get them out : onları dışarı çıkar - get dem aut without : olmadan , olmaksızın , siz , sız - vidaut without you : sensiz - vidaut yu without me : bensiz - vidaut mi start without me : bensiz başla - sıtart vidaut mi all of you : hepiniz - al ıv yu all af them : hepsi , bunların hepsi - al ıv dem have a nice day : iyi günler - hev ı nays dey began : başla - bigen begin : başlamak , başlatmak - bigin beginning : baş , başlangıç - bigining beginner : acemi , yeni başlayan - biginır ink : mürekkep - ink inked : mürekkepli - inkt tray : tepsi , sini - tırey box : kutu , sandık , yumruk atmak - baks boxed : kutulu - bakst boxing : boks , kutulama - baksing boxer : boksör , şort , kilot - baksır broad : kalın , geniş , enli , kadın , karı - bırod broadway : geniş yol - bırodvey unbox : kutudan çıkarmak - anbaks unboxed : kutusuz - anbakst unboxing : kutudan çıkarma - anbaksing mankind : insanlık , insanoğlu - menkaynd stellar : yıldız , yıldızlara ait - sıtelır interstellar : yıldızlararası - intırsıtelır meant : anlamına gelen - ment meantime : bu arada , iken - mintaym stack : yığın , istif , yığmak , istif etmek - sıtak nose : burun , koklamak - noz nose hair : burun kılı - noz her ness : burun , çıkıntı , kara çıkıntısı - nes continent : kıta , anakara - kantınınt proud : gurur duymak , gururlu , onurlu - pıraud traction : çekiş , çekme , çekiş gücü - tırakşın tractor : tıraktör , çekici - tırakdır dreamland : rüyalar ülkesi - dıriimlend bullshit : saçma , saçmalık , saçmalamak - bulşit climate change : iklim değişikliği - kılaymıt çeynç economist : iktisatçı , ekonomist - ikanımist march : mart , marş , sınır , hudut , yürüyüş - març europe : avrupa - yurıp european : avrupalı - yurıpiın pub : bar , birahane , meyhane - pab claim : iddia , alacak , iddia etmek - kıleym claimer : iddia sahibi - kıleymır disclaimer : sorumluluk reddi , feragat - diskıleymır epic : destan , destansı , kahramanca - epik way : yol , yön , yöntem , tarz , yapılış şekli - vey blame : suçlamak , ayıplamak , kabahat - bıleym log : kayıt , kütük , tomruk - log limitation : sınırlama , kısıtlama - limiteyşın fragile : kırılgan , narin , kırılabilir - fıracıl loop : döngü , ilik , iliklemek , düğüm - luup boring : sıkıcı , can sıkıcı - boring do you know : biliyor musun ? - du yu nau did you know : biliyor muydun ? - did yu nau bar : çubuk , demir çubuk , bar , bariyer , avukatlık , çizgi - bar obstacle : engel , mani - abstıkıl be blocked : engellemek , engel olmak - bi bılakt bargain : pazarlık etmek , kelepir - bargın live broadcast : canlı yayın - layv bırodkest emission : emisyon , yayma - imişın volcano : volkan , yanardağ - volkeyno volcanoes : volkanlar , yanardağlar - volkeynoz buck : para , dolar , itaatsizlik etmek - bak argentina : arjantin - arcıntina argentinian : arjantinli - arcıntiniyın asset : varlık , mal , mülk , değerli eşya - aset attire : kıyafet , elbise , giysi , giydirmek - ıtayır formal : resmi , biçimsel - formıl yearbook : yıllık - yiırbuk tranquil : sakin , huzurlu - tırankvıl essence : öz , esans , cevher - esıns globally : küresel - gılobıli christmas : noel - kırismıs resurrection : yeniden diriliş - rizırekşın union : birlik , birleşme , ittifak , sendika - yunyın reunion : yeniden birleşme - riyunyın contact us : bize ulaşın - kantakt as trash : çöp , işe yaramaz - tıraş grass : çim , çimen , ot , çayır , otlak - gıras grasshopper : çekirge - gırashapır vanguard : öncü , elebaşı - vengard minion : köle , uydu - minyın minority : azınlık , reşit olmama - maynorıdi chocolate : çikolata , koyu kahverengi - çaklıt purchase : satın almak , satın alınan - pırçıs purchaser : alıcı , müşteri - pırçısır consulate : konsolosluk - kansılıt historic : tarihi - historik chronology : kıronoloji - kırınalıci automobile : otomobil - otımobayıl sync : senkronizasyon - singk synchronize : senkronize etmek - singkrınayz video call : görüntülü arama - vidio kal surpass : aşmak , geçmek - sırpaz surpasses : aşıyor , geçiyor - sırpasiz ford : nehrin sığ yeri - ford exit : çıkış , çıkmak - eksıt exist : mevcut , bulunmak - igzist crossing : deniz yolculuğu - kırasing gladiator : kavgacı , dövüşçü , gıladyatör - gıladieydır forestry : ormanlık , ormancılık - forıstri