manufacture : üretim , imal , yapım , üretmek , imal etmek - menyıfekçır manufacturer : üretici , imalatçı , fabrikatör - menyıfekçırır manufactured : üretilmiş - menyıfekçırd baker : fırıncı - beykır operation : işlem , işletme , operasyon , ameliyat - apıreyşın asphalt : asvalt - asfolt road : yol , karayolu - roud carbon : karbon - karbın fibre : fiber , elyaf , lif , tel - faybır wet : ıslak , yaş , yağmurlu , yağışlı hava - vet liquid : sıvı , likit , akışkan - likuit agenda : gündem , konuşulacak konular - ıcenda actual : güncel , gerçek - ekçuıl actually : aslında , gerçekte , gerçekten , sahi - ekçuıli dry : kuru , kurak , kurumuş , kurutmak - dıray dryer : kurutma makinesi , kurutucu - dırayır drying : kurutma - dıraying solidarity : dayanışma , beraberlik - salıderidi solid color : koyu renk - salıd kalır solid : katı , sağlam - salıd solids : katı maddeler - salıds reset : sıfırlamak , bilemek - riset cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur poor : yoksul , fakir , kötü , zavallı - puur poorly : kötü , fena , yetersiz , olumsuz - puurli poor you : yazık sana - puur yu poor thing : zavallı şey - puur ding thing : şey , yaratık , eşya - ding things : yaratıklar , eşyalar , giysiler - dings things to do : yapılacak şeyler - dings tu du positive : pozitif , olumlu , artı - pazıtiv positively : pozitif olarak , olumlu olarak - pazıtivli negative : negatif , olumsuz , eksi - negıtiv negatively : negatif olarak , olumsuz olarak - negıtivli forever : sonsuza kadar , daima , devamlı - fırevır never : asla , hiç , hiçbir zaman - nevır never mind : boşver - nevır maynd never give up : asla pes etme - nevır giv ap nevertheless : buna rağmen , yinede - nevırdıless less : az , daha az , daha küçük - less cave : mağara , pes etmek - keyv caveat : uyarı , ikaz - keyviıt cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur hall : salon - holl technology : teknoloji - teknalıci technologies : teknolojiler - teknalıcis technological : teknolojik - teknılacikıl beaut : nadide , az bulunur - biyut beauty : güzel , güzellik , güzeller güzeli - biyudi high : yüksek , üst , üstün , ileri , büyük , yükseğe , lise - hay low : düşük , alçak , ucuz , zayıf - lov lower : alt , aşağı , daha aşağı , surat asma - lovır lowest : en küçük , en düşük - lovıst lowercase : küçük - lovırkeys mall : alışveriş merkezi , tokmaklamak - mol law : yasa , hukuk , kanun , kural , yasal çözüm - lou lawyer : avukat , hukukçu - louyır lawn : çim , çimento - loun hallway : koridor - holvey closet : dolap , kılozet , tuvalet - kılazıt halloween : cadılar bayramı - halıvin myline : benim çizgim , benim hattım - maylayn concert : konser , el birliği - kansırt necessary : gerekli , gereken , lazım - nesıseri warcraft : savaş gemisi - vorkıraft viven : canlı - vivın replacement : yedek , değiştirme - ripıleysmınt publisher : yayımcı , editör - pablişır prime : önemli , ilk , baş , olgunluk çağı - pıraym daily : günlük , gündelik , hergün - deyli dai : gün - day solitaire : tek taş yüzük - salıter aeroplane : uçak - erıpıleyn troll : bağıra bağıra şarkı söylemek , balık tutmak - tırol offensive : saldırgan , saldıran , hakaret eden - ıfensiv public : halk , halka açık , kamu , ulusal , genel , umumi - pablik publication : yayın , yayınlama - pablıkeyşın publication date : yayınlama tarihi - pablıkeyşın deyt question : soru , sorun , sorgulamak , söz konusu - kuesçın eel : yılan balığı - iıl touch : dokunmak , dokunuş , temas , iletişim - taç tap : dokunmak , musluk , çeşme - tap keep moving : yürümeye devam et - kip muving keep going : devam et , devam etmek , devam ettirmek - kip going keep out : dışarıda tutmak , uzak tutmak , girmemek - kip aut quick : hızlı , çabuk , seri , süratli - kuik quickly : hızla , hızlıca , hızlı bir şekilde , şimşak - kuikli break : kırmak , kırılmak , kırma , ara , mola - bıreyk brake : firen , firenlemek , firen yapmak - bıreyk broke : kırdı , meteliksiz , beş parasız - bırok broken : kırık , kırılmış , bozuk , kesik , parçalanmış - bırokın broker : tefeci , komisyoncu , simsar , tellal - bırokır type : tip , tür , cins , daktilo yazısı - tayp typing : yazıyor - tayping junior : genç , küçük çocuk - cunyır devil : şeytan , kötü adam , iblis , acılı yemek - devıl devilish : şeytani , şeytanca , şeytan gibi - devıliş clay : kil , çamur - kıley reserve : rezerv , ayırmak , ayırtmak - rizırv none : yok , hiç , hiçbiri , hiç kimse - nan turner : tornacı , beden eğitimcisi , döndüren - tırnır kiddo : ufaklık - kido joyful : neşeli , sevinçli , sevindirici - coyfıl base : üs , taban , tesis etmek , dayandırmak - beys based : dayalı , dayanmış , merkezli - beyst velocity : hız , sürat - vilasıdi