now : şimdiye kadar - bay nau trinket : biblo - tırinkıt bibelot : biblo - bibılo creativeness : yaratıcılık - kırieytivnıs adore : hayranlık duymak , tapmak , çok sevmek - ıdor adoringly : sevgiyle - ıdoringli logic : mantık - lacik hyper : aşırı , yüksek - haypır routine : rutin - rutin camp : kamp - kemp camper : kampçı - kempır disaster : felaket , afet , facia - dizastır cascade : şelale , çağlayan - kaskeyd optic : göz , görme , görüş , optik - aptik countryside : kırsal bölge - kantrisayd neutron : nötron - nutran maintained : bakımlı - meynteynd past month : geçen ay - past month aerospace : havacılık - erosıpeys aeronautic : havacılık - eronatık hygienic : hijyenik - haycenik unhygienic : hijyenik değil - anhaycenik biography : biyografi - bayagrıfi galosh : galoş - gılaş tyre : tekerlek , araba lastiği - tayır tire : tekerlek , araba lastiği , yormak , yorulmak - tayır harm : zarar , hasar , kötülük etmek - harm harmful : zararlı - harmfıl harmless : zararsız , masum - harmlıs drastic : şiddetli - dırastik exotic : acayip , egzotik - igzatik bent : kıvrılmış , bükülmüş , kıvrık - bent pottery : çanak , çömlek - padıri grenade : el bombası - gırıneyd valentine : sevgili , mektup - velıntayn animate : canlandırmak - enimeyt animated : canlandırılmış , animasyonlu - enimeydıd dangerous : tehlikeli , riskli - deyncırıs tiniest : en küçük , en ufak - tayniıst washable : yıkanabilir , yıkanır - vaşıbıl reusable : yeniden kullanılabilir - riyuzıbıl summer villa : yazlık , yaz köyü - samır vilı cannibal : yamyam - kenıbıl clearance : boşluk , aralık , temizleme - kılirıns bay : körfez , havlamak - bey conflict : fikir ayrılığı , çatışma - kanfılikt metamorphosis : başkalaşım , değişim - metımorfısız meta : başkalaşım , değişim - metı vet : veteriner , baytar , tecrübeli , kıdemli asker - vet veterinarian : veteriner , baytar - vetrıneriyın lobster : ıstakoz - labstır cosplay : kostüm oyunu - kaspıley nearby : yakında , yanında - niırbay exoplanet : öte gezegen - eksopılanıt remark : açıklama , düşüncesini söyleme - rimark troop : birlik , bölük , süvari - tırup breakaway : kaçmak , çekilmek - bıreykıvey tension : tansiyon , gerilim , gerginlik - tenşın scrap : hurda , hurdaya ayırmak - sıkrap urge : dürtü , sıkıştırmak - ırç magnetic : manyetik , mıknatıslı - megnetik absorbent : emici , emici madde - ıbzorbınt dulcet : kulağa hoş gelen - dalsıt mild : ılıman , ılımlı , hafif - mayıld walker : yaya , yürüyüşçü - volkır fluence : akıcılık - fıluvıns fluenced : akıcı - fıluvınst best way : en iyi yol - best vey headfirst : kafaüstü , burnunun dikine - hedfırst leaf : yaprak , sayfa , folyo - liif homeless : evsiz , vatansız - homlıs decommissioned : hizmet dışı - dikımişınd outnumber : sayıca fazla , sayıca üstün - autnambır reception : resepsiyon , kabul , alış - risepşın crawl : emeklemek , sürünmek - kırol reptile : sürüngen , sürünen - reptayıl reptilian : sürüngen , sürünen , aşağılık - reptılıyın anxious : endişeli , can atan - engşıs relocate : yer değiştirmek , yerini değiştirmek - rilokeyt dialogue : diyalog , karşılıklı konuşma - dayılog among : arasında , arasına , içinde - ımang twinkle : parıltı - tıvinkıl convenient : uygun , elverişli , kullanışlı - kınvinyınt python : piton - paythan pyjamas : pijama - pıcamıs tries : denemeler - tırayz on this day : bugün - an dis dey allegiance : sadakat , bağlılık - ılicıns replaceable : değiştirilebilir - ripleysıbıl astonish : afallatmak , hayrete düşürmek - ıstaniş astonished : afallamış , şaşkın - ıstanişt astonishing : şaşırtıcı , hayret verici - ıstanişing appreciate : takdir etmek , değerini artırmak - ıprişieyt