manufacture : üretim , imal , yapım , üretmek , imal etmek - menyıfekçır
manufacturer : üretici , imalatçı , fabrikatör - menyıfekçırır
manufactured : üretilmiş - menyıfekçırd
baker : fırıncı - beykır
operation : işlem , işletme , operasyon , ameliyat - apıreyşın
asphalt : asvalt - asfolt
road : yol , karayolu - roud
carbon : karbon - karbın
fibre : fiber , elyaf , lif , tel - faybır
wet : ıslak , yaş , yağmurlu , yağışlı hava - vet
liquid : sıvı , likit , akışkan - likuit
agenda : gündem , konuşulacak konular - ıcenda
actual : güncel , gerçek - ekçuıl
actually : aslında , gerçekte , gerçekten , sahi - ekçuıli
dry : kuru , kurak , kurumuş , kurutmak - dıray
dryer : kurutma makinesi , kurutucu - dırayır
drying : kurutma - dıraying
solidarity : dayanışma , beraberlik - salıderidi
solid color : koyu renk - salıd kalır
solid : katı , sağlam - salıd
solids : katı maddeler - salıds
reset : sıfırlamak , bilemek - riset
cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur
poor : yoksul , fakir , kötü , zavallı - puur
poorly : kötü , fena , yetersiz , olumsuz - puurli
poor you : yazık sana - puur yu
poor thing : zavallı şey - puur ding
thing : şey , yaratık , eşya - ding
things : yaratıklar , eşyalar , giysiler - dings
things to do : yapılacak şeyler - dings tu du
positive : pozitif , olumlu , artı - pazıtiv
positively : pozitif olarak , olumlu olarak - pazıtivli
negative : negatif , olumsuz , eksi - negıtiv
negatively : negatif olarak , olumsuz olarak - negıtivli
forever : sonsuza kadar , daima , devamlı - fırevır
never : asla , hiç , hiçbir zaman - nevır
never mind : boşver - nevır maynd
never give up : asla pes etme - nevır giv ap
nevertheless : buna rağmen , yinede - nevırdıless
less : az , daha az , daha küçük - less
cave : mağara , pes etmek - keyv
caveat : uyarı , ikaz - keyviıt
cure : tedavi , çare , şifa , derman - kiyur
hall : salon - holl
technology : teknoloji - teknalıci
technologies : teknolojiler - teknalıcis
technological : teknolojik - teknılacikıl
beaut : nadide , az bulunur - biyut
beauty : güzel , güzellik , güzeller güzeli - biyudi
high : yüksek , üst , üstün , ileri , büyük , yükseğe , lise - hay
low : düşük , alçak , ucuz , zayıf - lov
lower : alt , aşağı , daha aşağı , surat asma - lovır
lowest : en küçük , en düşük - lovıst
lowercase : küçük - lovırkeys
mall : alışveriş merkezi , tokmaklamak - mol
law : yasa , hukuk , kanun , kural , yasal çözüm - lou
lawyer : avukat , hukukçu - louyır
lawn : çim , çimento - loun
hallway : koridor - holvey
closet : dolap , kılozet , tuvalet - kılazıt
halloween : cadılar bayramı - halıvin
myline : benim çizgim , benim hattım - maylayn
concert : konser , el birliği - kansırt
necessary : gerekli , gereken , lazım - nesıseri
warcraft : savaş gemisi - vorkıraft
viven : canlı - vivın
replacement : yedek , değiştirme - ripıleysmınt
publisher : yayımcı , editör - pablişır
prime : önemli , ilk , baş , olgunluk çağı - pıraym
daily : günlük , gündelik , hergün - deyli
dai : gün - day
solitaire : tek taş yüzük - salıter
aeroplane : uçak - erıpıleyn
troll : bağıra bağıra şarkı söylemek , balık tutmak - tırol
offensive : saldırgan , saldıran , hakaret eden - ıfensiv