guinness : gines rekorlar kitabı - gines record : kayıt , rekor , plak , sicil , kaydetmek - rekırd float : samandıra , sal , yüzmek , yüzdürmek - fılout comfort : komfor , rahatlık , teselli - kamfırt comfortable : komforlu , rahat , rahatlatıcı - kamfırtıbıl once : bir kere , bir defa , bir zamanlar , eskiden - vans offer : teklif , öneri , arz , sunum , sunmak , teklif etmek - ofır string : ip , tel , sicim , sıra haline getirmek , dizmek - sıtring roller coaster : lunapark hız treni - rolır kostır suit : takım , takım elbise , kostüm - sut prof : kanıt , ispat , delil , prova , dayanıklı - pırof evidea : kanıt - ividia taken : alınmış , tutulmuş , çekilmiş - teykın author : yazar - othır authorize : yetki vermek , ruhsat vermek - othırayz authority : yetki , otorite , yetki belgesi - othorıdi authorized : yetkili , izinli - othırayzd mishap : aksilik , talihsizlik - mishap toxic : toksit , zehirli - taksik dome : kubbe , geniş ve güzel ev - dom beware : dikkat , dikkat etmek - biver come on : haydi , üstüne gelmek , gelsene - kam an tribute : takdir , övgü , haraç - tiribiyut banknote : banknot , kağıt para - benknout improve : gelişmek , geliştirmek , düzelmek - impıruv provide : temin etmek , sağlamak , koşul koymak - pırıvayd bonus : ikramiye , prim , sürpriz - bonıs pot : tencere , pota , saksı , testi , çanak , çömlek - pot ever : hiç , asla , giderek , git gide - evır overall : genel , bir uçtan bir uca - ovırol over : fazla , üzerine , üzerinde , üzerinden , sona ermiş - ovır oven : fırın , ocak - ovın evolve : gelişmek , geliştirmek , evrim geçirmek - ivolv micro : mini , küçük , ufak - maykro microwave : mikro dalga - maykrı veyv pomegranate : nar - pamıgırenıt fell : düştü , deri , kesmek - fell meal : yemek , öğün , yemek vakti - miıl request : istek , talep , rica - riquest require : gerekmek , gerektirmek , istemek , talep etmek - rikuayır went : gitti , gitmiş - vent gone : gitti , gitmiş - gon nope : hayır , yok - noup spend : harcamak , para harcamak , geçirmek - sıpend progress : ilerleme , gelişme , geliştirme - pıragrıs objective : amaç , amaçlanan , objektif - ıbcektiv may : mayıs , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mey what will you : ne yapacaksın - vat vil yu spark : kıvılcım , ateşleme , elektrikçi - sıpark lunar : aya ait , yarım ay - lunır adjust : ayarlamak , düzeltmek , alışmak - ıcast monitor : monitör , ekran , izlemek , gözlemek - manidır monitoring : izleme , gözleme - manidıring spoil : yağma , yağmalamak , şımartmak - sıpoyıl purple : mor - pırpıl purplish : morumsu - pırpıliş premiere : prömiyer , gala - pırmiyır premium : ödül , prim , ikramiye - pırimiyım unusual : alışılmadık , olağan dışı , ender , nadir - anyujıvıl virtual : sanal , gerçek - vırçuıl virtually : neredeyse - vırçuli joy : sevinç , neşe , keyif , neşe kaynağı - coy toy : oyuncak - toy marvel : hayret , mucize , harika , olağanüstü - marvıl far : uzak , öteki - far far far : çok uzak - far far far far away : çok çok uzak - far far avey appear : görünür , görünmek - ıpiır disappear : yok olmak , kaybolmak , gözden kaybolmak - disıpiır ash : kül - eş separate : ayrı , ayrık , ayırmak - seprıt separation : ayrılma , ayrılık , ayırma , ayrışma - sepıreyşın soul : ruh , can , kimse , gönül - soul spirit : ruh , ispirto , maneviyat , örnek kimse - sıpirıt reality : gerçeklik , gerçek , hakikat - rialıdi martial : dövüş , askeri , savaşçı - marşıl commercial : ticari , ticaret yapan , reklam - kımırşıl puppet : kukla - papıt dominate : egemen olmak , hakim olmak , hükmetmek - damineyt slow down : yavaşlamak , yavaşlatmak - sılou daun speed up : hızlanmak , hızlandırmak , hız yapmak - sıpid ap bulge : şişkinlik - balç transformation : dönüşüm , dönüştürme - tırensfırmeyşın brief : kısa , özet , avukat tutma - bırif briefing : bilgilendirme , kısa toplantı - bırifing galaxy : galaksi , gökada - gelıksi comparison : karşılaştırma , kıyaslama - kımperısın yourself : kendin , kendiniz - yorself sudden : ani , ansızın - sadın suddenly : aniden , birden bire - sadınli rush : acele etmek , koşma , koşuşturma - raş rushed : acele etti , koştu - raşt pipe : boru , pipo , kaval , kuş sesi - payp pipeline : boru hattı - payplayn sham : sahte , taklit , yalan , yalancı - şem hate : nefret , nefret etmek , kin - heyt locate : bulmak , yerini bulmak , yerini belirlemek - lokeyt you are welcome : rica ederim - yu ar velkam say hi : selam söyle - sey hay secure : güvenli , güvencede - sikiyur securely : güvenli bir şekilde , güvenlice - sikiyurli worn : yıpranmış , aşınmış , eskimiş , çok giyilmiş - vorn cast : oyuncular , döküm , erken doğum yapmak - kest
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

