dislike : sevmemek , beğenmemek - dislayk
well : iyi , iyi durumda , kuyu - vel
welly : iyiki - veli
well done : aferin - vel dan
unlike : aksine , farklı , benzemez - anlayk
society : toplum , topluluk , dernek , sosyete - sısayidi
themselves : kendilerini , kendilerine - dımselvz
do you support : destekliyormusunuz ? - du yu sıport
retail : parekende - riteil
booking : rezervasyon , yer ayırtmak - buking
travel pass : seyehat kartı - tırevıl pes
tomorrowland : yarının ülkesi - tumarolend
rich : zengin - riç
richer : daha zengin - riçır
richest : en zengin - riçest
these are : bunlar - diz ar
seeing : görme , görerek , madem , medem ki - siing
first time : ilk kez , ilk defa , ilk olarak - fırst taym
ghost : hayalet , hortlak - gost
pine : çam , ananas , zayıf düşmek , burnunda tütmek - payn
pin : iğne , toplu iğne , iğnelemek , pim - pin
recycle : geri dönüştürmek , yeniden kullanmak - risaykıl
bin : çöp kutusu , çöp kovası - bin
discuss : tartışmak , görüşmek - diskas
condemn : kınamak , mahkum etmek , ayıplamak - kındem
able : yapabilmek , yetenekli , gücü yeten - eybıl
puzzle : bulmaca , bilmece , yap boz , kafası karışmak - pazıl
impressive : etkileyici - impiresiv
impression : etki , izlenim - impireşın
punish : cezalandırmak , ceza vermek , dövmek - paniş
punishment : ceza , cezalandırma , sert davranma - panişmınt
independent : bağımsız , özgür , serbest , hür - indipendınt
independence : bağımsızlık , özgürlük , serbestlik - indipendıns
discover : keşfetmek , bulmak , araştırmak - diskavır
explore : keşfetmek , bulmak , araştırmak - ikspılor
explorer : kaşif , araştırmacı - ikspılorır
advisory : danışma , akıl veren - edvayzıri
reason : neden , sebep , gerekçe , akıl - rizın
busy : meşgul , yoğun , işlek - bizi
ambush : pusu , tuzak , pusu kurmak , pusuya düşürmek - embuş
average : ortalama , averaj - evirıç
exactly : kesinlikle , aynen , tam olarak - igzaktli
dimension : boyut , ebat , ölçü - dimenşın
realistic : gerçekçi , gerçeğe uygun - riılistik
sweep : süpürmek , silip süpürmek , taramak , yayılmak - sivip
changer : değiştiren , takas yapan - çeyncır
change : değişmek , değiştirmek , değişiklik , takas - çeync
too much : çok fazla , çok pahalı , aşırı - tu maç
get up : kalkmak , yataktan kalkmak - gedap
stand up : ayağa kalkmak , dikilmek , bekletmek - sitendap
hesitate : tereddüt etmek , duraksamak , çekinmek - hezıteyt
hesitation : tereddüd , duraksama - hezıteyşın
beast : canavar , hayvan , sevimsiz kimse - biist
monster : canavar , ucube - manstır
dock : rıhtım , rıhtıma yanaşmak , tersane - dak
hub : merkez , en önemli yer - hab
descend : inmek , alçalmak , soyundan gelmek - disend
ascend : yükselmek , yukarı çıkmak - ısend
interface : arayüz , arayüzey - intırfeys
surface : yüzey , yüzeysel , yüzeye çıkmak - sırfıs
division : bölünme , ikiye ayrılma - divijın
mount : binmek , dağ , montelemek - maunt
dismount : inmek , sökmek - dismaunt
violin : keman - vayılin
violinist : kemancı - vayılinıst
might : güç , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mayt
opportunity : fırsat , uygun zaman - apırtunıdi
stunning : çekici , çarpıcı , serseme çeviren - sıtaning
renovate : yenilemek , onarmak - renıveyt
renovation : yenileme , onarım , onarma - renıveyşın
homeland : vatan , yurt , memleket - homlend
