civilisation : medeniyet , uygarlık , medenilik - sivılıseyşın
civilian : sivil - sıvilyın
civil : sivil , medeni , uygar , devlete ait - sivıl
royal : kraliyet , asil , krallara layık - royıl
empire : imparatorluk - empayır
emperor : imparator - empırır
kingdom : krallık - kingdım
king : kral , papaz - king
queen : kraliçe , vezir - kuvin
prince : prens , şehzade - pırens
princess : pirenses - prinses
state : devlet , eyalet , durum - sıteyt
country : ülke , kırsal , köy - kantri
city : şehir - siti
town : kasaba - taun
hometown : memleket - homtaun
district : ilçe , semt , bölge - distrikt
government : devlet , hükümet - gavırmınt
minister : bakan - minıstır
pirate : korsan - payrıt
prime minister : baş bakan - pıraym ministır
president : başkan , cumhurbaşkanı - pırezıdınt
embassy : elçilik - embısi
ambassador : büyük elçi - embesıdır
handmade : el yapımı , elde yapılmış - hendmeyd
homemade : ev yapımı , evde yapılmış - hommeyd
showcase : vitrin - şoukeys
exhibit : sergi , sergilemek - igzibit
exhibition : sergi , sergileme , gösteri , teşhir - eksıbişın
museum : müze - muzıyım
castle : kale - kesıl
knight : şövalye , at - nayt
sword : kılıç , pala - sord
armor : zırh , zırhla kaplamak - armır
armour : zırh , zırhla kaplamak - armır
muscle : kas , adale , kas gücü - masıl
mosque : cami - mosk
church : kilise - çırç
ministry : bakanlık - minıstri
identity : kimlik - aydentıti
identify : tanımlama - aydentıfay
identified : tanımlandı - aydentıfayd
identifier : tanımlayıcı - aydentıfayır
passport : pasaport - pesport
airport : hava alanı - eyirport
port : liman , sığınacak yer - port
harbor : liman , barınmak - harbır
info : bilgi - info
information : bilgi , bilgi edinme , istihparat - infırmeyşın
case : durum , dava , kutu , kasa , olay , vaka - keys
have you read : okudun mu ? - hev yu riid
have you seen : gördün mü ? - hev yu siin
restrict : kısıtlamak , sınırlamak - ristrekt
restricted : kısıtlı , sınırlı , yasak - ristrektıd
so much : çok fazla , o kadar , bu kadar - so maç
so many : çok fazla , o kadar , bu kadar - so meni
throne : taht , tahta çıkmak - thron
temp : geçici , geçici klasör , geçici personel , sıcaklık - temp
temporarily : geçici , geçici olarak - tempırerıli
temporary : geçici , dünyevi - tempıreri
temporal : geçici , maddi , şakak - tempırıl
temperature : sıcaklık , hararet - tempırçır
hereafter : bundan sonra , bundan böyle , ahiret - hireftır
million : milyon - milyın
billion : milyar - bilyın
trillion : tirilyon - tırilyın
display : görüntü , ekran görüntüsü , gösterme - dispiley
power : güç , kuvvet , enerji , iktidar - pauır
powerful : güçlü , kuvvetli , etkili - pauırfıl
pioneer : öncü , önder , çığır açan , önde giden - payıniir
creator : yaratıcı , kurucu - kırieydır
sight : görme , görüş , gözetleme - sayt
insight : kavrama , iç yüzünü anlama , sezme - insayt
in fact : aslında , gerçekte , hatta - in fekt
broadcast : yayın , yayın yapmak , radyo yayını, tv yayını - bırodkest
token : jeton , simge , hediye çeki - tokın
coin : madeni para , sikke - koyn
semi : yarı - semi
unbelievable : inanılmaz , akıl almaz - anbılivıbıl
amazing : inanılmaz , şaşırtıcı , hayret verici - ımeyzing
meal : yemek , öğün , yemek vakti - miıl
such : böyle , böylesine , öyle , bu gibi , o kadar - saç
quad : dörtlü - kuvad
length : uzunluk , boy - length
genius : dahi , deha - cinyıs
genesis : yaradılış , oluşum - cenısıs
starring : oynadığı , baş rol - staring
again : tekrar , yeniden , yine , birdaha - ıgeyn
against : karşı olma , karşısında , aleyhinde - ıgenst
cross : çapraz , çaprazlama , haç - kıros
vanish : aniden gözden kaybolmak - veniş
vanishing : ufuk - venişing
clean : temiz , temizlemek - kılin
clean up : tertemiz yapmak - kılin ap
clearing : takas , temizleme - kıliring
highlight : vurgulamak , ilginç olay - haylayt
highlights : akılda kalıcı sahneler - haylayts
below : aşağı , aşağıda , altında , altta - bilov
above : yukarı , yukarıda , yukarıdaki , sözü geçen , üstünde , üzerinde - ıbav
awesome : mükemmel , korkunç , dehşet - osım
awesomely : müthiş - osımli
null : sıfır , boş , geçersiz , hükümsüz - noll
override : geçersiz , üst üste binmek - ovırrayd
void : geçersiz , hükümsüz - voyd
warrant : garantİ , izin belgesi , yetki belgesi - vorınt
