dislike : sevmemek , beğenmemek - dislayk well : iyi , iyi durumda , kuyu - vel welly : iyiki - veli well done : aferin - vel dan unlike : aksine , farklı , benzemez - anlayk society : toplum , topluluk , dernek , sosyete - sısayidi themselves : kendilerini , kendilerine - dımselvz do you support : destekliyormusunuz ? - du yu sıport retail : parekende - riteil booking : rezervasyon , yer ayırtmak - buking travel pass : seyehat kartı - tırevıl pes tomorrowland : yarının ülkesi - tumarolend rich : zengin - riç richer : daha zengin - riçır richest : en zengin - riçest these are : bunlar - diz ar seeing : görme , görerek , madem , medem ki - siing first time : ilk kez , ilk defa , ilk olarak - fırst taym ghost : hayalet , hortlak - gost pine : çam , ananas , zayıf düşmek , burnunda tütmek - payn pin : iğne , toplu iğne , iğnelemek , pim - pin recycle : geri dönüştürmek , yeniden kullanmak - risaykıl bin : çöp kutusu , çöp kovası - bin discuss : tartışmak , görüşmek - diskas condemn : kınamak , mahkum etmek , ayıplamak - kındem able : yapabilmek , yetenekli , gücü yeten - eybıl puzzle : bulmaca , bilmece , yap boz , kafası karışmak - pazıl impressive : etkileyici - impiresiv impression : etki , izlenim - impireşın punish : cezalandırmak , ceza vermek , dövmek - paniş punishment : ceza , cezalandırma , sert davranma - panişmınt independent : bağımsız , özgür , serbest , hür - indipendınt independence : bağımsızlık , özgürlük , serbestlik - indipendıns discover : keşfetmek , bulmak , araştırmak - diskavır explore : keşfetmek , bulmak , araştırmak - ikspılor explorer : kaşif , araştırmacı - ikspılorır advisory : danışma , akıl veren - edvayzıri reason : neden , sebep , gerekçe , akıl - rizın busy : meşgul , yoğun , işlek - bizi ambush : pusu , tuzak , pusu kurmak , pusuya düşürmek - embuş average : ortalama , averaj - evirıç exactly : kesinlikle , aynen , tam olarak - igzaktli dimension : boyut , ebat , ölçü - dimenşın realistic : gerçekçi , gerçeğe uygun - riılistik sweep : süpürmek , silip süpürmek , taramak , yayılmak - sivip changer : değiştiren , takas yapan - çeyncır change : değişmek , değiştirmek , değişiklik , takas - çeync too much : çok fazla , çok pahalı , aşırı - tu maç get up : kalkmak , yataktan kalkmak - gedap stand up : ayağa kalkmak , dikilmek , bekletmek - sitendap hesitate : tereddüt etmek , duraksamak , çekinmek - hezıteyt hesitation : tereddüd , duraksama - hezıteyşın beast : canavar , hayvan , sevimsiz kimse - biist monster : canavar , ucube - manstır dock : rıhtım , rıhtıma yanaşmak , tersane - dak hub : merkez , en önemli yer - hab descend : inmek , alçalmak , soyundan gelmek - disend ascend : yükselmek , yukarı çıkmak - ısend interface : arayüz , arayüzey - intırfeys surface : yüzey , yüzeysel , yüzeye çıkmak - sırfıs division : bölünme , ikiye ayrılma - divijın mount : binmek , dağ , montelemek - maunt dismount : inmek , sökmek - dismaunt violin : keman - vayılin violinist : kemancı - vayılinıst might : güç , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mayt opportunity : fırsat , uygun zaman - apırtunıdi stunning : çekici , çarpıcı , serseme çeviren - sıtaning renovate : yenilemek , onarmak - renıveyt renovation : yenileme , onarım , onarma - renıveyşın homeland : vatan , yurt , memleket - homlend probably : galiba , muhtemelen , olasılıkla , beklide - pırabıbli innovation : yenilik , icat , buluş - inoveyşın petrol : benzin , petrol - petrol patrol : devriye , devriye gezmek - pıtrol present : mevcut , şimdiki , şuan , hediye , sunmak - pırezınt rally : araba yarışı , miting , toparlamak - rali rally up : toplanmak , toplanın - rali ap stood : ayakta durdu - sıtuud terminate : sonlandırmak , bitirmek - tırmıneyt bunker : sığınak , yakıt almak , yakıt bölmesi - bankır advance : ilerlemek , ilerletmek , avans , öne almak - ıdvens advice : tavsiye , danışma , öğüt , nasihat - edvays told : dedi , söyledi , söyle , söylenmiş , söylemiştim - told property : özellik , mal , mülk , eşya , sahne eşyaları - pırapırdi heat : sıcaklık , ısı , ısıtmak , hararet , vücut ısısı - hiit heater : ısıtıcı , kalorifer , şofben - hiidır vase : vazo - veys replace : yerine koymak , değiştirmek , yenisiyle değiştirme - ripıleys place : yer , mekan , ev , koymak - pıleys serve : servis , hizmet , görev yapmak - sırv solve : çözmek , çözüm bulmak , halletmek - salv solved : çözüldü , çözülmüş - salvd resolve : çözmek , karar vermek , aklına koymak - rizalv palace : saray , palas - pelıs scare : korkmak , korkutmak , ödünü koparmak - sıkeır enter : girmek , içeri girmek , sahneye çıkmak - entır