flare : işaret fişeği , parlama - fıler
flared : alevlendi - fılerd
flares : işaret fişekleri - fılerz
stingy : cimri , pinti - sıtinci
plant : bitki , tesis , fabrika - pılent
encode : kodlamak - inkod
encoder : kodlayıcı - inkodır
bombardment : bombardıman - bombardmınt
traffic : tırafik , karanlık işler yapmak - tırafik
traffic light : tırafik ışığı - tırafik layt
traffic jam : trafik sıkışıklığı - tırafik cem
trafficking : kaçakçılık - tırafiking
brand new : yepyeni - bırend nüu
swamp : batak , bataklık - sıvamp
emerald : zümrüt - emırıld
for the best : en iyisi için , iyi niyetle - for the best
flue : baca , baca deliği - fılu
intention : niyet - intençın
deployment : dağıtım , savaş düzeni alma - diploymınt
bastard : piç , soysuz - bestırd
ware : eşya , tabak , çanak - ver
warehouse : depo , ambar - verhaus
what will happen : ne olacak - vat vil hepın
what will happen now : ne olacak şimdi - vat vil hepın nau
held : tutulmuş - held
campaign : kampanya , savaş , mücadele - kempeyn
morn : sabah - morn
fought : kavga et , kavga etti - fot
drilling : sondaj , delme - dıriling
effect : efekt , etki , tesir - ıfekt
effective : etkili , etkin - ıfektiv
finalist : finalist - faynılist
prevent : önlemek , önden gitmek - pırivent
prevention : önleme , engelleme - pırivenşın
impassible : duygusuz , hissiz - impesıbıl
standart : standart , bayrak , sancak - sıtendırd
necklace : kolye , gerdanlık - neklıs
bracelet : bilezik , bileklik - bıreyslıt
earring : küpe - iıring
kitten : kedi yavrusu - kitın
condition : şart , koşul , kondisyon - kındişın
conditional : şartlı , koşullu - kındişınıl
unconditional : şartsız , koşulsuz - ankındişınıl
junction : kavşak - cangkşın
various : türlü , çeşitli , çeşit çeşit , bir çok - veriyıs
facility : tesis , imkan - fısilidi
radar : radar - reydar
corridor : koridor - koridor
creative : yaratıcı - kırieytiv
creature : yaratık - kıriçır
activity : aktivite , etkinlik , faaliyet - ektivıdi
foreman : ustabaşı , jüri sözcüsü - formen
sprint : sürat koşusu , hızlı koşma - sıprint
spray : sıprey , püskürtücü , püskürtmek - sıprey
sprayer : püskürtücü - sıpreyır
right on time : tam zamanında - rayt an taym
skateboard : kaykay - sıkeytbord
toast : tost , kızarmış ekmek , kadeh kaldırmak - tost
pre order : ön sipariş - pıri ordır
load : yük , şarj - loud
loud : yüksek , yüksek sesle - laud
laud : övme , övmek - lod
esteem : saygı , saygı duymak - ıstim
concord : uyum , hızlı ve lüks uçak - kankord
concordant : uyumlu - kinkordınt
missile : füze - misıl
embargo : ambargo - embargo
packaging : paketleme , ambalajlama - pekicing
impact : darbe , etki , çarpma - impekt
interfere : müdahale etmek - intırfiır
heal : iyileşmek , iyileştirmek - hiıl
truce : ateşkes , mütareke - tırus
trail rides : iz sürmek - tıreyıl rayds
renewable : yenilenebilir , uzatılabilir - rinyubıl
collect : toplamak , toplanmak , toparlamak , biriktirmek , derlemek , tahsil etmek ,
bir araya getirmek , ödemeli - kılekt
collective : toplu , ortak , ortaklaşa - kılektiv
collection : koleksiyon , toplamak - kılekşın
glamor : cazibe , göz kamaştırıcı - gılemır
glamorous : göz alıcı , göz kamaştırıcı - gılemırıs
tradition : gelenek , hadis - tırıdişın
diploma : diploma - diploma
diplomat : diplomat - diplımet
diplomatic : diplomatik - diplımedik
diplomacy : diplomasi - diplomısi
degree : derece , lisans , diploma - digrii
decree : kararname , emir , emretmek - dikrii
move : hareket , hamle , taşınma , oynama - muv
borderland : sınır , sınır bölgesi - bordırlend
raw : çiğ , ham , işlenmemiş - ra
crude : ham , işlenmemiş - kırud
hammam : hamam - hamam
anchovy : hamsi - ençovi
pregnant : hamile - pıregnınt
raw material : hammadde - ra mıtiriyıl
matter : mesele , konu , husus , madde - medır
mutter : mırıldanmak , homurdanmak - madır
lose : kaybetmek - luuz
loss : kayıp , zarar , zayi - loss
lost : kayıp , kaybolmuş , kaybedilmiş - lost
fame : şöhret , ün , şan , nam - feym
famous : ünlü , meşhur , tanınmış - feymıs
gas : gaz , benzin , boş laf , zırva - ges
natural gas : doğal gaz - neçırıl ges
fireplace : şömine , ocak - fayırpıleys
smooth : düz , düzgün , pürüssüz , düzgünleştirmek - sımut
smoothie : güler yüzlü , iki yüzlü - sımudi
forum : forum , oturum , toplantı - forım
fluent : akıcı , sürükleyici - fıluınt
shelter : barınak , sığınak , barınmak , barındırmak - şeltır
turbine : türbin - tırbayn