public : halk , halka açık , kamu , ulusal , genel , umumi - pablik
publication : yayın , yayınlama - pablıkeyşın
publication date : yayınlama tarihi - pablıkeyşın deyt
question : soru , sorun , sorgulamak , söz konusu - kuesçın
eel : yılan balığı - iıl
touch : dokunmak , dokunuş , temas , iletişim - taç
tap : dokunmak , musluk , çeşme - tap
keep moving : yürümeye devam et - kip muving
keep going : devam et , devam etmek , devam ettirmek - kip going
keep out : dışarıda tutmak , uzak tutmak , girmemek - kip aut
quick : hızlı , çabuk , seri , süratli - kuik
quickly : hızla , hızlıca , hızlı bir şekilde , şimşak - kuikli
break : kırmak , kırılmak , kırma , ara , mola - bıreyk
brake : firen , firenlemek , firen yapmak - bıreyk
broke : kırdı , meteliksiz , beş parasız - bırok
broken : kırık , kırılmış , bozuk , kesik , parçalanmış - bırokın
broker : tefeci , komisyoncu , simsar , tellal - bırokır
type : tip , tür , cins , daktilo yazısı - tayp
typing : yazıyor - tayping
junior : genç , küçük çocuk - cunyır
devil : şeytan , kötü adam , iblis , acılı yemek - devıl
devilish : şeytani , şeytanca , şeytan gibi - devıliş
clay : kil , çamur - kıley
reserve : rezerv , ayırmak , ayırtmak - rizırv
none : yok , hiç , hiçbiri , hiç kimse - nan
turner : tornacı , beden eğitimcisi , döndüren - tırnır
kiddo : ufaklık - kido
joyful : neşeli , sevinçli , sevindirici - coyfıl
base : üs , taban , tesis etmek , dayandırmak - beys
based : dayalı , dayanmış , merkezli - beyst
velocity : hız , sürat - vilasıdi
guinness : gines rekorlar kitabı - gines
record : kayıt , rekor , plak , sicil , kaydetmek - rekırd
float : samandıra , sal , yüzmek , yüzdürmek - fılout
comfort : komfor , rahatlık , teselli - kamfırt
comfortable : komforlu , rahat , rahatlatıcı - kamfırtıbıl
once : bir kere , bir defa , bir zamanlar , eskiden - vans
offer : teklif , öneri , arz , sunum , sunmak , teklif etmek - ofır
string : ip , tel , sicim , sıra haline getirmek , dizmek - sıtring
roller coaster : lunapark hız treni - rolır kostır
suit : takım , takım elbise , kostüm - sut
prof : kanıt , ispat , delil , prova , dayanıklı - pırof
evidea : kanıt - ividia
taken : alınmış , tutulmuş , çekilmiş - teykın
author : yazar - othır
authorize : yetki vermek , ruhsat vermek - othırayz
authority : yetki , otorite , yetki belgesi - othorıdi
authorized : yetkili , izinli - othırayzd
mishap : aksilik , talihsizlik - mishap
toxic : toksit , zehirli - taksik
dome : kubbe , geniş ve güzel ev - dom
beware : dikkat , dikkat etmek - biver
come on : haydi , üstüne gelmek , gelsene - kam an
tribute : takdir , övgü , haraç - tiribiyut
banknote : banknot , kağıt para - benknout
improve : gelişmek , geliştirmek , düzelmek - impıruv
provide : temin etmek , sağlamak , koşul koymak - pırıvayd
bonus : ikramiye , prim , sürpriz - bonıs
pot : tencere , pota , saksı , testi , çanak , çömlek - pot
ever : hiç , asla , giderek , git gide - evır
overall : genel , bir uçtan bir uca - ovırol
over : fazla , üzerine , üzerinde , üzerinden , sona ermiş - ovır
oven : fırın , ocak - ovın
evolve : gelişmek , geliştirmek , evrim geçirmek - ivolv