remove : kaldırmak , çıkarmak , uzaklaştırmak - rimuv
removed : kaldırıldı , çıkarıldı , uzaklaştırıldı - rimuvd
human : insan , insani , insanoğlu - hümın
humanity : insanlık - hümenidi
humanitarian : insancıl , yardımsever - hümeniteriyın
global : global , evrensel , dünya çapında , küre biçiminde - globıl
universe : evren , kainat - yunıvırs
university : üniversite - yunıvırsıdi
universal : evrensel - yunıvırsıl
congratulation : tebrik - kıngraçıleyşın
congratulations : tebrikler - kıngraçıleyşıns
congratulatory : tebrik , kutlama - kıngraçılıtori
dictionary : sözlük - dikşıneri
glossary : sözlük - gılasıri
radio : radyo , telsiz , radyo yayını - reydio
work : iş , iş yapmak , çalışmak - vırk
workplace : işyeri - vırkpıleys
workshop : atölye - vırkşap
workstation : iş istasyonu - vırksıteyşın
co : birlikte , beraber , ortak - ko
coverage : kapsama , sigorta kapsamı , haber yorumu - kavıreç
prize : ödül , ikramiye , ganimet - pırayz
nation : ulus , millet - neyşın
national : ulusal , milli , vatandaş , yurttaş - neşınıl
nationality : milliyet , uyruk - neşınalıdi
nationalism : milliyetçilik - neşınılizım
nations : uluslar , milletler - neyşınz
nationwide : ülke çapında , millete ait - neyşınvayd
peak : zirve , doruk , en yoğun olan - piik
price : fiyat , bedel , paha , değer - pırays
award : ödül , mükafat - ıvord
reward : ödüllendirmek , mükafat - rivord
view : görünüm , bakmak , bakış , görüntü , manzara - viyu
views : görüntülemek , izlemek , seyretmek - viyuz
viewed : gördü , izledi , baktı - viyud
viewer : izleyici , seyirci - viyuır
viewing : görüntüleme , izleme , seyretme - viyuing
viewpoint : bakış açısı , görüş noktası - viyupoynt
interview : röportaj , görüşme , mülakat - intırviyu
continue : devam etmek , sürdürmek - kıntinyu
continues : sürekli , devamlı - kıntinyuz
continuously : hiç durmadan - kıntinyuısli
resume : devam etmek , yeniden başlatmak , öz geçmiş - rizum
familiar : tanıdık , dost , bilinen , arkadaş - fımilyır
womanhood : kadınlık - vumınhuud
womanly : kadınca , kadına özgü - vumınli
children : çocuklar - çildırın
child : çocuk - çayıld
kid : çocuk , ufaklık - kid
girl : kız - gırl
boy : erkek çocuk - boy
girlfrend : kız arkadaş - gırlfırend
boyfrend : erkek arkadaş - boyfırend
gender : cinsiyet - cendır
female : dişi , kadın - fimeyıl
male : erkek - meyıl
lady : hanım , hanım efendi , bayan - leydi
woman : kadın , bayan - vumın
women : kadınlar , bayanlar - vimın
mr : bay - mistır
mrs : bayan - misiz
miss : özlemek , ıskalamak , bayan - mis
gentleman : centilmen , beyegendi , beyler - centılmın
uncle : amca , dayı - angkıl
father : baba , peder , ata - fadhır
mother : anne , ana - madhır
aunt : teyze , hala - ant
grandmother : anneanne , babaanne - gırandmadhır
grandfather : dede , büyük baba - gırandfadhır
sister : kızkardeş , abla , rahibe , hemşire - sistır
brother : erkek kardeş , din kardeşi - bradhır
motherhood : annelik , analık - madhırhuud
sonny : oğlum , evladım - sani
grand : ulu , büyük , bin dolar - gırand
grandson : erkek torun - gırandsan
granddaughter : kız torun - granddodır
son : oğul , evlat - san
daughter : kız evlat - dodır
dad : baba - ded
daddy : babacığım - dedi
mom : anne - mam
mommy : anneciğim - mami
relative : akraba , yakın , ilgili - relıtiv
sir : bayım , beyefendi , efendim - sör
nephew : erkek yeğen - nefyu
niece : kız yeğen - niis
family : aile , ailevi , aileye ait - femıli
soup : çorba , et suyu , motor gücü - suup
soap : sabun , sabunlamak - saup
dollar : dolar - dalır
euro : yüro - yuro
currency : döviz , para , para birimi , geçerlilik - kırınsi
change : değişmek , değiştirmek , değişiklik - çeynç
exchange : değiş tokuş , takas , borsa - iksçeynç
market : piyasa , pazar , pazarlamak - markıt
translate : çevirmek , tercüme etmek , dönüştürmek - tırensleyt
chronic : kıronik - kıranik
families : aileler - femliz
attention : dikkat , ilgi , ilgilenme , iltifat - ıtenşın
note : not , nota , pusula , dikkat - noot
care : bakım , özen , itina , ilgilenmek , önem vermek - ker
notice : uyarı , ihbar , duyuru , farkına varmak - nodıs
caution : dikkat , uyarı , ikaz , tedbir - koşın
my attention : dikkatim - may ıtenşın
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”
“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”