ingenious : dahice , hünerli , becerili - incinyıs
ingeniously : ustaca - incinyısli
speedster : hızlı , hız yapan sürücü - sipidsitır
caddy : çay kutusu - kedi
scandal : sıkandal , rezalet - sıkendıl
workbench : tezgah , iş tezgahı - vırkbenç
thorn : diken - thorn
pointed : sivri , işaretli , işaretlendi - poyntıd
marked : işaretli , işaretlenmiş , belirgin - markt
graffiti : duvar yazısı - gırıfidi
graphic : grafik , açık ve net - gırafik
grateful : minnettar - gıreytfıl
touristy : turistik - toristi
meatball : köfte - mitbol
pelican : pelikan - pelıkın
seagull : martı - siigal
substructure : alt yapı - sabstırakçır
frequency : firekans , sıklık , sık sık olma - fırikvınsi
flight : uçuş , kaçış , uçma , kaçma - fılayt
hover : üzerine gelmek , üstünde uçmak - havır
overheat : aşırı ısınma , fazla ısıtmak - ovırhiit
overhead : üstten , yukarıdan geçen , havada - ovırhed
weapon overheat : silah aşırı ısınma - vepın ovırhiit
neck and neck : başa baş - nek end nek
pilot : pilot , kılavuz , deney - paylıt
autopilot : otomatik pilot - otopaylıt
council : konsey , meclis , kurul , divan - kensıl
earnest : ciddi - ırnist
salt : tuz , tuzlamak - salt
salty : tuzlu - salti
salter : tuzluk - saltır
extremely : son derece , aşırı derece - ikstirimli
mine : benim , benim ki , mayın , maden , maden ocağı - mayn
dagger : hançer , kama - degır
twist : bükme , bükmek , bükülme - tuvist
nutrient : besin , gıda - nutriyınt
nutritive : besleyici - nutrıtiv
nutrition : beslenme - nutrişın
nutritionist : beslenme uzmanı - nutrişınist
hyper : aşırı , yüksek - haypır
radiation : radyasyon - reydieyşın
latitude : enlem - ladıtud
sanction : yaptırım - sangkşın
syrup : şurup - sırıp
disturb : rahatsız etmek , üzmek - distırb
distort : çarpıtmak , yamultmak - distort
parallel : paralel - perılel
patriot : vatansever - peytriyıt
patriotism : vatanseverlik - peytriyıtizım
title : başlık , unvan , isim , ad - taydıl
untitled : başlıksız , isimsiz - antaydıl
tolerant : toleranslı , hoşgörülü - talırınt
valid : geçerli , yürürlükte - velıd
invalid : geçersiz , hükümsüz - invelıd
settle : bank , tahta , kanape , yerleşmek - sedıl
settler : yerleşimci , göçmen - sedılır
settlement : yerleşme , yerleşim yeri - sedılmınt
terminal : terminal , gar , istasyon , son , uç - tırmınıl
scale : ölçek , ölçmek , tartmak - sıkeyıl
scales : terazi , tartı - sıkeyıls
sweat : ter , terlemek , zor iş , ağır iş - sıvet
rag : paçavra , çaput , kaba şaka - rag
gear : vites , dişli , vites değiştirmek , donanım - giır
headgear : başlık , şapka , başörtüsü - hedgiır
hardness : sertlik , zorluk , katı yüreklilik - hardnıs
casual : günlük , gündelik , gündelikçi , tesadüfen - kejıvıl
casually : gelişi güzel , sıradan - kejıvıli
puff : kabarıklık , şişirmek , üflemek , nefes nefese kalma - paf
puffy : kabarık , şişkin , şişmiş , püfür püfür esmek - pafi
element : eleman , element , unsur , doğa şartları - elımınt
pie : turta , kaos , benekli hayvan - pay
code : kod , şifre , kodlamak , şifrelemek , kanun , yasa , kural , numaralamak - kood
principle : prensip , ilke - pırinsıpıl
squirrel : sincap - sıkurıl
smuggler : kaçakçı - sımaglır
jump : atlamak , zıplamak , sıçrayan - camp
jumping : atlama , zıplama , sıçrama - camping
tweak : çimdik , çimdiklemek - tıvik
improvement : gelişme , iyileşme , ıslah etme , düzelme , kalkındırma - impruvmınt
finalization : sonlandırma - faynılızeyşın
invade : işgal etmek , istila etmek - inveyd
invaded : işgal , istila - inveydıd
fiance : nişanlı - fiansey
engage : meşgul , dikkatini çekmek , işe almak - ingeyç
engaged : nişanlı , meşgul , rezerve edilmiş - ingeyçt
helpful : faydalı , yararlı , yardımcı - helpfıl
helpfully : yardımsever , yardımcı olarak - helpfıli
helpfulness : yardımseverlik - helpfılnıs
apartment : apartman - ıpartmınt
trumpet : trampet , fil sesi , boru çalmak - tırampıt
right after dinner : akşam yemeğinden sonra - rayt eftır dinır
okay : tamam , olur , iyi , onaylamak , tamam mı - okey
simmer : yavaş yavaş kaynatmak - simır
time left : kalan zaman - taym left
logical : mantıklı - lacikıl
canon : kanun , genel kural , kanyon - kenın
raspberry : ağaç çileği , ahu dudu - razberi
order : sipariş , düzen , emir - ordır
stamp : damga , pul , kaşe - sıtemp
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”
“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”