theory : teori - tiıri theory of relativity : izafiyet teorisi - tiıri ıv relıtivıdi work out : egzersiz yapmak - vırk aut coming back : geri gelmek - kaming bek hard time : zor zaman - hard taym well then : iyi o zaman - vel den inflate : şişirmek - infıleyt inflator : şişirici , hava pompası - infıleydır calligraphy : kaligrafi , hattatlık , güzel yazı sanatı - kıligrıfi gesture : mimik , jest , jest yapmak , iyi niyet gösterisi - cesçır goodwill : iyi niyet , hava parası - gudvil critical : kritik , eleştirici - kıridikıl compulsory : zorunlu , mecburi - kımpalsıri compulsion : mecburiyet - kımpalşın forgotten : unutulmuş - forgatın cameraman : kameraman - kemırımın inform : bilgi vermek , haber vermek - inform informed : haberdar , haberi olan - informd pleased : memnun , hoşnut , keyifli - pılist pleasant : keyifli , hoş - pılezınt how sad : ne kadar üzücü - hav sed scotch : iskoç , viski - sıkaç rejoin : yeniden katılmak - ricoyn somebody else : başka biri , başkası - sambadi els forehead : alın - forhed napkin : peçete - nepkin equip : donatmak - ikvip equipment : ekipman , teçhizat , donanım , araç gereç - ikvipmınt same to you : aynen , sizede , sizinde - seym tı yu same to you dear : sanada canım - seym tı yu diır villa : villa , köşk - vilı like ı said : dediğim gibi - layk ay sed like ı said before : daha önce dediğim gibi - layk ay sed bifor role : rol , rol yapmak - rol champagne : şampanya - şampeyn comical : komik , gülünç - kamikıl comically : komik bir şekilde - kamikıli nest : yuva , kuluçka , yuva yapmak - nest nested : iç içe - nestıd nestle : yuva yapmak - nesıl jew : yahudi , musevi , ibrani - cu apologize : özür dilemek - ıpalıcayz expect : beklemek , ummak - ikspekt vaccine : aşı - vaksin weld : kaynak , leğimlemek - veld parade : geçit töreni - pıreyd aquarium : akvaryum - ıkveriyım think : düşünmek - thingk thinker : düşünen , düşünür - thingkır philosopher : filozof - fılasıfır deploy : dağıtmak , dağıtım , istihdam - diploy carpenter : marangoz - karpıntır carpentry : marangozluk - karpıntri sleek : şık , pırıl pırıl - sıliik baggage : bagaj , şımarık kadın - begıç array : dizi , diziliş , jüri - ırey immerse : batırmak , daldırmak - imırs yoke : boyunduruk altına almak - yok aerial : havadan , hava , anten - eriyıl brooch : bıroş , iğne - bıroç concern : kaygı , endişe , ilgilendirmek - kınsırn sail : deniz , denize açılmak , yelken , gemi yolculuğu - seyıl sailor : denizci , gemici - seylır traverse : çapraz , zikzak - tıravırs passive : pasif , faizsiz - pesiv navy : donanma , deniz filosu - neyvi navy blue : lacivert , koyu mavi - neyvi bılu declare : ilan etmek , bildirmek , beyan etmek - dikleır adorable : çok sevimli , çok güzel - ıdorıbıl immortality : ölümsüzlük - imortalidi lebanon : lübnan - lebının lebanonian : lübnanlı - lebınonyın volunteer : gönüllü , can atmak - valıntir practice : uygulama , pıratik - pıraktıs chat : sohbet , sohbet etmek - çet chatted : sohbet etti - çedıd chatted with : ile sohbet etti - çedıd wit workhorse : beygir , eşek gibi çalışan kimse - vırkhors residue : kalıntı , tortu , artık - rezıdu don’t miss : kaçırmayın , ıskalamayın - dont miss radial : ışınsal - reydiıl fusion : füzyon , erime , kaynaşma - füjın no body : kimse , hiç kimse , önemsiz biri - no badi slump : çöküş , çökme , ani çöküş , ansızın düşme - sılamp monument : anıt , abide - manyumınt enormous : muazzam , dağ gibi - inormıs enormously : son derece , çok , muazzam bir şekilde - inormısli roadster : yolcu , binek atı - rodstır poll : anket , oy toplamak - pol parade : geçit töreni - pıreyd hubble : kocakarı - habıl chamber : bölme , oda - çeymbır dump : çöplük - damp naptime : şekerleme vakti - neptaym breath : nefes , soluk , soluklanmak - bıreth breathtaking : nefes kesen - bırethteyking spoke : konuştu , firen düzeni - sıpok feasible : mümkün , yapılabilir , olası - fizıbıl substitute : vekil , yedek oyuncu - sabstıtut fashion : moda , kılık kıyafet - feşın show off : hava atmak , fiyaka - şov of problematic : sorunlu , problemli - pırablımedik noble : soylu , asil , soy - nobıl acceptance : kabul , kabul etme , teslim alma - ekseptıns
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