watch out : dikkat et , dikkatli olmak - vaç aut review : gözden geçirmek , yeniden incelemek , eleştiri , kırıtik - riviyu land : kara , toprak , arazi , arsa , memleket , indirmek - lend landing : inme , iniş , indirme - lending landed : indi , arazi sahibi - lendıd rest : dinlenme , dinlenmek , kalan , gerisi , dayanak - rest own : kendi , öz , kendisinin , sahip olmak - on owner : sahip , mal sahibi , kiraya veren - onır ammo : cephane , mühimmat - emo pick : seçmek , ayıklamak , toplamak , kazmak - pik square : kare , dörtgen , dört köşeli , meydan - sikuer reach : ulaşmak , varmak , erişmek , uzanma , uzanmak - riiç reached : ulaştı , vardı , erişti - riiçt mapped out : planlandı - mept aut combo : karışım , karma menü - kambo value : değer , değerini bilmek , değer vermek , kıymet , kıymet bilmek - velyu net : kesintisiz , net , ağ , file , ağ ile yakalamak - net mathematics : matematik - mefimeriks ultra : aşırı , uç görüşlü kimse - ultra fantasy : fantezi , hayal , düş , acayip fikir - fentısi scuse : özür dilemek , kusura bakma - sikuzey undercover : gizli , örtülü , kapak altı , el altından - andırkavır savage : vahşi , yabani , barbar , canavar ruhlu - savıç excuse me : özür dilemek , afedersiniz - ikskiyus mi kidding : dalga geçmek , alay etmek - kiding first : ilk , önce , birinci , ilk olarak , öncelikle - fırst campaign : kampanya , savaş , mücadele - kempeyn headline : başlık , manşet , afişteki isim - hedlayn corporal : onbaşı , bedensel - korpırıl quit : çıkmak , çekilmek , istifa etmek - kuit into : içine , haline , içeriye -e -ye - intu inside : içeride , içeriye , içerisinde , iç taraf - insayd outside : dışarıda , dışarıya , dışarısında , dış taraf - autsayd guess : tahmin , tahmin etmek - ges splash : sıçrama , sıçramak , su sıçratmak , su sesi - sıplaş strait : boğaz , dar boğaz , yokluk - sıtreyt straight : düz , dümdüz , dos doğru , direkt - sıtreyt roll : rulo , dürüm , yuvarlanmak , yalpa yapmak - roll prank : eşek şakası , muziplik , şeytanlık - pırenk pranky: şakacı - pırenki origin : köken , menşei , başlangıç noktası - orcın brought : getirilen - bıraat be brought : getirilmek - bi bıraat hosting : barındırma - hosting hostinger : ev sahibi - hostingır host : ev sahibi , ordu , konuk etmek , ağırlamak - host charger : şarj aleti - çarcır period : dönem , süre , periyot , regl , ders saati - piriıd all right : tamam , iyi , şöyle böyle , pekala - ol rayt mega : mega , büyük , bir milyon - megı omega : son - omeygı budget : bütçe - bacit basement : bodrum , bodrum katı , mahsen - beysmınt mapped : haritalandı , haritasını yapmak - mept amore : aşk , tutku - emur amorous : aşık , tutgun - emırıs ingenuity : marifet , yaratıcılık - incınuidi platoon : müfreze , ekip , takım , tim - pılıtuun crow : karga , horoz sesi , sevinç çığlığı - kırav pitch : saha , zift - piç evolution : evrim , gelişim - ivoluşın revolution : devrim , ihtilal , devir - revıluşın fleet : filo , donanma , kısacık , kısa süren - fıliit feed : beslemek , beslenmek , yedirmek , doyurmak - fiid horizon : ufuk - hırayzın horizontal : yatay , yatay çizgi - horızantıl horizontally : yatay olarak - horızantıli arena : sahne , mücadele alanı , arena - ırina achieve : başarmak , ulaşmak , gerçekleştirmek - ıçiv majestic : görkemli , heybetli - mıcestik glory : zafer , görkem , görkemli - gori stunt : dublör , akrobatik uçuş - sıtant stuntman : dublör - sıtantmen friendship : arkadaşlık , dostluk , dostça davranmak - fırendşip ship : gemi , gemiye binmek , uzay gemisi - şip shipping : nakliye , gemi trafiği - şiping cockpit : pilot kabini , sürücü yeri , horoz dövüş alanı - kakpit gaming : oyun , kumar - geyming mansion : köşk , konak - menşın catch : yakalamak , tutmak , yetişmek - keç catcher : yakalayıcı - keçır handycam : el kamerası - hendikem accuracy : doğruluk - akyırısi impress : etki , etkilemek , aklına sokmak - impiress formed : oluşmak , oluşturulan , biçimlenmiş - formd reaction : reaksiyon , tepki , alerji , gericilik , irtica - riakşın external : harici , dış , dışarıdan gelen - ikstırnıl internal : dahili , iç , stajyer , içilir - intırnıl main : ana , başlıca , esas , asıl , belli başlı - meyn occupation : meslek , iş , uğraş , işgal - akyıpeyşın curiosity : merak , antika , ilginç şey - kiyuriyasıdi celebrity : şöhret , ün , ünlü , tanınmış - sılabırdi celebrate : kutlamak , bayram yapmak , ayin yapmak - selıbreyt falcon : şahin , doğan - falkın seed : tohum , tohum ekmek , tohum vermek - siid tech : teknoloji - tek likely : galiba , muhtemelen , mümkün - laykli uber : süper - yubır booking : rezervasyon , yer ayırtma - buuking bucket : kova , dört nala koşturmak - bakıt sergeant : çavuş , astsubay - sarcınt check in : giriş yapmak , kaydını yaptırmak - çek in check out : çıkış yapmak , kaydını sildirmek , ödemek - çek aut brough : getirmek - bırau brought up : büyüdü - bırot ap brought about : meydana getirdi - bırot ıbaut chain : zincir , zincirlemek , zincire vurmak - çeyn favorite : favori , gözde - feyvrıt favourite : favori , gözde - feyvrıt knowledge : bilgi , bilim , tecrübe - nalıc knowledgeable : bilgili , akıllı - nalıcıbıl misinformation : yanlış bilgi - misinfırmeyşın