manufacture : üretim , imal , üretmek , imaletmek - menyıfekçır manufacturer : üretici , imalatçı , fabrikatör - menyıfekçırır manufactured : üretilmiş - menyıfekçırd baker : fırıncı - beykır operation : işlem , işletme , operasyon , ameliyat - apıreyşın asphalt : asvalt - asfolt road : yol , karayolu - roud carbon : karbon - karbın fibre : fiber , elyaf , lif , tel - faybır wet : ıslak , yaş , yağmurlu , yağışlı hava - vet liquid : sıvı , likit , akışkan - likuit agenda : gündem , konuşulacak konular - ıcenda actual : güncel , gerçek - ekçuıl actually : aslında , gerçekte , gerçekten , sahi - ekçuıli dry : kuru , kurak , kurumuş , kurutmak - dıray dryer : kurutma makinesi , kurutucu - dırayır drying : kurutma - dıraying solidarity : dayanışma , beraberlik - salıderidi solid color : koyu renk - salıd kalır solid : katı , sağlam - salıd solids : katı maddeler - salıds reset : sıfırlamak , bilemek - riset cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur poor : yoksul , fakir , kötü , zavallı - puur poorly : kötü , fena , yetersiz , olumsuz - puurli poor you : yazık sana - puur yu poor thing : zavallı şey - puur ding thing : şey , yaratık , eşya - ding things : yaratıklar , eşyalar , giysiler - dings things to do : yapılacak şeyler - dings tu du positive : pozitif , olumlu , artı - pazıtiv positively : pozitif olarak , olumlu olarak - pazıtivli negative : negatif , olumsuz , eksi - negıtiv negatively : negatif olarak , olumsuz olarak - negıtivli forever : sonsuza kadar , daima , devamlı - fırevır never : asla , hiç , hiçbir zaman - nevır never mind : boşver - nevır maynd never give up : asla pes etme - nevır giv ap nevertheless : buna rağmen , yinede - nevırdıless less : az , daha az , daha küçük - less cave : mağara , pes etmek - keyv caveat : uyarı , ikaz - keyviıt cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur hall : salon - holl technology : teknoloji - teknalıci technologies : teknolojiler - teknalıcis technological : teknolojik - teknılacikıl beaut : nadide , az bulunur - biyut beauty : güzel , güzellik , güzeller güzeli - biyudi high : yüksek , üst , üstün , büyük , yükseğe , lise - hay low : düşük , alçak , ucuz , zayıf - lov lower : alt , aşağı , daha aşağı , surat asma - lovır lowest : en küçük , en düşük - lovıst lowercase : küçük - lovırkeys mall : alışveriş merkezi , tokmaklamak - mol law : yasa , hukuk , kanun , kural , yasal çözüm lou lawyer : avukat , hukukçu - louyır lawn : çim , çimento - loun hallway : koridor - holvey closet : dolap , kılozet , tuvalet - kılazıt halloween : cadılar bayramı - halıvin myline : benim çizgim , benim hattım - maylayn concert : konser , el birliği - kansırt necessary : gerekli , gereken , lazım - nesıseri warcraft : savaş gemisi - vorkıraft viven : canlı - vivın replacement : yedek , değiştirme - ripıleysmınt publisher : yayımcı , editör - pablişır prime : önemli , ilk , baş , olgunluk çağı - pıraym daily : günlük , gündelik , hergün - deyli dai : gün - day solitaire : tek taş yüzük - salıter aeroplane : uçak - erıpıleyn troll : bağıra bağıra şarkı söylemek , balık tutmak - tırol offensive : saldırgan , saldıran , hakaret eden - ıfensiv public : halk , halka açık , kamu , ulusal , genel - pablik publication : yayın , yayınlama - pablıkeyşın publication date : yayınlama tarihi - pablıkeyşın deyt question : soru , sorun , sorgulamak , söz konusu - kuesçın eel : yılan balığı - iıl touch : dokunmak , dokunuş , temas , iletişim- taç tap : dokunmak , musluk , çeşme - tap keep moving : yürümeye devam et - kip muving keep going : devam et , devam etmek - kip going keep out : dışarıda tutmak , uzak tutmak - kip aut quick : hızlı , çabuk , seri , süratli - kuik quickly : hızla , hızlıca , hızlı bir şekilde , şimşak - kuikli break : kırmak , kırılmak , kırma , ara , mola - bıreyk brake : firen , firenlemek , firen yapmak - bıreyk broke : kırdı , meteliksiz , beş parasız - bırok broken : kırık , kırılmış , bozuk ,kesik ,parçalanmış - bırokın broker : tefeci , komisyoncu , simsar , tellal bırokır type : tip , tür , cins , daktilo yazısı - tayp typing : yazıyor - tayping junior : genç , küçük çocuk - cunyır devil : şeytan , kötü adam , iblis , acılı yemek devıl devilish : şeytani , şeytanca , şeytan gibi - devıliş clay : kil , çamur - kıley reserve : rezerv , ayırmak , ayırtmak - rizırv none : yok , hiç , hiçbiri , hiç kimse - nan turner : tornacı , beden eğitimcisi , döndürentırnır kiddo : ufaklık - kido joyful : neşeli , sevinçli , sevindirici - coyfıl base : üs , taban , tesis etmek , dayandırmak- beys based : dayalı , dayanmış , merkezli - beyst velocity : hız , sürat - vilasıdi guinness : gines rekorlar kitabı - gines record : kayıt , rekor , plak , sicil ,kaydetmekrekırd float : samandıra , sal , yüzmek , yüzdürmek fılout comfort : komfor , rahatlık , teselli - kamfırt comfortable : komforlu , rahat , rahatlatıcı - kamfırtıbıl once : bir kere , bir defa , bir zamanlar , eskiden - vans offer : teklif , öneri , arz , sunum , sunmak - ofır string : ip , tel , sicim ,sıra haline getirmek ,dizmek - sıtring roller coaster : lunapark hız treni - rolır kostır suit : takım , takım elbise , kostüm - sut prof : kanıt , ispat , delil , prova , dayanıklı - pırof evidea : kanıt - ividia taken : alınmış , tutulmuş , çekilmiş - teykın author : yazar - othır authorize : yetki vermek , ruhsat vermek-othırayz authority : yetki , otorite , yetki belgesi - othorıdi authorized : yetkili , izinli - othırayzd mishap : aksilik , talihsizlik - mishap toxic : toksit , zehirli - taksik dome : kubbe , geniş ve güzel ev - dom beware : dikkat , dikkat etmek - biver come on : haydi , üstüne gelmek , gelsene- kam an tribute : takdir , övgü , haraç - tiribiyut banknote : banknot , kağıt para - benknout improve : gelişmek , geliştirmek , düzelmek - impıruv provide : temin etmek , sağlamak , koşul koymak - pırıvayd bonus : ikramiye , prim , sürpriz - bonıs pot : tencere , pota , saksı , testi , çanak , çömlek - pot ever : hiç , asla , giderek , git gide - evır overall : genel , bir uçtan bir uca - ovırol over : fazla , üzerine , üzerinde , üzerinden - ovır oven : fırın , ocak - ovın evolve : gelişmek , geliştirmek , evrim geçirmek - ivolv micro : mini , küçük , ufak - maykro microwave : mikro dalga - maykrı veyv pomegranate : nar - pamıgırenıt fell : düştü , deri , kesmek - fell meal : yemek , öğün , yemek vakti - miıl request : istek , talep , rica - riquest require : gerekmek ,istemek ,talep etmek rikuayır went : gitti , gitmiş - vent gone : gitti , gitmiş - gon nope : hayır , yok - noup spend : harcamak , para harcamak , geçirmek - sıpend progress : ilerleme , gelişme , geliştirme - pıragrıs objective : amaç , amaçlanan , objektif - ıbcektiv may : mayıs , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mey what will you : ne yapacaksın - vat vil yu spark : kıvılcım , ateşleme , elektrikçi - sıpark lunar : aya ait , yarım ay - lunır adjust : ayarlamak , düzeltmek , alışmak - ıcast monitor : monitör , ekran , izlemek , gözlemek - manidır monitoring : izleme , gözleme - manidıring spoil : yağma , yağmalamak , şımartmak - sıpoyıl purple : mor - pırpıl purplish : morumsu - pırpıliş premiere : prömiyer , gala - pırmiyır premium : ödül , prim , ikramiye - pırimiyım unusual : alışılmadık , olağan dışı , ender , nadir - anyujıvıl virtual : sanal , gerçek - vırçuıl virtually : neredeyse - vırçuli joy : sevinç , neşe , keyif , neşe kaynağı - coy toy : oyuncak - toy marvel : hayret , mucize , harika , olağanüstü - marvıl far : uzak , öteki - far far far : çok uzak - far far far far away : çok çok uzak - far far avey appear : görünür , görünmek - ıpiır disappear : yok olmak , gözden kaybolmak disıpiır ash : kül - eş separate : ayrı , ayrık , ayırmak - seprıt separation : ayrılma , ayrılık , ayırma , ayrışma - sepıreyşın soul : ruh , can , kimse , gönül - soul spirit : ruh , ispirto , maneviyat , örnek kimse - sıpirıt reality : gerçeklik , gerçek , hakikat - rialıdi martial : dövüş , askeri , savaşçı - marşıl commercial : ticari , ticaret yapan ,reklam kımırşıl puppet : kukla - papıt dominate : egemen olmak ,hükmetmek damineyt slow down : yavaşlamak , yavaşlatmak sılou daun speed up : hızlanmak , hızlandırmak , hız yapmak - sıpid ap bulge : şişkinlik - balç transformation : dönüşüm , dönüştürme - tırensfırmeyşın brief : kısa , özet , avukat tutma - bırif briefing : bilgilendirme , kısa toplantı - bırifing galaxy : galaksi , gökada - gelıksi comparison : karşılaştırma , kıyaslama kımperısın yourself : kendin , kendiniz - yorself sudden : ani , ansızın - sadın suddenly : aniden , birden bire - sadınli rush : acele etmek , koşma , koşuşturma - raş rushed : acele etti , koştu - raşt pipe : boru , pipo , kaval , kuş sesi - payp pipeline : boru hattı - payplayn sham : sahte , taklit , yalan , yalancı - şem hate : nefret , nefret etmek , kin - heyt locate : bulmak , yerini bulmak , yerini belirlemek - lokeyt you are welcome : rica ederim - yu ar velkam say hi : selam söyle - sey hay secure : güvenli , güvencede - sikiyur securely : güvenli bir şekilde , güvenlice - sikiyurli worn : yıpranmış , aşınmış , eskimiş , çok giyilmiş - vorn cast : oyuncular , döküm , erken doğum yapmak - kest
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