get them out : onları dışarı çıkar - get dem aut without : olmadan , olmaksızın , siz , sız - vidaut without you : sensiz - vidaut yu without me : bensiz - vidaut mi start without me : bensiz başla - sıtart vidaut mi all of you : hepiniz - al ıv yu all af them : hepsi , bunların hepsi - al ıv dem have a nice day : iyi günler - hev ı nays dey began : başla - bigen begin : başlamak , başlatmak - bigin beginning : baş , başlangıç - bigining beginner : acemi , yeni başlayan - biginır ink : mürekkep - ink inked : mürekkepli - inkt tray : tepsi , sini - tırey box : kutu , sandık , yumruk atmak - baks boxed : kutulu - bakst boxing : boks , kutulama - baksing boxer : boksör , şort , kilot - baksır broad : kalın , geniş , enli , kadın , karı - bırod broadway : geniş yol - bırodvey unbox : kutudan çıkarmak - anbaks unboxed : kutusuz - anbakst unboxing : kutudan çıkarma - anbaksing mankind : insanlık , insanoğlu - menkaynd stellar : yıldız , yıldızlara ait - sıtelır interstellar : yıldızlararası - intırsıtelır meant : anlamına gelen - ment meantime : bu arada , iken - mintaym stack : yığın , istif , yığmak , istif etmek - sıtak nose : burun , koklamak - noz nose hair : burun kılı - noz her ness : burun , çıkıntı , kara çıkıntısı - nes continent : kıta , anakara - kantınınt proud : gurur duymak , gururlu , onurlu - pıraud traction : çekiş , çekme , çekiş gücü - tırakşın tractor : tıraktör , çekici - tırakdır dreamland : rüyalar ülkesi - dıriimlend bullshit : saçma , saçmalık , saçmalamak - bulşit climate change : iklim değişikliği - kılaymıt çeynç economist : iktisatçı , ekonomist - ikanımist march : mart , marş , sınır , hudut , yürüyüş - març europe : avrupa - yurıp european : avrupalı - yurıpiın pub : bar , birahane , meyhane - pab claim : iddia , alacak , iddia etmek - kıleym claimer : iddia sahibi - kıleymır disclaimer : sorumluluk reddi , feragat - diskıleymır epic : destan , destansı , kahramanca - epik way : yol , yön , yöntem , tarz , yapılış şekli - vey blame : suçlamak , ayıplamak , kabahat - bıleym log : kayıt , kütük , tomruk - log limitation : sınırlama , kısıtlama - limiteyşın fragile : kırılgan , narin , kırılabilir - fıracıl loop : döngü , ilik , iliklemek , düğüm - luup boring : sıkıcı , can sıkıcı - boring do you know : biliyor musun ? - du yu nau did you know : biliyor muydun ? - did yu nau bar : çubuk , bar , bariyer , avukatlık , çizgi - bar obstacle : engel , mani - abstıkıl be blocked : engellemek , engel olmak - bi bılakt bargain : pazarlık etmek , kelepir - bargın live broadcast : canlı yayın - layv bırodkest emission : emisyon , yayma - imişın volcano : volkan , yanardağ - volkeyno volcanoes : volkanlar , yanardağlar - volkeynoz buck : para , dolar , itaatsizlik etmek - bak argentina : arjantin - arcıntina argentinian : arjantinli - arcıntiniyın asset : varlık , mal , mülk , değerli eşya - aset attire : kıyafet , elbise , giysi , giydirmek - ıtayır formal : resmi , biçimsel - formıl yearbook : yıllık - yiırbuk tranquil : sakin , huzurlu - tırankvıl essence : öz , esans , cevher - esıns globally : küresel - gılobıli christmas : noel - kırismıs resurrection : yeniden diriliş - rizırekşın union : birlik , birleşme , ittifak , sendika - yunyın reunion : yeniden birleşme - riyunyın contact us : bize ulaşın - kantakt as trash : çöp , işe yaramaz - tıraş grass : çim , çimen , ot , çayır , otlak - gıras grasshopper : çekirge - gırashapır vanguard : öncü , elebaşı - vengard minion : köle , uydu - minyın minority : azınlık , reşit olmama - maynorıdi chocolate : çikolata , koyu kahverengi - çaklıt purchase : satın almak , satın alınan - pırçıs purchaser : alıcı , müşteri - pırçısır consulate : konsolosluk - kansılıt historic : tarihi - historik chronology : kıronoloji - kırınalıci automobile : otomobil - otımobayıl sync : senkronizasyon - singk synchronize : senkronize etmek - singkrınayz video call : görüntülü arama - vidio kal surpass : aşmak , geçmek - sırpaz surpasses : aşıyor , geçiyor - sırpasiz ford : nehrin sığ yeri - ford exit : çıkış , çıkmak - eksıt exist : mevcut , bulunmak - igzist crossing : deniz yolculuğu - kırasing gladiator : kavgacı , dövüşçü , gıladyatör - gıladieydır forestry : ormanlık , ormancılık - forıstri theory : teori - tiıri theory of