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

dislike : sevmemek , beğenmemek - dislayk well : iyi , iyi durumda , kuyu - vel welly : iyiki - veli well done : aferin - vel dan unlike : aksine , farklı , benzemez - anlayk society : toplum , topluluk , dernek , sosyete - sısayidi themselves : kendilerini , kendilerine - dımselvz do you support : destekliyormusunuz ? - du yu sıport retail : parekende - riteil booking : rezervasyon , yer ayırtmak - buking travel pass : seyehat kartı - tırevıl pes tomorrowland : yarının ülkesi - tumarolend rich : zengin - riç richer : daha zengin - riçır richest : en zengin - riçest these are : bunlar - diz ar seeing : görme , görerek , madem , medem ki siing first time : ilk kez , ilk defa , ilk olarak - fırst taym ghost : hayalet , hortlak - gost pine : çam , ananas , zayıf düşmek - payn pin : iğne , toplu iğne , iğnelemek , pim - pin recycle : geri dönüştürmek , yeniden kullanmak - risaykıl bin : çöp kutusu , çöp kovası - bin discuss : tartışmak , görüşmek - diskas condemn : kınamak , mahkum etmek , ayıplamak - kındem able : yapabilmek , yetenekli , gücü yeten - eybıl puzzle : bulmaca , yap boz , kafası karışmak - pazıl impressive : etkileyici - impiresiv impression : etki , izlenim - impireşın punish : cezalandırmak , ceza vermek , dövmek - paniş punishment : ceza , cezalandırma , sert davranma - panişmınt independent : bağımsız , özgür , serbest , hür - indipendınt independence : bağımsızlık , özgürlük , serbestlik - indipendıns discover : keşfetmek ,bulmak ,araştırmak diskavır explore : keşfetmek , bulmak , araştırmak ikspılor explorer : kaşif , araştırmacı - ikspılorır advisory : danışma , akıl veren - edvayzıri reason : neden , sebep , gerekçe , akıl - rizın busy : meşgul , yoğun , işlek - bizi ambush : pusu , tuzak , pusu kurmak - embuş average : ortalama , averaj - evirıç exactly : kesinlikle , aynen , tam olarak - igzaktli dimension : boyut , ebat , ölçü - dimenşın realistic : gerçekçi , gerçeğe uygun - riılistik sweep : süpürmek , taramak , yayılmak - sivip changer : değiştiren , takas yapan - çeyncır change : değişmek , değiştirmek , değişiklik ,takas - çeync too much : çok fazla , çok pahalı , aşırı - tu maç get up : kalkmak , yataktan kalkmak - gedap stand up : ayağa kalkmak , dikilmek , bekletmek - sitendap hesitate : tereddüt etmek ,duraksamak ,çekinmek - hezıteyt hesitation : tereddüd , duraksama - hezıteyşın beast : canavar , hayvan , sevimsiz kimse - biist monster : canavar , ucube - manstır dock : rıhtım , rıhtıma yanaşmak , tersane - dak hub : merkez , en önemli yer - hab descend : inmek , alçalmak , soyundan gelmek - disend ascend : yükselmek , yukarı çıkmak - ısend interface : arayüz , arayüzey - intırfeys surface : yüzey , yüzeysel , yüzeye çıkmak - sırfıs division : bölünme , ikiye ayrılma - divijın mount : binmek , dağ , montelemek - maunt dismount : inmek , sökmek - dismaunt violin : keman - vayılin violinist : kemancı - vayılinıst might : güç , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mayt opportunity : fırsat , uygun zaman - apırtunıdi stunning : çekici ,çarpıcı ,serseme çevirensıtaning renovate : yenilemek , onarmak - renıveyt renovation : yenileme , onarım , onarma - renıveyşın homeland : vatan , yurt , memleket - homlend probably : galiba , muhtemelen , olasılıkla ,beklide - pırabıbli innovation : yenilik , icat , buluş - inoveyşın petrol : benzin , petrol - petrol patrol : devriye , devriye gezmek - pıtrol present : mevcut , şimdiki , şuan , hediye ,sunmak - pırezınt rally : araba yarışı , miting , toparlamak - rali rally up : toplanmak , toplanın - rali ap stood : ayakta durdu - sıtuud terminate : sonlandırmak , bitirmek - tırmıneyt bunker : sığınak , yakıt almak , yakıt bölmesi - bankır advance : ilerlemek ,ilerletmek ,avans ,öne almak - ıdvens advice : tavsiye , danışma , öğüt , nasihat - edvays told : dedi , söyledi , söyle ,söylenmiş ,söylemiştim - told property : özellik , mal ,mülk ,eşya ,sahne eşyaları - pırapırdi heat : sıcaklık , ısı , ısıtmak , hararet , vücut ısısı - hiit heater : ısıtıcı , kalorifer , şofben - hiidır vase : vazo - veys replace : yerine koymak ,yenisiyle değiştirme - ripıleys place : yer , mekan , ev , koymak - pıleys serve : servis , hizmet , görev yapmak - sırv solve : çözmek , çözüm bulmak , halletmek - salv solved : çözüldü , çözülmüş - salvd resolve : çözmek , karar vermek , aklına koymak - rizalv palace : saray , palas - pelıs scare : korkmak , korkutmak , ödünü koparmak - sıkeır enter : girmek , içeri girmek , sahneye çıkmak - entır watch out : dikkat et , dikkatli olmak - vaç aut review : yeniden incelemek , eleştiri , kırıtik riviyu land : toprak , arazi , arsa , memleket , indirmek - lend landing : inme , iniş , indirme - lending landed : indi , arazi sahibi - lendıd rest : dinlenmek , kalan , gerisi , dayanak - rest own : kendi , öz , kendisinin , sahip olmak - on owner : sahip , mal sahibi , kiraya veren - onır ammo : cephane , mühimmat - emo pick : seçmek , ayıklamak , toplamak , kazmak pik square : kare ,dörtgen ,dört köşeli ,meydan sikuer reach : ulaşmak , varmak , uzanma , uzanmak- riiç reached : ulaştı , vardı , erişti - riiçt mapped out : planlandı - mept aut combo : karışım , karma menü - kambo value : değer ,değerini bilmek ,değer vermekvelyu net : kesintisiz , net , ağ , file , ağ ile yakalamaknet mathematics : matematik - mefimeriks ultra : aşırı , uç görüşlü kimse - ultra fantasy : fantezi , hayal , düş , acayip fikir - fentısi scuse : özür dilemek , kusura bakma - sikuzey undercover : gizli , örtülü , kapak altı , el altından - andırkavır savage : vahşi , yabani , barbar , canavar ruhlu - savıç excuse me : özür dilemek , afedersiniz ikskiyus mi kidding : dalga geçmek , alay etmek - kiding first : ilk , önce , birinci , ilk olarak , öncelikle- fırst campaign : kampanya , savaş , mücadelekempeyn headline : başlık , manşet , afişteki isim - hedlayn corporal : onbaşı , bedensel - korpırıl quit : çıkmak , çekilmek , istifa etmek - kuit into : içine , haline , içeriye -e -ye - intu inside : içeride , içeriye , içerisinde , iç taraf insayd outside : dışarıda , dışarıya , dışarısında , dış taraf - autsayd guess : tahmin , tahmin etmek - ges splash : sıçrama , sıçramak , su sıçratmak , su sesi - sıplaş strait : boğaz , dar boğaz , yokluk - sıtreyt straight : düz , dümdüz , dos doğru , direkt- sıtreyt roll : rulo , dürüm , yuvarlanmak , yalpa yapmak - roll prank : eşek şakası , muziplik , şeytanlık - pırenk pranky: şakacı - pırenki origin : köken , menşei , başlangıç noktası - orcın brought : getirilen - bıraat be brought : getirilmek - bi bıraat hosting : barındırma - hosting hostinger : ev sahibi - hostingır host : ev sahibi , ordu , konuk etmek , ağırlamak - host charger : şarj aleti - çarcır period : dönem , süre , periyot , regl , ders saati - piriıd all right : tamam , iyi , şöyle böyle , pekala - ol rayt mega : mega , büyük , bir milyon - megı omega : son - omeygı budget : bütçe - bacit basement : bodrum , bodrum katı , mahsen - beysmınt mapped : haritalandı , haritasını yapmak - mept amore : aşk , tutku - emur amorous : aşık , tutgun - emırıs ingenuity : marifet , yaratıcılık - incınuidi platoon : müfreze , ekip , takım , tim - pılıtuun crow : karga , horoz sesi , sevinç çığlığı - kırav pitch : saha , zift - piç evolution : evrim , gelişim - ivoluşın revolution : devrim , ihtilal , devir - revıluşın fleet : filo , donanma , kısacık , kısa süren - fıliit feed : beslemek , beslenmek , yedirmek - fiid horizon : ufuk - hırayzın horizontal : yatay , yatay çizgi - horızantıl horizontally : yatay olarak - horızantıli arena : sahne , mücadele alanı , arena - ırina achieve : başarmak ,ulaşmak ,gerçekleştirmekıçiv majestic : görkemli , heybetli - mıcestik glory : zafer , görkem , görkemli - gori stunt : dublör , akrobatik uçuş - sıtant stuntman : dublör - sıtantmen friendship : arkadaşlık , dostluk - fırendşip ship : gemi , gemiye binmek , uzay gemisi - şip shipping : nakliye , gemi trafiği - şiping cockpit : pilot kabini , horoz dövüş alanı - kakpit gaming : oyun , kumar - geyming mansion : köşk , konak - menşın catch : yakalamak , tutmak , yetişmek - keç catcher : yakalayıcı - keçır handycam : el kamerası - hendikem accuracy : doğruluk - akyırısi impress : etki , etkilemek , aklına sokmakimpiress formed : oluşmak ,oluşturulan ,biçimlenmişformd reaction : reaksiyon , tepki , alerji , gericilik , irtica - riakşın external : harici , dış , dışarıdan gelen - ikstırnıl internal : dahili , iç , stajyer , içilir - intırnıl main : ana , başlıca , esas , asıl , belli başlı - meyn occupation : meslek , iş , uğraş , işgal - akyıpeyşın curiosity : merak , antika , ilginç şey - kiyuriyasıdi celebrity : şöhret , ün , ünlü , tanınmış - sılabırdi celebrate : kutlamak , bayram yapmak - selıbreyt falcon : şahin , doğan - falkın seed : tohum , tohum ekmek , tohum vermek- siid tech : teknoloji - tek likely : galiba , muhtemelen , mümkün - laykli uber : süper - yubır booking : rezervasyon , yer ayırtma - buuking bucket : kova , dört nala koşturmak - bakıt sergeant : çavuş , astsubay - sarcınt check in : giriş yapmak , kaydını yaptırmak- çek in check out :çıkış yapmak ,kaydını sildirmekçek aut brough : getirmek - bırau brought up : büyüdü - bırot ap brought about : meydana getirdi - bırot ıbaut chain : zincir , zincirlemek , zincire vurmak - çeyn favorite : favori , gözde - feyvrıt favourite : favori , gözde - feyvrıt knowledge : bilgi , bilim , tecrübe - nalıc knowledgeable : bilgili , akıllı - nalıcıbıl misinformation : yanlış bilgi - misinfırmeyşın
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

dislike : sevmemek , beğenmemek - dislayk well : iyi , iyi durumda , kuyu - vel welly : iyiki - veli well done : aferin - vel dan unlike : aksine , farklı , benzemez - anlayk society : toplum , topluluk , dernek , sosyete - sısayidi themselves : kendilerini , kendilerine - dımselvz do you support : destekliyormusunuz ? - du yu sıport retail : parekende - riteil booking : rezervasyon , yer ayırtmak - buking travel pass : seyehat kartı - tırevıl pes tomorrowland : yarının ülkesi - tumarolend rich : zengin - riç richer : daha zengin - riçır richest : en zengin - riçest these are : bunlar - diz ar seeing : görme , görerek , madem , medem ki - siing first time : ilk kez , ilk defa , ilk olarak - fırst taym ghost : hayalet , hortlak - gost pine : çam , ananas , zayıf düşmek , burnunda tütmek - payn pin : iğne , toplu iğne , iğnelemek , pim - pin recycle : geri dönüştürmek , yeniden kullanmak - risaykıl bin : çöp kutusu , çöp kovası - bin discuss : tartışmak , görüşmek - diskas condemn : kınamak , mahkum etmek , ayıplamak - kındem able : yapabilmek , yetenekli , gücü yeten - eybıl puzzle : bulmaca , bilmece , yap boz , kafası karışmak - pazıl impressive : etkileyici - impiresiv impression : etki , izlenim - impireşın punish : cezalandırmak , ceza vermek , dövmek - paniş punishment : ceza , cezalandırma , sert davranma - panişmınt independent : bağımsız , özgür , serbest , hür - indipendınt independence : bağımsızlık , özgürlük , serbestlik - indipendıns discover : keşfetmek , bulmak , araştırmak - diskavır explore : keşfetmek , bulmak , araştırmak - ikspılor explorer : kaşif , araştırmacı - ikspılorır advisory : danışma , akıl veren - edvayzıri reason : neden , sebep , gerekçe , akıl - rizın busy : meşgul , yoğun , işlek - bizi ambush : pusu , tuzak , pusu kurmak , pusuya düşürmek - embuş average : ortalama , averaj - evirıç exactly : kesinlikle , aynen , tam olarak - igzaktli dimension : boyut , ebat , ölçü - dimenşın realistic : gerçekçi , gerçeğe uygun - riılistik sweep : süpürmek , silip süpürmek , taramak , yayılmak - sivip changer : değiştiren , takas yapan - çeyncır change : değişmek , değiştirmek , değişiklik , takas - çeync too much : çok fazla , çok pahalı , aşırı - tu maç get up : kalkmak , yataktan kalkmak - gedap stand up : ayağa kalkmak , dikilmek , bekletmek - sitendap hesitate : tereddüt etmek , duraksamak , çekinmek - hezıteyt hesitation : tereddüd , duraksama - hezıteyşın beast : canavar , hayvan , sevimsiz kimse - biist monster : canavar , ucube - manstır dock : rıhtım , rıhtıma yanaşmak , tersane - dak hub : merkez , en önemli yer - hab descend : inmek , alçalmak , soyundan gelmek - disend ascend : yükselmek , yukarı çıkmak - ısend interface : arayüz , arayüzey - intırfeys surface : yüzey , yüzeysel , yüzeye çıkmak - sırfıs division : bölünme , ikiye ayrılma - divijın mount : binmek , dağ , montelemek - maunt dismount : inmek , sökmek - dismaunt violin : keman - vayılin violinist : kemancı - vayılinıst might : güç , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mayt opportunity : fırsat , uygun zaman - apırtunıdi stunning : çekici , çarpıcı , serseme çeviren - sıtaning renovate : yenilemek , onarmak - renıveyt renovation : yenileme , onarım , onarma - renıveyşın homeland : vatan , yurt , memleket - homlend probably : galiba , muhtemelen , olasılıkla , beklide - pırabıbli innovation : yenilik , icat , buluş - inoveyşın petrol : benzin , petrol - petrol patrol : devriye , devriye gezmek - pıtrol present : mevcut , şimdiki , şuan , hediye , sunmak - pırezınt rally : araba yarışı , miting , toparlamak - rali rally up : toplanmak , toplanın - rali ap stood : ayakta durdu - sıtuud terminate : sonlandırmak , bitirmek - tırmıneyt bunker : sığınak , yakıt almak , yakıt bölmesi - bankır advance : ilerlemek , ilerletmek , avans , öne almak - ıdvens advice : tavsiye , danışma , öğüt , nasihat - edvays told : dedi , söyledi , söyle , söylenmiş , söylemiştim - told property : özellik , mal , mülk , eşya , sahne eşyaları - pırapırdi heat : sıcaklık , ısı , ısıtmak , hararet , vücut ısısı - hiit heater : ısıtıcı , kalorifer , şofben - hiidır vase : vazo - veys replace : yerine koymak , değiştirmek , yenisiyle değiştirme - ripıleys place : yer , mekan , ev , koymak - pıleys serve : servis , hizmet , görev yapmak - sırv solve : çözmek , çözüm bulmak , halletmek - salv solved : çözüldü , çözülmüş - salvd resolve : çözmek , karar vermek , aklına koymak - rizalv palace : saray , palas - pelıs scare : korkmak , korkutmak , ödünü koparmak - sıkeır enter : girmek , içeri girmek , sahneye çıkmak - entır watch out : dikkat et , dikkatli olmak - vaç aut review : gözden geçirmek , yeniden incelemek , eleştiri , kırıtik - riviyu land : kara , toprak , arazi , arsa , memleket , indirmek - lend landing : inme , iniş , indirme - lending landed : indi , arazi sahibi - lendıd rest : dinlenme , dinlenmek , kalan , gerisi , dayanak - rest own : kendi , öz , kendisinin , sahip olmak - on owner : sahip , mal sahibi , kiraya veren - onır ammo : cephane , mühimmat - emo pick : seçmek , ayıklamak , toplamak , kazmak - pik square : kare , dörtgen , dört köşeli , meydan - sikuer reach : ulaşmak , varmak , erişmek , uzanma , uzanmak - riiç reached : ulaştı , vardı , erişti - riiçt mapped out : planlandı - mept aut combo : karışım , karma menü - kambo value : değer , değerini bilmek , değer vermek , kıymet , kıymet bilmek - velyu net : kesintisiz , net , ağ , file , ağ ile yakalamak - net mathematics : matematik - mefimeriks ultra : aşırı , uç görüşlü kimse - ultra fantasy : fantezi , hayal , düş , acayip fikir - fentısi scuse : özür dilemek , kusura bakma - sikuzey undercover : gizli , örtülü , kapak altı , el altından - andırkavır savage : vahşi , yabani , barbar , canavar ruhlu - savıç excuse me : özür dilemek , afedersiniz - ikskiyus mi kidding : dalga geçmek , alay etmek - kiding first : ilk , önce , birinci , ilk olarak , öncelikle - fırst campaign : kampanya , savaş , mücadele - kempeyn headline : başlık , manşet , afişteki isim - hedlayn corporal : onbaşı , bedensel - korpırıl quit : çıkmak , çekilmek , istifa etmek - kuit into : içine , haline , içeriye -e -ye - intu inside : içeride , içeriye , içerisinde , iç taraf - insayd outside : dışarıda , dışarıya , dışarısında , dış taraf - autsayd guess : tahmin , tahmin etmek - ges splash : sıçrama , sıçramak , su sıçratmak , su sesi - sıplaş strait : boğaz , dar boğaz , yokluk - sıtreyt straight : düz , dümdüz , dos doğru , direkt - sıtreyt roll : rulo , dürüm , yuvarlanmak , yalpa yapmak - roll prank : eşek şakası , muziplik , şeytanlık - pırenk pranky: şakacı - pırenki origin : köken , menşei , başlangıç noktası - orcın brought : getirilen - bıraat be brought : getirilmek - bi bıraat hosting : barındırma - hosting hostinger : ev sahibi - hostingır host : ev sahibi , ordu , konuk etmek , ağırlamak - host charger : şarj aleti - çarcır period : dönem , süre , periyot , regl , ders saati - piriıd all right : tamam , iyi , şöyle böyle , pekala - ol rayt mega : mega , büyük , bir milyon - megı omega : son - omeygı budget : bütçe - bacit basement : bodrum , bodrum katı , mahsen - beysmınt mapped : haritalandı , haritasını yapmak - mept amore : aşk , tutku - emur amorous : aşık , tutgun - emırıs ingenuity : marifet , yaratıcılık - incınuidi platoon : müfreze , ekip , takım , tim - pılıtuun crow : karga , horoz sesi , sevinç çığlığı - kırav pitch : saha , zift - piç evolution : evrim , gelişim - ivoluşın revolution : devrim , ihtilal , devir - revıluşın fleet : filo , donanma , kısacık , kısa süren - fıliit feed : beslemek , beslenmek , yedirmek , doyurmak - fiid horizon : ufuk - hırayzın horizontal : yatay , yatay çizgi - horızantıl horizontally : yatay olarak - horızantıli arena : sahne , mücadele alanı , arena - ırina achieve : başarmak , ulaşmak , gerçekleştirmek - ıçiv majestic : görkemli , heybetli - mıcestik glory : zafer , görkem , görkemli - gori stunt : dublör , akrobatik uçuş - sıtant stuntman : dublör - sıtantmen friendship : arkadaşlık , dostluk , dostça davranmak - fırendşip ship : gemi , gemiye binmek , uzay gemisi - şip shipping : nakliye , gemi trafiği - şiping cockpit : pilot kabini , sürücü yeri , horoz dövüş alanı - kakpit gaming : oyun , kumar - geyming mansion : köşk , konak - menşın catch : yakalamak , tutmak , yetişmek - keç catcher : yakalayıcı - keçır handycam : el kamerası - hendikem accuracy : doğruluk - akyırısi impress : etki , etkilemek , aklına sokmak - impiress formed : oluşmak , oluşturulan , biçimlenmiş - formd reaction : reaksiyon , tepki , alerji , gericilik , irtica - riakşın external : harici , dış , dışarıdan gelen - ikstırnıl internal : dahili , iç , stajyer , içilir - intırnıl main : ana , başlıca , esas , asıl , belli başlı - meyn occupation : meslek , iş , uğraş , işgal - akyıpeyşın curiosity : merak , antika , ilginç şey - kiyuriyasıdi celebrity : şöhret , ün , ünlü , tanınmış - sılabırdi celebrate : kutlamak , bayram yapmak , ayin yapmak - selıbreyt falcon : şahin , doğan - falkın seed : tohum , tohum ekmek , tohum vermek - siid tech : teknoloji - tek likely : galiba , muhtemelen , mümkün - laykli uber : süper - yubır booking : rezervasyon , yer ayırtma - buuking bucket : kova , dört nala koşturmak - bakıt sergeant : çavuş , astsubay - sarcınt check in : giriş yapmak , kaydını yaptırmak - çek in check out : çıkış yapmak , kaydını sildirmek , ödemek - çek aut brough : getirmek - bırau brought up : büyüdü - bırot ap brought about : meydana getirdi - bırot ıbaut chain : zincir , zincirlemek , zincire vurmak - çeyn favorite : favori , gözde - feyvrıt favourite : favori , gözde - feyvrıt knowledge : bilgi , bilim , tecrübe - nalıc knowledgeable : bilgili , akıllı - nalıcıbıl misinformation : yanlış bilgi - misinfırmeyşın
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

dislike : sevmemek , beğenmemek - dislayk well : iyi , iyi durumda , kuyu - vel welly : iyiki - veli well done : aferin - vel dan unlike : aksine , farklı , benzemez - anlayk society : toplum , topluluk , dernek , sosyete - sısayidi themselves : kendilerini , kendilerine - dımselvz do you support : destekliyormusunuz ? - du yu sıport retail : parekende - riteil booking : rezervasyon , yer ayırtmak - buking travel pass : seyehat kartı - tırevıl pes tomorrowland : yarının ülkesi - tumarolend rich : zengin - riç richer : daha zengin - riçır richest : en zengin - riçest these are : bunlar - diz ar seeing : görme , görerek , madem , medem ki - siing first time : ilk kez , ilk defa , ilk olarak - fırst taym ghost : hayalet , hortlak - gost pine : çam , ananas , zayıf düşmek , burnunda tütmek - payn pin : iğne , toplu iğne , iğnelemek , pim - pin recycle : geri dönüştürmek , yeniden kullanmak - risaykıl bin : çöp kutusu , çöp kovası - bin discuss : tartışmak , görüşmek - diskas condemn : kınamak , mahkum etmek , ayıplamak - kındem able : yapabilmek , yetenekli , gücü yeten - eybıl puzzle : bulmaca , bilmece , yap boz , kafası karışmak - pazıl impressive : etkileyici - impiresiv impression : etki , izlenim - impireşın punish : cezalandırmak , ceza vermek , dövmek - paniş punishment : ceza , cezalandırma , sert davranma - panişmınt independent : bağımsız , özgür , serbest , hür - indipendınt independence : bağımsızlık , özgürlük , serbestlik - indipendıns discover : keşfetmek , bulmak , araştırmak - diskavır explore : keşfetmek , bulmak , araştırmak - ikspılor explorer : kaşif , araştırmacı - ikspılorır advisory : danışma , akıl veren - edvayzıri reason : neden , sebep , gerekçe , akıl - rizın busy : meşgul , yoğun , işlek - bizi ambush : pusu , tuzak , pusu kurmak , pusuya düşürmek - embuş average : ortalama , averaj - evirıç exactly : kesinlikle , aynen , tam olarak - igzaktli dimension : boyut , ebat , ölçü - dimenşın realistic : gerçekçi , gerçeğe uygun - riılistik sweep : süpürmek , silip süpürmek , taramak , yayılmak - sivip changer : değiştiren , takas yapan - çeyncır change : değişmek , değiştirmek , değişiklik , takas - çeync too much : çok fazla , çok pahalı , aşırı - tu maç get up : kalkmak , yataktan kalkmak - gedap stand up : ayağa kalkmak , dikilmek , bekletmek - sitendap hesitate : tereddüt etmek , duraksamak , çekinmek - hezıteyt hesitation : tereddüd , duraksama - hezıteyşın beast : canavar , hayvan , sevimsiz kimse - biist monster : canavar , ucube - manstır dock : rıhtım , rıhtıma yanaşmak , tersane - dak hub : merkez , en önemli yer - hab descend : inmek , alçalmak , soyundan gelmek - disend ascend : yükselmek , yukarı çıkmak - ısend interface : arayüz , arayüzey - intırfeys surface : yüzey , yüzeysel , yüzeye çıkmak - sırfıs division : bölünme , ikiye ayrılma - divijın mount : binmek , dağ , montelemek - maunt dismount : inmek , sökmek - dismaunt