manufacture : üretim , imal , yapım , üretmek , imal etmek - menyıfekçır manufacturer : üretici , imalatçı , fabrikatör - menyıfekçırır manufactured : üretilmiş - menyıfekçırd baker : fırıncı - beykır operation : işlem , işletme , operasyon , ameliyat - apıreyşın asphalt : asvalt - asfolt road : yol , karayolu - roud carbon : karbon - karbın fibre : fiber , elyaf , lif , tel - faybır wet : ıslak , yaş , yağmurlu , yağışlı hava - vet liquid : sıvı , likit , akışkan - likuit agenda : gündem , konuşulacak konular - ıcenda actual : güncel , gerçek - ekçuıl actually : aslında , gerçekte , gerçekten , sahi - ekçuıli dry : kuru , kurak , kurumuş , kurutmak - dıray dryer : kurutma makinesi , kurutucu - dırayır drying : kurutma - dıraying solidarity : dayanışma , beraberlik - salıderidi solid color : koyu renk - salıd kalır solid : katı , sağlam - salıd solids : katı maddeler - salıds reset : sıfırlamak , bilemek - riset cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur poor : yoksul , fakir , kötü , zavallı - puur poorly : kötü , fena , yetersiz , olumsuz - puurli poor you : yazık sana - puur yu poor thing : zavallı şey - puur ding thing : şey , yaratık , eşya - ding things : yaratıklar , eşyalar , giysiler - dings things to do : yapılacak şeyler - dings tu du positive : pozitif , olumlu , artı - pazıtiv positively : pozitif olarak , olumlu olarak - pazıtivli negative : negatif , olumsuz , eksi - negıtiv negatively : negatif olarak , olumsuz olarak - negıtivli forever : sonsuza kadar , daima , devamlı - fırevır never : asla , hiç , hiçbir zaman - nevır never mind : boşver - nevır maynd never give up : asla pes etme - nevır giv ap nevertheless : buna rağmen , yinede - nevırdıless less : az , daha az , daha küçük - less cave : mağara , pes etmek - keyv caveat : uyarı , ikaz - keyviıt cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur hall : salon - holl technology : teknoloji - teknalıci technologies : teknolojiler - teknalıcis technological : teknolojik - teknılacikıl beaut : nadide , az bulunur - biyut beauty : güzel , güzellik , güzeller güzeli - biyudi high : yüksek , üst , üstün , ileri , büyük , yükseğe , lise - hay low : düşük , alçak , ucuz , zayıf - lov lower : alt , aşağı , daha aşağı , surat asma - lovır lowest : en küçük , en düşük - lovıst lowercase : küçük - lovırkeys mall : alışveriş merkezi , tokmaklamak - mol law : yasa , hukuk , kanun , kural , yasal çözüm - lou lawyer : avukat , hukukçu - louyır lawn : çim , çimento - loun hallway : koridor - holvey closet : dolap , kılozet , tuvalet - kılazıt halloween : cadılar bayramı - halıvin myline : benim çizgim , benim hattım - maylayn concert : konser , el birliği - kansırt necessary : gerekli , gereken , lazım - nesıseri warcraft : savaş gemisi - vorkıraft viven : canlı - vivın replacement : yedek , değiştirme - ripıleysmınt publisher : yayımcı , editör - pablişır prime : önemli , ilk , baş , olgunluk çağı - pıraym daily : günlük , gündelik , hergün - deyli dai : gün - day solitaire : tek taş yüzük - salıter aeroplane : uçak - erıpıleyn troll : bağıra bağıra şarkı söylemek , balık tutmak - tırol offensive : saldırgan , saldıran , hakaret eden - ıfensiv public : halk , halka açık , kamu , ulusal , genel , umumi - pablik publication : yayın , yayınlama - pablıkeyşın publication date : yayınlama tarihi - pablıkeyşın deyt question : soru , sorun , sorgulamak , söz konusu - kuesçın eel : yılan balığı - iıl touch : dokunmak , dokunuş , temas , iletişim - taç tap : dokunmak , musluk , çeşme - tap keep moving : yürümeye devam et - kip muving keep going : devam et , devam etmek , devam ettirmek - kip going keep out : dışarıda tutmak , uzak tutmak , girmemek - kip aut quick : hızlı , çabuk , seri , süratli - kuik quickly : hızla , hızlıca , hızlı bir şekilde , şimşak - kuikli break : kırmak , kırılmak , kırma , ara , mola - bıreyk brake : firen , firenlemek , firen yapmak - bıreyk broke : kırdı , meteliksiz , beş parasız - bırok broken : kırık , kırılmış , bozuk , kesik , parçalanmış - bırokın broker : tefeci , komisyoncu , simsar , tellal - bırokır type : tip , tür , cins , daktilo yazısı - tayp typing : yazıyor - tayping junior : genç , küçük çocuk - cunyır devil : şeytan , kötü adam , iblis , acılı yemek - devıl devilish : şeytani , şeytanca , şeytan gibi - devıliş clay : kil , çamur - kıley reserve : rezerv , ayırmak , ayırtmak - rizırv none : yok , hiç , hiçbiri , hiç kimse - nan turner : tornacı , beden eğitimcisi , döndüren - tırnır kiddo : ufaklık - kido joyful : neşeli , sevinçli , sevindirici - coyfıl base : üs , taban , tesis etmek , dayandırmak - beys based : dayalı , dayanmış , merkezli - beyst velocity : hız , sürat - vilasıdi guinness : gines rekorlar kitabı - gines record : kayıt , rekor , plak , sicil , kaydetmek - rekırd float : samandıra , sal , yüzmek , yüzdürmek - fılout comfort : komfor , rahatlık , teselli - kamfırt comfortable : komforlu , rahat , rahatlatıcı - kamfırtıbıl once : bir kere , bir defa , bir zamanlar , eskiden - vans offer : teklif , öneri , arz , sunum , sunmak , teklif etmek - ofır string : ip , tel , sicim , sıra haline getirmek , dizmek - sıtring roller coaster : lunapark hız treni - rolır kostır suit : takım , takım elbise , kostüm - sut prof : kanıt , ispat , delil , prova , dayanıklı - pırof evidea : kanıt - ividia taken : alınmış , tutulmuş , çekilmiş - teykın author : yazar - othır authorize : yetki vermek , ruhsat vermek - othırayz authority : yetki , otorite , yetki belgesi - othorıdi authorized : yetkili , izinli - othırayzd mishap : aksilik , talihsizlik - mishap toxic : toksit , zehirli - taksik dome : kubbe , geniş ve güzel ev - dom beware : dikkat , dikkat etmek - biver come on : haydi , üstüne gelmek , gelsene - kam an tribute : takdir , övgü , haraç - tiribiyut banknote : banknot , kağıt para - benknout improve : gelişmek , geliştirmek , düzelmek - impıruv provide : temin etmek , sağlamak , koşul koymak - pırıvayd bonus : ikramiye , prim , sürpriz - bonıs pot : tencere , pota , saksı , testi , çanak , çömlek - pot ever : hiç , asla , giderek , git gide - evır overall : genel , bir uçtan bir uca - ovırol over : fazla , üzerine , üzerinde , üzerinden , sona ermiş - ovır oven : fırın , ocak - ovın evolve : gelişmek , geliştirmek , evrim geçirmek - ivolv micro : mini , küçük , ufak - maykro microwave : mikro dalga - maykrı veyv pomegranate : nar - pamıgırenıt fell : düştü , deri , kesmek - fell meal : yemek , öğün , yemek vakti - miıl request : istek , talep , rica - riquest require : gerekmek , gerektirmek , istemek , talep etmek - rikuayır went : gitti , gitmiş - vent gone : gitti , gitmiş - gon nope : hayır , yok - noup spend : harcamak , para harcamak , geçirmek - sıpend progress : ilerleme , gelişme , geliştirme - pıragrıs objective : amaç , amaçlanan , objektif - ıbcektiv may : mayıs , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mey what will you : ne yapacaksın - vat vil yu spark : kıvılcım , ateşleme , elektrikçi - sıpark lunar : aya ait , yarım ay - lunır adjust : ayarlamak , düzeltmek , alışmak - ıcast monitor : monitör , ekran , izlemek , gözlemek - manidır monitoring : izleme , gözleme - manidıring spoil : yağma , yağmalamak , şımartmak - sıpoyıl purple : mor - pırpıl purplish : morumsu - pırpıliş premiere : prömiyer , gala - pırmiyır premium : ödül , prim , ikramiye - pırimiyım unusual : alışılmadık , olağan dışı , ender , nadir - anyujıvıl virtual : sanal , gerçek - vırçuıl virtually : neredeyse - vırçuli joy : sevinç , neşe , keyif , neşe kaynağı - coy toy : oyuncak - toy marvel : hayret , mucize , harika , olağanüstü - marvıl far : uzak , öteki - far far far : çok uzak - far far far far away : çok çok uzak - far far avey appear : görünür , görünmek - ıpiır disappear : yok olmak , kaybolmak , gözden kaybolmak - disıpiır ash : kül - eş separate : ayrı , ayrık , ayırmak - seprıt separation : ayrılma , ayrılık , ayırma , ayrışma - sepıreyşın soul : ruh , can , kimse , gönül - soul spirit : ruh , ispirto , maneviyat , örnek kimse - sıpirıt reality : gerçeklik , gerçek , hakikat - rialıdi martial : dövüş , askeri , savaşçı - marşıl commercial : ticari , ticaret yapan , reklam - kımırşıl puppet : kukla - papıt dominate : egemen olmak , hakim olmak , hükmetmek - damineyt slow down : yavaşlamak , yavaşlatmak - sılou daun speed up : hızlanmak , hızlandırmak , hız yapmak - sıpid ap bulge : şişkinlik - balç transformation : dönüşüm , dönüştürme - tırensfırmeyşın brief : kısa , özet , avukat tutma - bırif briefing : bilgilendirme , kısa toplantı - bırifing galaxy : galaksi , gökada - gelıksi comparison : karşılaştırma , kıyaslama - kımperısın yourself : kendin , kendiniz - yorself sudden : ani , ansızın - sadın suddenly : aniden , birden bire - sadınli rush : acele etmek , koşma , koşuşturma - raş rushed : acele etti , koştu - raşt pipe : boru , pipo , kaval , kuş sesi - payp pipeline : boru hattı - payplayn sham : sahte , taklit , yalan , yalancı - şem hate : nefret , nefret etmek , kin - heyt locate : bulmak , yerini bulmak , yerini belirlemek - lokeyt you are welcome : rica ederim - yu ar velkam say hi : selam söyle - sey hay secure : güvenli , güvencede - sikiyur securely : güvenli bir şekilde , güvenlice - sikiyurli worn : yıpranmış , aşınmış , eskimiş , çok giyilmiş - vorn cast : oyuncular , döküm , erken doğum yapmak - kest
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