relativity : izafiyet teorisi - tiıri ıv relıtivıdi work out : egzersiz yapmak - vırk aut coming back : geri gelmek - kaming bek hard time : zor zaman - hard taym well then : iyi o zaman - vel den inflate : şişirmek - infıleyt inflator : şişirici , hava pompası - infıleydır calligraphy : kaligrafi , hattatlık , güzel yazı sanatı - kıligrıfi gesture : jest , jest yapmak , iyi niyet gösterisi - cesçır goodwill : iyi niyet , hava parası - gudvil critical : kritik , eleştirici - kıridikıl compulsory : zorunlu , mecburi - kımpalsıri compulsion : mecburiyet - kımpalşın forgotten : unutulmuş - forgatın cameraman : kameraman - kemırımın inform : bilgi vermek , haber vermek - inform informed : haberdar , haberi olan - informd pleased : memnun , hoşnut , keyifli - pılist pleasant : keyifli , hoş - pılezınt how sad : ne kadar üzücü - hav sed scotch : iskoç , viski - sıkaç rejoin : yeniden katılmak - ricoyn somebody else : başka biri , başkası - sambadi els forehead : alın - forhed napkin : peçete - nepkin equip : donatmak - ikvip equipment : teçhizat , donanım , araç gereç - ikvipmınt same to you : aynen , sizede , sizinde - seym tı yu same to you dear : sanada canım - seym tı yu diır villa : villa , köşk - vilı like ı said : dediğim gibi - layk ay sed like ı said before : daha önce dediğim gibi - layk ay sed bifor role : rol , rol yapmak - rol champagne : şampanya - şampeyn comical : komik , gülünç - kamikıl comically : komik bir şekilde - kamikıli nest : yuva , kuluçka , yuva yapmak - nest nested : iç içe - nestıd nestle : yuva yapmak - nesıl jew : yahudi , musevi , ibrani - cu apologize : özür dilemek - ıpalıcayz expect : beklemek , ummak - ikspekt vaccine : aşı - vaksin weld : kaynak , leğimlemek - veld parade : geçit töreni - pıreyd aquarium : akvaryum - ıkveriyım think : düşünmek - thingk thinker : düşünen , düşünür - thingkır philosopher : filozof - fılasıfır deploy : dağıtmak , dağıtım , istihdam - diploy carpenter : marangoz - karpıntır carpentry : marangozluk - karpıntri sleek : şık , pırıl pırıl - sıliik baggage : bagaj , şımarık kadın - begıç array : dizi , diziliş , jüri - ırey immerse : batırmak , daldırmak - imırs yoke : boyunduruk altına almak - yok aerial : havadan , hava , anten - eriyıl brooch : bıroş , iğne - bıroç concern : kaygı , endişe , ilgilendirmek - kınsırn sail : denize açılmak , yelken , gemi yolculuğu seyıl sailor : denizci , gemici - seylır traverse : çapraz , zikzak - tıravırs passive : pasif , faizsiz - pesiv navy : donanma , deniz filosu - neyvi navy blue : lacivert , koyu mavi - neyvi bılu declare : ilan etmek , bildirmek , beyan etmek - dikleır adorable : çok sevimli , çok güzel - ıdorıbıl immortality : ölümsüzlük - imortalidi lebanon : lübnan - lebının lebanonian : lübnanlı - lebınonyın volunteer : gönüllü , can atmak - valıntir practice : uygulama , pıratik - pıraktıs chat : sohbet , sohbet etmek - çet chatted : sohbet etti - çedıd chatted with : ile sohbet etti - çedıd wit workhorse : beygir , eşek gibi çalışan kimse - vırkhors residue : kalıntı , tortu , artık - rezıdu don’t miss : kaçırmayın , ıskalamayın - dont miss radial : ışınsal - reydiıl fusion : füzyon , erime , kaynaşma - füjın no body : kimse , hiç kimse , önemsiz biri - no badi slump : çöküş , çökme , ani çöküş , ansızın düşme - sılamp monument : anıt , abide - manyumınt enormous : muazzam , dağ gibi - inormıs enormously :son derece ,çok ,muazzam bir şekilde - inormısli roadster : yolcu , binek atı - rodstır poll : anket , oy toplamak - pol parade : geçit töreni - pıreyd hubble : kocakarı - habıl chamber : bölme , oda - çeymbır dump : çöplük - damp naptime : şekerleme vakti - neptaym breath : nefes , soluk , soluklanmak - bıreth breathtaking : nefes kesen - bırethteyking spoke : konuştu , firen düzeni - sıpok feasible : mümkün , yapılabilir , olası - fizıbıl substitute : vekil , yedek oyuncu - sabstıtut fashion : moda , kılık kıyafet - feşın show off : hava atmak , fiyaka - şov of problematic : sorunlu , problemli - pırablımedik noble : soylu , asil , soy - nobıl acceptance : kabul , kabul etme , teslim alma - ekseptıns
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