micro : mini , küçük , ufak - maykro
microwave : mikro dalga - maykrı veyv
pomegranate : nar - pamıgırenıt
fell : düştü , deri , kesmek - fell
meal : yemek , öğün , yemek vakti - miıl
request : istek , talep , rica - riquest
require : gerekmek , gerektirmek , istemek , talep etmek - rikuayır
went : gitti , gitmiş - vent
gone : gitti , gitmiş - gon
nope : hayır , yok - noup
spend : harcamak , para harcamak , geçirmek - sıpend
progress : ilerleme , gelişme , geliştirme - pıragrıs
objective : amaç , amaçlanan , objektif - ıbcektiv
may : mayıs , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mey
what will you : ne yapacaksın - vat vil yu
spark : kıvılcım , ateşleme , elektrikçi - sıpark
lunar : aya ait , yarım ay - lunır
adjust : ayarlamak , düzeltmek , alışmak - ıcast
monitor : monitör , ekran , izlemek , gözlemek - manidır
monitoring : izleme , gözleme - manidıring
spoil : yağma , yağmalamak , şımartmak - sıpoyıl
purple : mor - pırpıl
purplish : morumsu - pırpıliş
premiere : prömiyer , gala - pırmiyır
premium : ödül , prim , ikramiye - pırimiyım
unusual : alışılmadık , olağan dışı , ender , nadir - anyujıvıl
virtual : sanal , gerçek - vırçuıl
virtually : neredeyse - vırçuli
joy : sevinç , neşe , keyif , neşe kaynağı - coy
toy : oyuncak - toy
marvel : hayret , mucize , harika , olağanüstü - marvıl
far : uzak , öteki - far
far far : çok uzak - far far
far far away : çok çok uzak - far far avey
appear : görünür , görünmek - ıpiır
disappear : yok olmak , kaybolmak , gözden kaybolmak - disıpiır
ash : kül - eş
separate : ayrı , ayrık , ayırmak - seprıt
separation : ayrılma , ayrılık , ayırma , ayrışma - sepıreyşın
soul : ruh , can , kimse , gönül - soul
spirit : ruh , ispirto , maneviyat , örnek kimse - sıpirıt
reality : gerçeklik , gerçek , hakikat - rialıdi
martial : dövüş , askeri , savaşçı - marşıl
commercial : ticari , ticaret yapan , reklam - kımırşıl
puppet : kukla - papıt
dominate : egemen olmak , hakim olmak , hükmetmek - damineyt
slow down : yavaşlamak , yavaşlatmak - sılou daun
speed up : hızlanmak , hızlandırmak , hız yapmak - sıpid ap
bulge : şişkinlik - balç
transformation : dönüşüm , dönüştürme - tırensfırmeyşın
brief : kısa , özet , avukat tutma - bırif
briefing : bilgilendirme , kısa toplantı - bırifing
galaxy : galaksi , gökada - gelıksi
comparison : karşılaştırma , kıyaslama - kımperısın
yourself : kendin , kendiniz - yorself
sudden : ani , ansızın - sadın
suddenly : aniden , birden bire - sadınli
rush : acele etmek , koşma , koşuşturma - raş
rushed : acele etti , koştu - raşt
pipe : boru , pipo , kaval , kuş sesi - payp
pipeline : boru hattı - payplayn
sham : sahte , taklit , yalan , yalancı - şem
hate : nefret , nefret etmek , kin - heyt
locate : bulmak , yerini bulmak , yerini belirlemek - lokeyt
you are welcome : rica ederim - yu ar velkam
say hi : selam söyle - sey hay
secure : güvenli , güvencede - sikiyur
securely : güvenli bir şekilde , güvenlice - sikiyurli
worn : yıpranmış , aşınmış , eskimiş , çok giyilmiş - vorn
cast : oyuncular , döküm , erken doğum yapmak - kest
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”
“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”