probably : galiba , muhtemelen , olasılıkla , beklide - pırabıbli
innovation : yenilik , icat , buluş - inoveyşın
petrol : benzin , petrol - petrol
patrol : devriye , devriye gezmek - pıtrol
present : mevcut , şimdiki , şuan , hediye , sunmak - pırezınt
rally : araba yarışı , miting , toparlamak - rali
rally up : toplanmak , toplanın - rali ap
stood : ayakta durdu - sıtuud
terminate : sonlandırmak , bitirmek - tırmıneyt
bunker : sığınak , yakıt almak , yakıt bölmesi - bankır
advance : ilerlemek , ilerletmek , avans , öne almak - ıdvens
advice : tavsiye , danışma , öğüt , nasihat - edvays
told : dedi , söyledi , söyle , söylenmiş , söylemiştim - told
property : özellik , mal , mülk , eşya , sahne eşyaları - pırapırdi
heat : sıcaklık , ısı , ısıtmak , hararet , vücut ısısı - hiit
heater : ısıtıcı , kalorifer , şofben - hiidır
vase : vazo - veys
replace : yerine koymak , değiştirmek , yenisiyle değiştirme - ripıleys
place : yer , mekan , ev , koymak - pıleys
serve : servis , hizmet , görev yapmak - sırv
solve : çözmek , çözüm bulmak , halletmek - salv
solved : çözüldü , çözülmüş - salvd
resolve : çözmek , karar vermek , aklına koymak - rizalv
palace : saray , palas - pelıs
scare : korkmak , korkutmak , ödünü koparmak - sıkeır
enter : girmek , içeri girmek , sahneye çıkmak - entır
watch out : dikkat et , dikkatli olmak - vaç aut
review : gözden geçirmek , yeniden incelemek , eleştiri , kırıtik - riviyu
land : kara , toprak , arazi , arsa , memleket , indirmek - lend
landing : inme , iniş , indirme - lending
landed : indi , arazi sahibi - lendıd
rest : dinlenme , dinlenmek , kalan , gerisi , dayanak - rest
own : kendi , öz , kendisinin , sahip olmak - on
owner : sahip , mal sahibi , kiraya veren - onır
ammo : cephane , mühimmat - emo
pick : seçmek , ayıklamak , toplamak , kazmak - pik
square : kare , dörtgen , dört köşeli , meydan - sikuer
reach : ulaşmak , varmak , erişmek , uzanma , uzanmak - riiç
reached : ulaştı , vardı , erişti - riiçt
mapped out : planlandı - mept aut
combo : karışım , karma menü - kambo
value : değer , değerini bilmek , değer vermek , kıymet , kıymet bilmek - velyu
net : kesintisiz , net , ağ , file , ağ ile yakalamak - net
mathematics : matematik - mefimeriks
ultra : aşırı , uç görüşlü kimse - ultra
fantasy : fantezi , hayal , düş , acayip fikir - fentısi
scuse : özür dilemek , kusura bakma - sikuzey
undercover : gizli , örtülü , kapak altı , el altından - andırkavır
savage : vahşi , yabani , barbar , canavar ruhlu - savıç
excuse me : özür dilemek , afedersiniz - ikskiyus mi
kidding : dalga geçmek , alay etmek - kiding
first : ilk , önce , birinci , ilk olarak , öncelikle - fırst
campaign : kampanya , savaş , mücadele - kempeyn
headline : başlık , manşet , afişteki isim - hedlayn
corporal : onbaşı , bedensel - korpırıl
quit : çıkmak , çekilmek , istifa etmek - kuit
into : içine , haline , içeriye -e -ye - intu
inside : içeride , içeriye , içerisinde , iç taraf - insayd
outside : dışarıda , dışarıya , dışarısında , dış taraf - autsayd
guess : tahmin , tahmin etmek - ges
splash : sıçrama , sıçramak , su sıçratmak , su sesi - sıplaş
strait : boğaz , dar boğaz , yokluk - sıtreyt
straight : düz , dümdüz , dos doğru , direkt - sıtreyt
roll : rulo , dürüm , yuvarlanmak , yalpa yapmak - roll
prank : eşek şakası , muziplik , şeytanlık - pırenk