get them out : onları dışarı çıkar - get dem aut without : olmadan , olmaksızın , siz , sız - vidaut without you : sensiz - vidaut yu without me : bensiz - vidaut mi start without me : bensiz başla - sıtart vidaut mi all of you : hepiniz - al ıv yu all af them : hepsi , bunların hepsi - al ıv dem have a nice day : iyi günler - hev ı nays dey began : başla - bigen begin : başlamak , başlatmak - bigin beginning : baş , başlangıç - bigining beginner : acemi , yeni başlayan - biginır ink : mürekkep - ink inked : mürekkepli - inkt tray : tepsi , sini - tırey box : kutu , sandık , yumruk atmak - baks boxed : kutulu - bakst boxing : boks , kutulama - baksing boxer : boksör , şort , kilot - baksır broad : kalın , geniş , enli , kadın , karı - bırod broadway : geniş yol - bırodvey unbox : kutudan çıkarmak - anbaks unboxed : kutusuz - anbakst unboxing : kutudan çıkarma - anbaksing mankind : insanlık , insanoğlu - menkaynd stellar : yıldız , yıldızlara ait - sıtelır interstellar : yıldızlararası - intırsıtelır meant : anlamına gelen - ment meantime : bu arada , iken - mintaym stack : yığın , istif , yığmak , istif etmek - sıtak nose : burun , koklamak - noz nose hair : burun kılı - noz her ness : burun , çıkıntı , kara çıkıntısı - nes continent : kıta , anakara - kantınınt proud : gurur duymak , gururlu , onurlu - pıraud traction : çekiş , çekme , çekiş gücü - tırakşın tractor : tıraktör , çekici - tırakdır dreamland : rüyalar ülkesi - dıriimlend bullshit : saçma , saçmalık , saçmalamak - bulşit climate change : iklim değişikliği - kılaymıt çeynç economist : iktisatçı , ekonomist - ikanımist march : mart , marş , sınır , hudut , yürüyüş - març europe : avrupa - yurıp european : avrupalı - yurıpiın pub : bar , birahane , meyhane - pab claim : iddia , alacak , iddia etmek - kıleym claimer : iddia sahibi - kıleymır disclaimer : sorumluluk reddi , feragat - diskıleymır epic : destan , destansı , kahramanca - epik way : yol , yön , yöntem , tarz , yapılış şekli - vey blame : suçlamak , ayıplamak , kabahat - bıleym log : kayıt , kütük , tomruk - log limitation : sınırlama , kısıtlama - limiteyşın fragile : kırılgan , narin , kırılabilir - fıracıl loop : döngü , ilik , iliklemek , düğüm - luup boring : sıkıcı , can sıkıcı - boring do you know : biliyor musun ? - du yu nau did you know : biliyor muydun ? - did yu nau bar : çubuk , demir çubuk , bar , bariyer , avukatlık , çizgi - bar obstacle : engel , mani - abstıkıl be blocked : engellemek , engel olmak - bi bılakt bargain : pazarlık etmek , kelepir - bargın live broadcast : canlı yayın - layv bırodkest emission : emisyon , yayma - imişın volcano : volkan , yanardağ - volkeyno volcanoes : volkanlar , yanardağlar - volkeynoz buck : para , dolar , itaatsizlik etmek - bak argentina : arjantin - arcıntina argentinian : arjantinli - arcıntiniyın asset : varlık , mal , mülk , değerli eşya - aset attire : kıyafet , elbise , giysi , giydirmek - ıtayır formal : resmi , biçimsel - formıl yearbook : yıllık - yiırbuk tranquil : sakin , huzurlu - tırankvıl essence : öz , esans , cevher - esıns globally : küresel - gılobıli christmas : noel - kırismıs resurrection : yeniden diriliş - rizırekşın union : birlik , birleşme , ittifak , sendika - yunyın reunion : yeniden birleşme - riyunyın contact us : bize ulaşın - kantakt as trash : çöp , işe yaramaz - tıraş grass : çim , çimen , ot , çayır , otlak - gıras grasshopper : çekirge - gırashapır vanguard : öncü , elebaşı - vengard minion : köle , uydu - minyın minority : azınlık , reşit olmama - maynorıdi chocolate : çikolata , koyu kahverengi - çaklıt purchase : satın almak , satın alınan - pırçıs purchaser : alıcı , müşteri - pırçısır consulate : konsolosluk - kansılıt historic : tarihi - historik chronology : kıronoloji - kırınalıci automobile : otomobil - otımobayıl sync : senkronizasyon - singk synchronize : senkronize etmek - singkrınayz video call : görüntülü arama - vidio kal surpass : aşmak , geçmek - sırpaz surpasses : aşıyor , geçiyor - sırpasiz ford : nehrin sığ yeri - ford exit : çıkış , çıkmak - eksıt exist : mevcut , bulunmak - igzist crossing : deniz yolculuğu - kırasing gladiator : kavgacı , dövüşçü , gıladyatör - gıladieydır forestry : ormanlık , ormancılık - forıstri theory : teori - tiıri theory of relativity : izafiyet teorisi - tiıri ıv relıtivıdi