manufacture : üretim , imal , yapım , üretmek , imal etmek - menyıfekçır manufacturer : üretici , imalatçı , fabrikatör - menyıfekçırır manufactured : üretilmiş - menyıfekçırd baker : fırıncı - beykır operation : işlem , işletme , operasyon , ameliyat - apıreyşın asphalt : asvalt - asfolt road : yol , karayolu - roud carbon : karbon - karbın fibre : fiber , elyaf , lif , tel - faybır wet : ıslak , yaş , yağmurlu , yağışlı hava - vet liquid : sıvı , likit , akışkan - likuit agenda : gündem , konuşulacak konular - ıcenda actual : güncel , gerçek - ekçuıl actually : aslında , gerçekte , gerçekten , sahi - ekçuıli dry : kuru , kurak , kurumuş , kurutmak - dıray dryer : kurutma makinesi , kurutucu - dırayır drying : kurutma - dıraying solidarity : dayanışma , beraberlik - salıderidi solid color : koyu renk - salıd kalır solid : katı , sağlam - salıd solids : katı maddeler - salıds reset : sıfırlamak , bilemek - riset cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur poor : yoksul , fakir , kötü , zavallı - puur poorly : kötü , fena , yetersiz , olumsuz - puurli poor you : yazık sana - puur yu poor thing : zavallı şey - puur ding thing : şey , yaratık , eşya - ding things : yaratıklar , eşyalar , giysiler - dings things to do : yapılacak şeyler - dings tu du positive : pozitif , olumlu , artı - pazıtiv positively : pozitif olarak , olumlu olarak - pazıtivli negative : negatif , olumsuz , eksi - negıtiv negatively : negatif olarak , olumsuz olarak - negıtivli forever : sonsuza kadar , daima , devamlı - fırevır never : asla , hiç , hiçbir zaman - nevır never mind : boşver - nevır maynd never give up : asla pes etme - nevır giv ap nevertheless : buna rağmen , yinede - nevırdıless less : az , daha az , daha küçük - less cave : mağara , pes etmek - keyv caveat : uyarı , ikaz - keyviıt cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur hall : salon - holl technology : teknoloji - teknalıci technologies : teknolojiler - teknalıcis technological : teknolojik - teknılacikıl beaut : nadide , az bulunur - biyut beauty : güzel , güzellik , güzeller güzeli - biyudi high : yüksek , üst , üstün , ileri , büyük , yükseğe , lise - hay low : düşük , alçak , ucuz , zayıf - lov lower : alt , aşağı , daha aşağı , surat asma - lovır lowest : en küçük , en düşük - lovıst lowercase : küçük - lovırkeys mall : alışveriş merkezi , tokmaklamak - mol law : yasa , hukuk , kanun , kural , yasal çözüm - lou lawyer : avukat , hukukçu - louyır lawn : çim , çimento - loun hallway : koridor - holvey closet : dolap , kılozet , tuvalet - kılazıt halloween : cadılar bayramı - halıvin myline : benim çizgim , benim hattım - maylayn concert : konser , el birliği - kansırt necessary : gerekli , gereken , lazım - nesıseri warcraft : savaş gemisi - vorkıraft viven : canlı - vivın replacement : yedek , değiştirme - ripıleysmınt publisher : yayımcı , editör - pablişır prime : önemli , ilk , baş , olgunluk çağı - pıraym daily : günlük , gündelik , hergün - deyli dai : gün - day solitaire : tek taş yüzük - salıter aeroplane : uçak - erıpıleyn troll : bağıra bağıra şarkı söylemek , balık tutmak - tırol offensive : saldırgan , saldıran , hakaret eden - ıfensiv public : halk , halka açık , kamu , ulusal , genel , umumi - pablik publication : yayın , yayınlama - pablıkeyşın publication date : yayınlama tarihi - pablıkeyşın deyt question : soru , sorun , sorgulamak , söz konusu - kuesçın eel : yılan balığı - iıl touch : dokunmak , dokunuş , temas , iletişim - taç tap : dokunmak , musluk , çeşme - tap keep moving : yürümeye devam et - kip muving keep going : devam et , devam etmek , devam ettirmek - kip going keep out : dışarıda tutmak , uzak tutmak , girmemek - kip aut quick : hızlı , çabuk , seri , süratli - kuik quickly : hızla , hızlıca , hızlı bir şekilde , şimşak - kuikli break : kırmak , kırılmak , kırma , ara , mola - bıreyk brake : firen , firenlemek , firen yapmak - bıreyk broke : kırdı , meteliksiz , beş parasız - bırok broken : kırık , kırılmış , bozuk , kesik , parçalanmış - bırokın broker : tefeci , komisyoncu , simsar , tellal - bırokır type : tip , tür , cins , daktilo yazısı - tayp typing : yazıyor - tayping junior : genç , küçük çocuk - cunyır devil : şeytan , kötü adam , iblis , acılı yemek - devıl devilish : şeytani , şeytanca , şeytan gibi - devıliş clay : kil , çamur - kıley reserve : rezerv , ayırmak , ayırtmak - rizırv none : yok , hiç , hiçbiri , hiç kimse - nan turner : tornacı , beden eğitimcisi , döndüren - tırnır kiddo : ufaklık - kido joyful : neşeli , sevinçli , sevindirici - coyfıl base : üs , taban , tesis etmek , dayandırmak - beys based : dayalı , dayanmış , merkezli - beyst velocity : hız , sürat - vilasıdi guinness : gines rekorlar kitabı - gines record : kayıt , rekor , plak , sicil , kaydetmek - rekırd float : samandıra , sal , yüzmek , yüzdürmek - fılout comfort : komfor , rahatlık , teselli - kamfırt comfortable : komforlu , rahat , rahatlatıcı - kamfırtıbıl once : bir kere , bir defa , bir zamanlar , eskiden - vans offer : teklif , öneri , arz , sunum , sunmak , teklif etmek - ofır string : ip , tel , sicim , sıra haline getirmek , dizmek - sıtring roller coaster : lunapark hız treni - rolır kostır suit : takım , takım elbise , kostüm - sut prof : kanıt , ispat , delil , prova , dayanıklı - pırof evidea : kanıt - ividia taken : alınmış , tutulmuş , çekilmiş - teykın author : yazar - othır authorize : yetki vermek , ruhsat vermek - othırayz authority : yetki , otorite , yetki belgesi - othorıdi authorized : yetkili , izinli - othırayzd mishap : aksilik , talihsizlik - mishap toxic : toksit , zehirli - taksik dome : kubbe , geniş ve güzel ev - dom beware : dikkat , dikkat etmek - biver come on : haydi , üstüne gelmek , gelsene - kam an tribute : takdir , övgü , haraç - tiribiyut banknote : banknot , kağıt para - benknout improve : gelişmek , geliştirmek , düzelmek - impıruv provide : temin etmek , sağlamak , koşul koymak - pırıvayd bonus : ikramiye , prim , sürpriz - bonıs pot : tencere , pota , saksı , testi , çanak , çömlek - pot ever : hiç , asla , giderek , git gide - evır overall : genel , bir uçtan bir uca - ovırol over : fazla , üzerine , üzerinde , üzerinden , sona ermiş - ovır oven : fırın , ocak - ovın evolve : gelişmek , geliştirmek , evrim geçirmek - ivolv micro : mini , küçük , ufak - maykro microwave : mikro dalga - maykrı veyv pomegranate : nar - pamıgırenıt fell : düştü , deri , kesmek - fell meal : yemek , öğün , yemek vakti - miıl request : istek , talep , rica - riquest require : gerekmek , gerektirmek , istemek , talep etmek - rikuayır went : gitti , gitmiş - vent gone : gitti , gitmiş - gon nope : hayır , yok - noup spend : harcamak , para harcamak , geçirmek - sıpend progress : ilerleme , gelişme , geliştirme - pıragrıs objective : amaç , amaçlanan , objektif - ıbcektiv may : mayıs , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mey what will you : ne yapacaksın - vat vil yu spark : kıvılcım , ateşleme , elektrikçi - sıpark lunar : aya ait , yarım ay - lunır adjust : ayarlamak , düzeltmek , alışmak - ıcast monitor : monitör , ekran , izlemek , gözlemek - manidır monitoring : izleme , gözleme - manidıring spoil : yağma , yağmalamak , şımartmak - sıpoyıl purple : mor - pırpıl purplish : morumsu - pırpıliş premiere : prömiyer , gala - pırmiyır premium : ödül , prim , ikramiye - pırimiyım unusual : alışılmadık , olağan dışı , ender , nadir - anyujıvıl virtual : sanal , gerçek - vırçuıl virtually : neredeyse - vırçuli joy : sevinç , neşe , keyif , neşe kaynağı - coy toy : oyuncak - toy marvel : hayret , mucize , harika , olağanüstü - marvıl far : uzak , öteki - far far far : çok uzak - far far far far away : çok çok uzak - far far avey appear : görünür , görünmek - ıpiır disappear : yok olmak , kaybolmak , gözden kaybolmak - disıpiır ash : kül - eş separate : ayrı , ayrık , ayırmak - seprıt separation : ayrılma , ayrılık , ayırma , ayrışma - sepıreyşın soul : ruh , can , kimse , gönül - soul spirit : ruh , ispirto , maneviyat , örnek kimse - sıpirıt reality : gerçeklik , gerçek , hakikat - rialıdi martial : dövüş , askeri , savaşçı - marşıl commercial : ticari , ticaret yapan , reklam - kımırşıl puppet : kukla - papıt dominate : egemen olmak , hakim olmak , hükmetmek - damineyt slow down : yavaşlamak , yavaşlatmak - sılou daun speed up : hızlanmak , hızlandırmak , hız yapmak - sıpid ap bulge : şişkinlik - balç transformation : dönüşüm , dönüştürme - tırensfırmeyşın brief : kısa , özet , avukat tutma - bırif briefing : bilgilendirme , kısa toplantı - bırifing galaxy : galaksi , gökada - gelıksi comparison : karşılaştırma , kıyaslama - kımperısın yourself : kendin , kendiniz - yorself sudden : ani , ansızın - sadın suddenly : aniden , birden bire - sadınli rush : acele etmek , koşma , koşuşturma - raş rushed : acele etti , koştu - raşt pipe : boru , pipo , kaval , kuş sesi - payp pipeline : boru hattı - payplayn sham : sahte , taklit , yalan , yalancı - şem hate : nefret , nefret etmek , kin - heyt locate : bulmak , yerini bulmak , yerini belirlemek - lokeyt you are welcome : rica ederim - yu ar velkam say hi : selam söyle - sey hay secure : güvenli , güvencede - sikiyur securely : güvenli bir şekilde , güvenlice - sikiyurli worn : yıpranmış , aşınmış , eskimiş , çok giyilmiş - vorn cast : oyuncular , döküm , erken doğum yapmak - kest
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR” “KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”
GÜNLÜK HAYATTA EN ÇOK KULLANILAN KELİMELERDEN DERLENMİŞTİR
4
4
4