pranky: şakacı - pırenki
origin : köken , menşei , başlangıç noktası - orcın
brought : getirilen - bıraat
be brought : getirilmek - bi bıraat
hosting : barındırma - hosting
hostinger : ev sahibi - hostingır
host : ev sahibi , ordu , konuk etmek , ağırlamak - host
charger : şarj aleti - çarcır
period : dönem , süre , periyot , regl , ders saati - piriıd
all right : tamam , iyi , şöyle böyle , pekala - ol rayt
mega : mega , büyük , bir milyon - megı
omega : son - omeygı
budget : bütçe - bacit
basement : bodrum , bodrum katı , mahsen - beysmınt
mapped : haritalandı , haritasını yapmak - mept
amore : aşk , tutku - emur
amorous : aşık , tutgun - emırıs
ingenuity : marifet , yaratıcılık - incınuidi
platoon : müfreze , ekip , takım , tim - pılıtuun
crow : karga , horoz sesi , sevinç çığlığı - kırav
pitch : saha , zift - piç
evolution : evrim , gelişim - ivoluşın
revolution : devrim , ihtilal , devir - revıluşın
fleet : filo , donanma , kısacık , kısa süren - fıliit
feed : beslemek , beslenmek , yedirmek , doyurmak - fiid
horizon : ufuk - hırayzın
horizontal : yatay , yatay çizgi - horızantıl
horizontally : yatay olarak - horızantıli
arena : sahne , mücadele alanı , arena - ırina
achieve : başarmak , ulaşmak , gerçekleştirmek - ıçiv
majestic : görkemli , heybetli - mıcestik
glory : zafer , görkem , görkemli - gori
stunt : dublör , akrobatik uçuş - sıtant
stuntman : dublör - sıtantmen
friendship : arkadaşlık , dostluk , dostça davranmak - fırendşip
ship : gemi , gemiye binmek , uzay gemisi - şip
shipping : nakliye , gemi trafiği - şiping
cockpit : pilot kabini , sürücü yeri , horoz dövüş alanı - kakpit
gaming : oyun , kumar - geyming
mansion : köşk , konak - menşın
catch : yakalamak , tutmak , yetişmek - keç
catcher : yakalayıcı - keçır
handycam : el kamerası - hendikem
accuracy : doğruluk - akyırısi
impress : etki , etkilemek , aklına sokmak - impiress
formed : oluşmak , oluşturulan , biçimlenmiş - formd
reaction : reaksiyon , tepki , alerji , gericilik , irtica - riakşın
external : harici , dış , dışarıdan gelen - ikstırnıl
internal : dahili , iç , stajyer , içilir - intırnıl
main : ana , başlıca , esas , asıl , belli başlı - meyn
occupation : meslek , iş , uğraş , işgal - akyıpeyşın
curiosity : merak , antika , ilginç şey - kiyuriyasıdi
celebrity : şöhret , ün , ünlü , tanınmış - sılabırdi
celebrate : kutlamak , bayram yapmak , ayin yapmak - selıbreyt
falcon : şahin , doğan - falkın
seed : tohum , tohum ekmek , tohum vermek - siid
tech : teknoloji - tek
likely : galiba , muhtemelen , mümkün - laykli
uber : süper - yubır
booking : rezervasyon , yer ayırtma - buuking
bucket : kova , dört nala koşturmak - bakıt
sergeant : çavuş , astsubay - sarcınt
check in : giriş yapmak , kaydını yaptırmak - çek in
check out : çıkış yapmak , kaydını sildirmek , ödemek - çek aut
brough : getirmek - bırau
brought up : büyüdü - bırot ap
brought about : meydana getirdi - bırot ıbaut
chain : zincir , zincirlemek , zincire vurmak - çeyn
favorite : favori , gözde - feyvrıt
favourite : favori , gözde - feyvrıt
knowledge : bilgi , bilim , tecrübe - nalıc
knowledgeable : bilgili , akıllı - nalıcıbıl
misinformation : yanlış bilgi - misinfırmeyşın
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”
“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”