work out : egzersiz yapmak - vırk aut coming back : geri gelmek - kaming bek hard time : zor zaman - hard taym well then : iyi o zaman - vel den inflate : şişirmek - infıleyt inflator : şişirici , hava pompası - infıleydır calligraphy : kaligrafi , hattatlık , güzel yazı sanatı - kıligrıfi gesture : mimik , jest , jest yapmak , iyi niyet gösterisi - cesçır goodwill : iyi niyet , hava parası - gudvil critical : kritik , eleştirici - kıridikıl compulsory : zorunlu , mecburi - kımpalsıri compulsion : mecburiyet - kımpalşın forgotten : unutulmuş - forgatın cameraman : kameraman - kemırımın inform : bilgi vermek , haber vermek - inform informed : haberdar , haberi olan - informd pleased : memnun , hoşnut , keyifli - pılist pleasant : keyifli , hoş - pılezınt how sad : ne kadar üzücü - hav sed scotch : iskoç , viski - sıkaç rejoin : yeniden katılmak - ricoyn somebody else : başka biri , başkası - sambadi els forehead : alın - forhed napkin : peçete - nepkin equip : donatmak - ikvip equipment : ekipman , teçhizat , donanım , araç gereç - ikvipmınt same to you : aynen , sizede , sizinde - seym tı yu same to you dear : sanada canım - seym tı yu diır villa : villa , köşk - vilı like ı said : dediğim gibi - layk ay sed like ı said before : daha önce dediğim gibi - layk ay sed bifor role : rol , rol yapmak - rol champagne : şampanya - şampeyn comical : komik , gülünç - kamikıl comically : komik bir şekilde - kamikıli nest : yuva , kuluçka , yuva yapmak - nest nested : iç içe - nestıd nestle : yuva yapmak - nesıl jew : yahudi , musevi , ibrani - cu apologize : özür dilemek - ıpalıcayz expect : beklemek , ummak - ikspekt vaccine : aşı - vaksin weld : kaynak , leğimlemek - veld parade : geçit töreni - pıreyd aquarium : akvaryum - ıkveriyım think : düşünmek - thingk thinker : düşünen , düşünür - thingkır philosopher : filozof - fılasıfır deploy : dağıtmak , dağıtım , istihdam - diploy carpenter : marangoz - karpıntır carpentry : marangozluk - karpıntri sleek : şık , pırıl pırıl - sıliik baggage : bagaj , şımarık kadın - begıç array : dizi , diziliş , jüri - ırey immerse : batırmak , daldırmak - imırs yoke : boyunduruk altına almak - yok aerial : havadan , hava , anten - eriyıl brooch : bıroş , iğne - bıroç concern : kaygı , endişe , ilgilendirmek - kınsırn sail : deniz , denize açılmak , yelken , gemi yolculuğu - seyıl sailor : denizci , gemici - seylır traverse : çapraz , zikzak - tıravırs passive : pasif , faizsiz - pesiv navy : donanma , deniz filosu - neyvi navy blue : lacivert , koyu mavi - neyvi bılu declare : ilan etmek , bildirmek , beyan etmek - dikleır adorable : çok sevimli , çok güzel - ıdorıbıl immortality : ölümsüzlük - imortalidi lebanon : lübnan - lebının lebanonian : lübnanlı - lebınonyın volunteer : gönüllü , can atmak - valıntir practice : uygulama , pıratik - pıraktıs chat : sohbet , sohbet etmek - çet chatted : sohbet etti - çedıd chatted with : ile sohbet etti - çedıd wit workhorse : beygir , eşek gibi çalışan kimse - vırkhors residue : kalıntı , tortu , artık - rezıdu don’t miss : kaçırmayın , ıskalamayın - dont miss radial : ışınsal - reydiıl fusion : füzyon , erime , kaynaşma - füjın no body : kimse , hiç kimse , önemsiz biri - no badi slump : çöküş , çökme , ani çöküş , ansızın düşme - sılamp monument : anıt , abide - manyumınt enormous : muazzam , dağ gibi - inormıs enormously : son derece , çok , muazzam bir şekilde - inormısli roadster : yolcu , binek atı - rodstır poll : anket , oy toplamak - pol parade : geçit töreni - pıreyd hubble : kocakarı - habıl chamber : bölme , oda - çeymbır dump : çöplük - damp naptime : şekerleme vakti - neptaym breath : nefes , soluk , soluklanmak - bıreth breathtaking : nefes kesen - bırethteyking spoke : konuştu , firen düzeni - sıpok feasible : mümkün , yapılabilir , olası - fizıbıl substitute : vekil , yedek oyuncu - sabstıtut fashion : moda , kılık kıyafet - feşın show off : hava atmak , fiyaka - şov of problematic : sorunlu , problemli - pırablımedik noble : soylu , asil , soy - nobıl acceptance : kabul , kabul etme , teslim alma - ekseptıns
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