chopper : helikopter - çappır newyork : newyork - nüuyork forced : zoraki , mecburi , mecbur - forst concentrate : konsantre olmak , yoğunlaşmak - kansıntreyt concentrated : konsantre , yoğunlaşmış - kansıntreydıt concentration : konsantırasyon - kansıntreyşın fossil : fosil , taşlaşmış - fasıl cope : başa çıkmak , üstesinden gelmek - kop cracker : kıraker , büskivi , yavru , piliç - kırakır nude : çıplak - nuud redemption : kefaret - ridempşın reckon : hesaba katmak , hesaplamak - rekın reckoning : hesaplaşma , hesaplama - rekıning pick up : toplamak , yerden kaldırmak - pik ap sorrow : üzüntü , keder - sarou sarrowful : üzüntülü , kederli - saroufıl finance : finans , para sağlamak - faynens gun : silah , tabanca , tüfek - gan gunpowder : barut - ganpaudır creed : inanç - kıriid assassin : suikastçı , kiralık katil - ısasın assassination : suikast - ısasıneyşın wheat : buğday - viit chips : cips , patates kızartması - çips woodman : oduncu , ormancı - vudmen woodcutter : oduncu - vudkadır this side : bu taraf - dis sayd this way : bu yönden , bu taraftan - dis vey sorry : üzgünüm , üzgün , pişman - sori sad : üzgün , üzücü - sed sadness : üzüntü - sednıs sadly : ne yazıkki , üzüntüyle , üzüntülü bir şekilde - sedli pussy : kedi , am , vajina - pusi powder : pudra , toz - paudır injure : yaralamak - incır injured : yaralı - incırd crossover : karşıdan karşıya geçmek - kırosovır
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

boom : patlama , patlama sesi , gümlemek - buum guild : lonca , dernek - gild debut : ilk , sahneye ilk çıkış - deybiyu strip : şerit , striptiz , soyunmak - sıtrip popeyes : temel reis - papays sailing : yelken , yelkencilik - seyıling cuttlefish : mürekkep balığı - kadıl fiş ordered : sipariş edildi - ordırd abduction : kaçırma - abdakşın saucepan : tencere - sospen pan : tava , elek , buz - pen new look : yeni görünüş - nüu luk fever : ateş , ateşlenmek - fivır feverish : ateşli - fivıriş feverishly : hararetle - fivırişli contract : kontrat , sözleşme - kıntrakt nuclear : nükleer - nukliır collaborate : işbirliği yapmak - kılabıreyt extract : ayıklamak , çıkarmak - ikstırakt mercy : merhamet , rahmet , insaf - mırsi dude : kanka - duud humanoid : insansı - hümenoid pillow : yastık - pilov pilaff : pilav - pilaf repay : geri ödemek - ripey repayment : geri ödeme - ripeymınt investor : yatırımcı - investır shut : kapamak , kapatmak , kapalı - şat shut up : kapa çeneni , susmak , susturmak - şadap shutter : deklanşör , kepenk , panjur - şadır farce : saçmalık , komedi - fars farcical : gülünç , abuk subuk , saçma - farsıkıl rebel : isyancı , asi , ayaklanan - rebıl rebellion : isyan , ayaklanma , başkaldırma - ribelyın optimum : en uygun , ideal - aptımım optimal : en uygun , ideal - aptımıl raise : zam , yükseltmek - reys percent : yüzde , hisse , kar payı - pırsent intrigue : entrika , dalavere - intrik microbe : mikrop - maykrob culprit : suçlu , sanık , zanlı , hükümlü - kalprit post : ileti , posta , postalamak - post posted : postalandı , gönderildi - postıd catapult : mancınık - kadıpalt spectacle : gösteri - sıpektıkıl spectacles : gözlük - sıpektıkıls expanse : genişlik , geniş alan - ikspens expense : masraf , gider , harcama - ikspens gigantic : devasa , dev gibi , kocaman - caygentik financial : parasal , mali , finansal - fınanşıl postpone : ertelemek , sonraya bırakmak - postpon lazy : tembel , miskin , üşengeç - leyzi endure : dayanmak , katlanmak , sabretmek , dişini sıkmak - indur literally : kelimenin tam anlamıyla , harfi harfine - litrıli later : sonra - leydır later on : daha sonra , sonradan - leydır an corner : köşe , köşeye sıkıştırmak - kornır commentator : yorumcu , maç sipikeri , eleştirmen - kamınteydır alligator : amerikan timsahı - alıgeydır crocodile : timsah - kırakıdayıl caught : yakalandı , yakalanmış , yakalamak - kot caught up : yakalandım , tamamlamak - kot ap precious : değerli , kıymetli - pıreşıs cozy : rahat - kozi mannequin : manken - menıkin mascot : maskot - maskıt physicist : fizikçi - fizisist beyond : öte , ötesinde , ötesine , ötesi , öteye , ötede , - den öte - biyand within : içinde , içinden , içeriden , içeride , içeriye , içeri , iç , iç kısım - vidhin within a week : bir hafta içinde - vidhin e viik cosmonaut : kozmonot , astronot - kazmınat stingray : vatoz balığı - sitingrey audible : duyulabilir , işitilebilir - adıbıl call : aramak , çağrı , çağırma , seslenme - kal caller : arayan , ziyaretçi - kalır called : aranan , adlı - kald warzone : savaş alanı , savaş bölgesi - vor zon compare : karşılaştırmak , kıyaslamak - kımper comparison : karşılaştırma , kıyaslama - kımperısın by now : şimdiye kadar - bay nau trinket : biblo - tırinkıt bibelot : biblo - bibılo creativeness : yaratıcılık - kırieytivnıs adore : hayranlık duymak , tapmak , çok sevmek - ıdor adoringly : sevgiyle - ıdoringli logic : mantık - lacik hyper : aşırı , yüksek - haypır routine : rutin - rutin camp : kamp - kemp camper : kampçı - kempır disaster : felaket , afet , facia - dizastır cascade : şelale , çağlayan - kaskeyd optic : göz , görme , görüş , optik - aptik countryside : kırsal bölge - kantrisayd neutron : nötron - nutran maintained : bakımlı - meynteynd past month : geçen ay - past month aerospace : havacılık - erosıpeys aeronautic : havacılık - eronatık hygienic : hijyenik - haycenik unhygienic : hijyenik değil - anhaycenik biography : biyografi - bayagrıfi galosh : galoş - gılaş tyre : tekerlek , araba lastiği - tayır tire : tekerlek , araba lastiği , yormak , yorulmak - tayır harm : zarar , hasar , kötülük etmek - harm harmful : zararlı - harmfıl harmless : zararsız , masum - harmlıs drastic : şiddetli - dırastik exotic : acayip , egzotik - igzatik bent : kıvrılmış , bükülmüş , kıvrık - bent pottery : çanak , çömlek - padıri grenade : el bombası - gırıneyd valentine : sevgili , mektup - velıntayn animate : canlandırmak - enimeyt animated : canlandırılmış , animasyonlu - enimeydıd dangerous : tehlikeli , riskli - deyncırıs tiniest : en küçük , en ufak - tayniıst washable : yıkanabilir , yıkanır - vaşıbıl reusable : yeniden kullanılabilir - riyuzıbıl summer villa : yazlık , yaz köyü - samır vilı cannibal : yamyam - kenıbıl clearance : boşluk , aralık , temizleme - kılirıns bay : körfez , havlamak - bey conflict : fikir ayrılığı , çatışma - kanfılikt metamorphosis : başkalaşım , değişim - metımorfısız meta : başkalaşım , değişim - metı vet : veteriner , baytar , tecrübeli , kıdemli asker - vet veterinarian : veteriner , baytar - vetrıneriyın lobster : ıstakoz - labstır cosplay : kostüm oyunu - kaspıley nearby : yakında , yanında - niırbay exoplanet : öte gezegen - eksopılanıt remark : açıklama , düşüncesini söyleme - rimark troop : birlik , bölük , süvari - tırup breakaway : kaçmak , çekilmek - bıreykıvey tension : tansiyon , gerilim , gerginlik - tenşın scrap : hurda , hurdaya ayırmak - sıkrap urge : dürtü , sıkıştırmak - ırç magnetic : manyetik , mıknatıslı - megnetik absorbent : emici , emici madde - ıbzorbınt dulcet : kulağa hoş gelen - dalsıt mild : ılıman , ılımlı , hafif - mayıld walker : yaya , yürüyüşçü - volkır fluence : akıcılık - fıluvıns fluenced : akıcı - fıluvınst best way : en iyi yol - best vey headfirst : kafaüstü , burnunun dikine - hedfırst leaf : yaprak , sayfa , folyo - liif homeless : evsiz , vatansız - homlıs decommissioned : hizmet dışı - dikımişınd outnumber : sayıca fazla , sayıca üstün - autnambır reception : resepsiyon , kabul , alış - risepşın crawl : emeklemek , sürünmek - kırol reptile : sürüngen , sürünen - reptayıl reptilian : sürüngen , sürünen , aşağılık - reptılıyın anxious : endişeli , can atan - engşıs relocate : yer değiştirmek , yerini değiştirmek - rilokeyt dialogue : diyalog , karşılıklı konuşma - dayılog among : arasında , arasına , içinde - ımang twinkle : parıltı - tıvinkıl convenient : uygun , elverişli , kullanışlı - kınvinyınt python : piton - paythan pyjamas : pijama - pıcamıs tries : denemeler - tırayz on this day : bugün - an dis dey allegiance : sadakat , bağlılık - ılicıns replaceable : değiştirilebilir - ripleysıbıl astonish : afallatmak , hayrete düşürmek - ıstaniş astonished : afallamış , şaşkın - ıstanişt astonishing : şaşırtıcı , hayret verici - ıstanişing appreciate : takdir etmek , değerini artırmak - ıprişieyt chopper : helikopter - çappır newyork : newyork - nüuyork forced : zoraki , mecburi , mecbur - forst concentrate : konsantre olmak , yoğunlaşmak - kansıntreyt concentrated : konsantre , yoğunlaşmış - kansıntreydıt concentration : konsantırasyon - kansıntreyşın fossil : fosil , taşlaşmış - fasıl cope : başa çıkmak , üstesinden gelmek - kop cracker : kıraker , büskivi , yavru , piliç - kırakır nude : çıplak - nuud redemption : kefaret - ridempşın reckon : hesaba katmak , hesaplamak - rekın reckoning : hesaplaşma , hesaplama - rekıning pick up : toplamak , yerden kaldırmak - pik ap sorrow : üzüntü , keder - sarou sarrowful : üzüntülü , kederli - saroufıl finance : finans , para sağlamak - faynens gun : silah , tabanca , tüfek - gan gunpowder : barut - ganpaudır creed : inanç - kıriid assassin : suikastçı , kiralık katil - ısasın assassination : suikast - ısasıneyşın wheat : buğday - viit chips : cips , patates kızartması - çips woodman : oduncu , ormancı - vudmen woodcutter : oduncu - vudkadır this side : bu taraf - dis sayd this way : bu yönden , bu taraftan - dis vey sorry : üzgünüm , üzgün , pişman - sori sad : üzgün , üzücü - sed sadness : üzüntü - sednıs sadly : ne yazıkki , üzüntüyle , üzüntülü bir şekilde - sedli pussy : kedi , am , vajina - pusi powder : pudra , toz - paudır injure : yaralamak - incır injured : yaralı - incırd crossover : karşıdan karşıya geçmek - kırosovır
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

boom : patlama , patlama sesi , gümlemek - buum guild : lonca , dernek - gild debut : ilk , sahneye ilk çıkış - deybiyu strip : şerit , striptiz , soyunmak - sıtrip popeyes : temel reis - papays sailing : yelken , yelkencilik - seyıling cuttlefish : mürekkep balığı - kadıl fiş ordered : sipariş edildi - ordırd abduction : kaçırma - abdakşın saucepan : tencere - sospen pan : tava , elek , buz - pen new look : yeni görünüş - nüu luk fever : ateş , ateşlenmek - fivır feverish : ateşli - fivıriş feverishly : hararetle - fivırişli contract : kontrat , sözleşme - kıntrakt nuclear : nükleer - nukliır collaborate : işbirliği yapmak - kılabıreyt extract : ayıklamak , çıkarmak - ikstırakt mercy : merhamet , rahmet , insaf - mırsi dude : kanka - duud humanoid : insansı - hümenoid pillow : yastık - pilov pilaff : pilav - pilaf repay : geri ödemek - ripey repayment : geri ödeme - ripeymınt investor : yatırımcı - investır shut : kapamak , kapatmak , kapalı - şat shut up : kapa çeneni , susmak , susturmak - şadap shutter : deklanşör , kepenk , panjur - şadır farce : saçmalık , komedi - fars farcical : gülünç , abuk subuk , saçma - farsıkıl rebel : isyancı , asi , ayaklanan - rebıl rebellion : isyan , ayaklanma , başkaldırma - ribelyın optimum : en uygun , ideal - aptımım optimal : en uygun , ideal - aptımıl raise : zam , yükseltmek - reys percent : yüzde , hisse , kar payı - pırsent intrigue : entrika , dalavere - intrik microbe : mikrop - maykrob culprit : suçlu , sanık , zanlı , hükümlü - kalprit post : ileti , posta , postalamak - post posted : postalandı , gönderildi - postıd catapult : mancınık - kadıpalt spectacle : gösteri - sıpektıkıl spectacles : gözlük - sıpektıkıls expanse : genişlik , geniş alan - ikspens expense : masraf , gider , harcama - ikspens gigantic : devasa , dev gibi , kocaman - caygentik financial : parasal , mali , finansal - fınanşıl postpone : ertelemek , sonraya bırakmak - postpon lazy : tembel , miskin , üşengeç - leyzi endure : dayanmak , katlanmak , sabretmek , dişini sıkmak - indur literally : kelimenin tam anlamıyla , harfi harfine - litrıli later : sonra - leydır later on : daha sonra , sonradan - leydır an corner : köşe , köşeye sıkıştırmak - kornır commentator : yorumcu , maç sipikeri , eleştirmen - kamınteydır alligator : amerikan timsahı - alıgeydır crocodile : timsah - kırakıdayıl caught : yakalandı , yakalanmış , yakalamak - kot caught up : yakalandım , tamamlamak - kot ap precious : değerli , kıymetli - pıreşıs cozy : rahat - kozi mannequin : manken - menıkin mascot : maskot - maskıt physicist : fizikçi - fizisist beyond : öte , ötesinde , ötesine , ötesi , öteye , ötede , - den öte - biyand within : içinde , içinden , içeriden , içeride , içeriye , içeri , iç , iç kısım - vidhin within a week : bir hafta içinde - vidhin e viik cosmonaut : kozmonot , astronot - kazmınat stingray : vatoz balığı - sitingrey audible : duyulabilir , işitilebilir - adıbıl call : aramak , çağrı , çağırma , seslenme - kal caller : arayan , ziyaretçi - kalır called : aranan , adlı - kald warzone : savaş alanı , savaş bölgesi - vor zon compare : karşılaştırmak , kıyaslamak - kımper comparison : karşılaştırma , kıyaslama - kımperısın by now : şimdiye kadar - bay nau trinket : biblo - tırinkıt bibelot : biblo - bibılo creativeness : yaratıcılık - kırieytivnıs adore : hayranlık duymak , tapmak , çok sevmek - ıdor adoringly : sevgiyle - ıdoringli logic : mantık - lacik hyper : aşırı , yüksek - haypır routine : rutin - rutin camp : kamp - kemp camper : kampçı - kempır disaster : felaket , afet , facia - dizastır cascade : şelale , çağlayan - kaskeyd optic : göz , görme , görüş , optik - aptik countryside : kırsal bölge - kantrisayd neutron : nötron - nutran maintained : bakımlı - meynteynd past month : geçen ay - past month aerospace : havacılık - erosıpeys aeronautic : havacılık - eronatık hygienic : hijyenik - haycenik unhygienic : hijyenik değil - anhaycenik biography : biyografi - bayagrıfi galosh : galoş - gılaş tyre : tekerlek , araba lastiği - tayır tire : tekerlek , araba lastiği , yormak , yorulmak - tayır harm : zarar , hasar , kötülük etmek - harm harmful : zararlı - harmfıl harmless : zararsız , masum - harmlıs drastic : şiddetli - dırastik exotic : acayip , egzotik - igzatik bent : kıvrılmış , bükülmüş , kıvrık - bent pottery : çanak , çömlek - padıri grenade : el bombası - gırıneyd valentine : sevgili , mektup - velıntayn animate : canlandırmak - enimeyt animated : canlandırılmış , animasyonlu - enimeydıd dangerous : tehlikeli , riskli - deyncırıs tiniest : en küçük , en ufak - tayniıst washable : yıkanabilir , yıkanır - vaşıbıl reusable : yeniden kullanılabilir - riyuzıbıl summer villa : yazlık , yaz köyü - samır vilı cannibal : yamyam - kenıbıl clearance : boşluk , aralık , temizleme - kılirıns bay : körfez , havlamak - bey conflict : fikir ayrılığı , çatışma - kanfılikt metamorphosis : başkalaşım , değişim - metımorfısız meta : başkalaşım , değişim - metı vet : veteriner , baytar , tecrübeli , kıdemli asker - vet veterinarian : veteriner , baytar - vetrıneriyın lobster : ıstakoz - labstır cosplay : kostüm oyunu - kaspıley nearby : yakında , yanında - niırbay exoplanet : öte gezegen - eksopılanıt remark : açıklama , düşüncesini söyleme - rimark troop : birlik , bölük , süvari - tırup breakaway : kaçmak , çekilmek - bıreykıvey tension : tansiyon , gerilim , gerginlik - tenşın scrap : hurda , hurdaya ayırmak - sıkrap urge : dürtü , sıkıştırmak - ırç magnetic : manyetik , mıknatıslı - megnetik absorbent : emici , emici madde - ıbzorbınt dulcet : kulağa hoş gelen - dalsıt mild : ılıman , ılımlı , hafif - mayıld walker : yaya , yürüyüşçü - volkır fluence : akıcılık - fıluvıns fluenced : akıcı - fıluvınst best way : en iyi yol - best vey headfirst : kafaüstü , burnunun dikine - hedfırst leaf : yaprak , sayfa , folyo - liif homeless : evsiz , vatansız - homlıs decommissioned : hizmet dışı - dikımişınd outnumber : sayıca fazla , sayıca üstün - autnambır reception : resepsiyon , kabul , alış - risepşın crawl : emeklemek , sürünmek - kırol reptile : sürüngen , sürünen - reptayıl reptilian : sürüngen , sürünen , aşağılık - reptılıyın anxious : endişeli , can atan - engşıs relocate : yer değiştirmek , yerini değiştirmek - rilokeyt dialogue : diyalog , karşılıklı konuşma - dayılog among : arasında , arasına , içinde - ımang twinkle : parıltı - tıvinkıl convenient : uygun , elverişli , kullanışlı - kınvinyınt python : piton - paythan pyjamas : pijama - pıcamıs tries : denemeler - tırayz on this day : bugün - an dis dey allegiance : sadakat , bağlılık - ılicıns replaceable : değiştirilebilir - ripleysıbıl astonish : afallatmak , hayrete düşürmek - ıstaniş astonished : afallamış , şaşkın - ıstanişt astonishing : şaşırtıcı , hayret verici - ıstanişing appreciate : takdir etmek , değerini artırmak - ıprişieyt chopper : helikopter - çappır newyork : newyork - nüuyork forced : zoraki , mecburi , mecbur - forst concentrate : konsantre olmak , yoğunlaşmak - kansıntreyt concentrated : konsantre , yoğunlaşmış - kansıntreydıt concentration : konsantırasyon - kansıntreyşın fossil : fosil , taşlaşmış - fasıl cope : başa çıkmak , üstesinden gelmek - kop cracker : kıraker , büskivi , yavru , piliç - kırakır nude : çıplak - nuud redemption : kefaret - ridempşın reckon : hesaba katmak , hesaplamak - rekın reckoning : hesaplaşma , hesaplama - rekıning pick up : toplamak , yerden kaldırmak - pik ap sorrow : üzüntü , keder - sarou sarrowful : üzüntülü , kederli - saroufıl finance : finans , para sağlamak - faynens gun : silah , tabanca , tüfek - gan gunpowder : barut - ganpaudır creed : inanç - kıriid assassin : suikastçı , kiralık katil - ısasın assassination : suikast - ısasıneyşın wheat : buğday - viit chips : cips , patates kızartması - çips woodman : oduncu , ormancı - vudmen woodcutter : oduncu - vudkadır this side : bu taraf - dis sayd this way : bu yönden , bu taraftan - dis vey sorry : üzgünüm , üzgün , pişman - sori sad : üzgün , üzücü - sed sadness : üzüntü - sednıs sadly : ne yazıkki , üzüntüyle , üzüntülü bir şekilde - sedli pussy : kedi , am , vajina - pusi powder : pudra , toz - paudır injure : yaralamak - incır injured : yaralı - incırd crossover : karşıdan karşıya geçmek - kırosovır
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR” “KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”
GÜNLÜK HAYATTA EN ÇOK KULLANILAN KELİMELERDEN DERLENMİŞTİR
17
17
17