get them out : onları dışarı çıkar - get dem aut without : olmadan , olmaksızın , siz , sız - vidaut without you : sensiz - vidaut yu without me : bensiz - vidaut mi start without me : bensiz başla - sıtart vidaut mi all of you : hepiniz - al ıv yu all af them : hepsi , bunların hepsi - al ıv dem have a nice day : iyi günler - hev ı nays dey began : başla - bigen begin : başlamak , başlatmak - bigin beginning : baş , başlangıç - bigining beginner : acemi , yeni başlayan - biginır ink : mürekkep - ink inked : mürekkepli - inkt tray : tepsi , sini - tırey box : kutu , sandık , yumruk atmak - baks boxed : kutulu - bakst boxing : boks , kutulama - baksing boxer : boksör , şort , kilot - baksır broad : kalın , geniş , enli , kadın , karı - bırod broadway : geniş yol - bırodvey unbox : kutudan çıkarmak - anbaks unboxed : kutusuz - anbakst unboxing : kutudan çıkarma - anbaksing mankind : insanlık , insanoğlu - menkaynd stellar : yıldız , yıldızlara ait - sıtelır interstellar : yıldızlararası - intırsıtelır meant : anlamına gelen - ment meantime : bu arada , iken - mintaym stack : yığın , istif , yığmak , istif etmek - sıtak nose : burun , koklamak - noz nose hair : burun kılı - noz her ness : burun , çıkıntı , kara çıkıntısı - nes continent : kıta , anakara - kantınınt proud : gurur duymak , gururlu , onurlu - pıraud traction : çekiş , çekme , çekiş gücü - tırakşın tractor : tıraktör , çekici - tırakdır dreamland : rüyalar ülkesi - dıriimlend bullshit : saçma , saçmalık , saçmalamak - bulşit climate change : iklim değişikliği - kılaymıt çeynç economist : iktisatçı , ekonomist - ikanımist march : mart , marş , sınır , hudut , yürüyüş - març europe : avrupa - yurıp european : avrupalı - yurıpiın pub : bar , birahane , meyhane - pab claim : iddia , alacak , iddia etmek - kıleym claimer : iddia sahibi - kıleymır disclaimer : sorumluluk reddi , feragat - diskıleymır epic : destan , destansı , kahramanca - epik way : yol , yön , yöntem , tarz , yapılış şekli - vey blame : suçlamak , ayıplamak , kabahat - bıleym log : kayıt , kütük , tomruk - log limitation : sınırlama , kısıtlama - limiteyşın fragile : kırılgan , narin , kırılabilir - fıracıl loop : döngü , ilik , iliklemek , düğüm - luup boring : sıkıcı , can sıkıcı - boring do you know : biliyor musun ? - du yu nau did you know : biliyor muydun ? - did yu nau bar : çubuk , demir çubuk , bar , bariyer , avukatlık , çizgi - bar obstacle : engel , mani - abstıkıl be blocked : engellemek , engel olmak - bi bılakt bargain : pazarlık etmek , kelepir - bargın live broadcast : canlı yayın - layv bırodkest emission : emisyon , yayma - imişın volcano : volkan , yanardağ - volkeyno volcanoes : volkanlar , yanardağlar - volkeynoz buck : para , dolar , itaatsizlik etmek - bak argentina : arjantin - arcıntina argentinian : arjantinli - arcıntiniyın asset : varlık , mal , mülk , değerli eşya - aset attire : kıyafet , elbise , giysi , giydirmek - ıtayır formal : resmi , biçimsel - formıl yearbook : yıllık - yiırbuk tranquil : sakin , huzurlu - tırankvıl essence : öz , esans , cevher - esıns globally : küresel - gılobıli christmas : noel - kırismıs resurrection : yeniden diriliş - rizırekşın union : birlik , birleşme , ittifak , sendika - yunyın reunion : yeniden birleşme - riyunyın contact us : bize ulaşın - kantakt as trash : çöp , işe yaramaz - tıraş grass : çim , çimen , ot , çayır , otlak - gıras grasshopper : çekirge - gırashapır vanguard : öncü , elebaşı - vengard minion : köle , uydu - minyın minority : azınlık , reşit olmama - maynorıdi chocolate : çikolata , koyu kahverengi - çaklıt purchase : satın almak , satın alınan - pırçıs purchaser : alıcı , müşteri - pırçısır consulate : konsolosluk - kansılıt historic : tarihi - historik chronology : kıronoloji - kırınalıci automobile : otomobil - otımobayıl sync : senkronizasyon - singk synchronize : senkronize etmek - singkrınayz video call : görüntülü arama - vidio kal surpass : aşmak , geçmek - sırpaz surpasses : aşıyor , geçiyor - sırpasiz ford : nehrin sığ yeri - ford exit : çıkış , çıkmak - eksıt exist : mevcut , bulunmak - igzist crossing : deniz yolculuğu - kırasing gladiator : kavgacı , dövüşçü , gıladyatör - gıladieydır forestry : ormanlık , ormancılık - forıstri theory : teori - tiıri theory of relativity : izafiyet teorisi - tiıri ıv relıtivıdi work out : egzersiz yapmak - vırk aut coming back : geri gelmek - kaming bek hard time : zor zaman - hard taym well then : iyi o zaman - vel den inflate : şişirmek - infıleyt inflator : şişirici , hava pompası - infıleydır calligraphy : kaligrafi , hattatlık , güzel yazı sanatı - kıligrıfi gesture : mimik , jest , jest yapmak , iyi niyet gösterisi - cesçır goodwill : iyi niyet , hava parası - gudvil critical : kritik , eleştirici - kıridikıl compulsory : zorunlu , mecburi - kımpalsıri compulsion : mecburiyet - kımpalşın forgotten : unutulmuş - forgatın cameraman : kameraman - kemırımın inform : bilgi vermek , haber vermek - inform informed : haberdar , haberi olan - informd pleased : memnun , hoşnut , keyifli - pılist pleasant : keyifli , hoş - pılezınt how sad : ne kadar üzücü - hav sed scotch : iskoç , viski - sıkaç rejoin : yeniden katılmak - ricoyn somebody else : başka biri , başkası - sambadi els forehead : alın - forhed napkin : peçete - nepkin equip : donatmak - ikvip equipment : ekipman , teçhizat , donanım , araç gereç - ikvipmınt same to you : aynen , sizede , sizinde - seym tı yu same to you dear : sanada canım - seym tı yu diır villa : villa , köşk - vilı like ı said : dediğim gibi - layk ay sed like ı said before : daha önce dediğim gibi - layk ay sed bifor role : rol , rol yapmak - rol champagne : şampanya - şampeyn comical : komik , gülünç - kamikıl comically : komik bir şekilde - kamikıli nest : yuva , kuluçka , yuva yapmak - nest nested : iç içe - nestıd nestle : yuva yapmak - nesıl jew : yahudi , musevi , ibrani - cu apologize : özür dilemek - ıpalıcayz expect : beklemek , ummak - ikspekt vaccine : aşı - vaksin weld : kaynak , leğimlemek - veld parade : geçit töreni - pıreyd aquarium : akvaryum - ıkveriyım think : düşünmek - thingk thinker : düşünen , düşünür - thingkır philosopher : filozof - fılasıfır deploy : dağıtmak , dağıtım , istihdam - diploy carpenter : marangoz - karpıntır carpentry : marangozluk - karpıntri sleek : şık , pırıl pırıl - sıliik baggage : bagaj , şımarık kadın - begıç array : dizi , diziliş , jüri - ırey immerse : batırmak , daldırmak - imırs yoke : boyunduruk altına almak - yok aerial : havadan , hava , anten - eriyıl brooch : bıroş , iğne - bıroç concern : kaygı , endişe , ilgilendirmek - kınsırn sail : deniz , denize açılmak , yelken , gemi yolculuğu - seyıl sailor : denizci , gemici - seylır traverse : çapraz , zikzak - tıravırs passive : pasif , faizsiz - pesiv navy : donanma , deniz filosu - neyvi navy blue : lacivert , koyu mavi - neyvi bılu declare : ilan etmek , bildirmek , beyan etmek - dikleır adorable : çok sevimli , çok güzel - ıdorıbıl immortality : ölümsüzlük - imortalidi lebanon : lübnan - lebının lebanonian : lübnanlı - lebınonyın volunteer : gönüllü , can atmak - valıntir practice : uygulama , pıratik - pıraktıs chat : sohbet , sohbet etmek - çet chatted : sohbet etti - çedıd chatted with : ile sohbet etti - çedıd wit workhorse : beygir , eşek gibi çalışan kimse - vırkhors residue : kalıntı , tortu , artık - rezıdu don’t miss : kaçırmayın , ıskalamayın - dont miss radial : ışınsal - reydiıl fusion : füzyon , erime , kaynaşma - füjın no body : kimse , hiç kimse , önemsiz biri - no badi slump : çöküş , çökme , ani çöküş , ansızın düşme - sılamp monument : anıt , abide - manyumınt enormous : muazzam , dağ gibi - inormıs enormously : son derece , çok , muazzam bir şekilde - inormısli roadster : yolcu , binek atı - rodstır poll : anket , oy toplamak - pol parade : geçit töreni - pıreyd hubble : kocakarı - habıl chamber : bölme , oda - çeymbır dump : çöplük - damp naptime : şekerleme vakti - neptaym breath : nefes , soluk , soluklanmak - bıreth breathtaking : nefes kesen - bırethteyking spoke : konuştu , firen düzeni - sıpok feasible : mümkün , yapılabilir , olası - fizıbıl substitute : vekil , yedek oyuncu - sabstıtut fashion : moda , kılık kıyafet - feşın show off : hava atmak , fiyaka - şov of problematic : sorunlu , problemli - pırablımedik noble : soylu , asil , soy - nobıl acceptance : kabul , kabul etme , teslim alma - ekseptıns
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR” “KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”
GÜNLÜK HAYATTA EN ÇOK KULLANILAN KELİMELERDEN DERLENMİŞTİR
15
15
15