violin : keman - vayılin violinist : kemancı - vayılinıst might : güç , belki , mümkün , ebilmek , abilmek - mayt opportunity : fırsat , uygun zaman - apırtunıdi stunning : çekici , çarpıcı , serseme çeviren - sıtaning renovate : yenilemek , onarmak - renıveyt renovation : yenileme , onarım , onarma - renıveyşın homeland : vatan , yurt , memleket - homlend probably : galiba , muhtemelen , olasılıkla , beklide - pırabıbli innovation : yenilik , icat , buluş - inoveyşın petrol : benzin , petrol - petrol patrol : devriye , devriye gezmek - pıtrol present : mevcut , şimdiki , şuan , hediye , sunmak - pırezınt rally : araba yarışı , miting , toparlamak - rali rally up : toplanmak , toplanın - rali ap stood : ayakta durdu - sıtuud terminate : sonlandırmak , bitirmek - tırmıneyt bunker : sığınak , yakıt almak , yakıt bölmesi - bankır advance : ilerlemek , ilerletmek , avans , öne almak - ıdvens advice : tavsiye , danışma , öğüt , nasihat - edvays told : dedi , söyledi , söyle , söylenmiş , söylemiştim - told property : özellik , mal , mülk , eşya , sahne eşyaları - pırapırdi heat : sıcaklık , ısı , ısıtmak , hararet , vücut ısısı - hiit heater : ısıtıcı , kalorifer , şofben - hiidır vase : vazo - veys replace : yerine koymak , değiştirmek , yenisiyle değiştirme -ripıleys place : yer , mekan , ev , koymak - pıleys serve : servis , hizmet , görev yapmak - sırv solve : çözmek , çözüm bulmak , halletmek - salv solved : çözüldü , çözülmüş - salvd resolve : çözmek , karar vermek , aklına koymak - rizalv palace : saray , palas - pelıs scare : korkmak , korkutmak , ödünü koparmak - sıkeır enter : girmek , içeri girmek , sahneye çıkmak - entır watch out : dikkat et , dikkatli olmak - vaç aut review : gözden geçirmek , yeniden incelemek , eleştiri , kırıtik - riviyu land : kara , toprak , arazi , arsa , memleket , indirmek - lend landing : inme , iniş , indirme - lending landed : indi , arazi sahibi - lendıd rest : dinlenme , dinlenmek , kalan , gerisi , dayanak - rest own : kendi , öz , kendisinin , sahip olmak - on owner : sahip , mal sahibi , kiraya veren - onır ammo : cephane , mühimmat - emo pick : seçmek , ayıklamak , toplamak , kazmak - pik square : kare , dörtgen , dört köşeli , meydan - sikuer reach : ulaşmak , varmak , erişmek , uzanma , uzanmak - riiç reached : ulaştı , vardı , erişti - riiçt mapped out : planlandı - mept aut combo : karışım , karma menü - kambo value : değer , değerini bilmek , değer vermek , kıymet , kıymet bilmek - velyu net : kesintisiz , net , ağ , file , ağ ile yakalamak - net mathematics : matematik - mefimeriks ultra : aşırı , uç görüşlü kimse - ultra fantasy : fantezi , hayal , düş , acayip fikir - fentısi scuse : özür dilemek , kusura bakma - sikuzey undercover : gizli , örtülü , kapak altı , el altından - andırkavır savage : vahşi , yabani , barbar , canavar ruhlu - savıç excuse me : özür dilemek , afedersiniz - ikskiyus mi kidding : dalga geçmek , alay etmek - kiding first : ilk , önce , birinci , ilk olarak , öncelikle - fırst campaign : kampanya , savaş , mücadele - kempeyn headline : başlık , manşet , afişteki isim - hedlayn corporal : onbaşı , bedensel - korpırıl quit : çıkmak , çekilmek , istifa etmek - kuit into : içine , haline , içeriye -e -ye - intu inside : içeride , içeriye , içerisinde , iç taraf - insayd outside : dışarıda , dışarıya , dışarısında , dış taraf - autsayd guess : tahmin , tahmin etmek - ges splash : sıçrama , sıçramak , su sıçratmak , su sesi - sıplaş strait : boğaz , dar boğaz , yokluk - sıtreyt straight : düz , dümdüz , dos doğru , direkt - sıtreyt roll : rulo , dürüm , yuvarlanmak , yalpa yapmak - roll prank : eşek şakası , muziplik , şeytanlık - pırenk pranky: şakacı - pırenki origin : köken , menşei , başlangıç noktası - orcın brought : getirilen - bıraat be brought : getirilmek - bi bıraat hosting : barındırma - hosting hostinger : ev sahibi - hostingır host : ev sahibi , ordu , konuk etmek , ağırlamak - host charger : şarj aleti - çarcır period : dönem , süre , periyot , regl , ders saati - piriıd all right : tamam , iyi , şöyle böyle , pekala - ol rayt mega : mega , büyük , bir milyon - megı omega : son - omeygı budget : bütçe - bacit basement : bodrum , bodrum katı , mahsen - beysmınt mapped : haritalandı , haritasını yapmak - mept amore : aşk , tutku - emur amorous : aşık , tutgun - emırıs ingenuity : marifet , yaratıcılık - incınuidi platoon : müfreze , ekip , takım , tim - pılıtuun crow : karga , horoz sesi , sevinç çığlığı - kırav pitch : saha , zift - piç evolution : evrim , gelişim - ivoluşın revolution : devrim , ihtilal , devir - revıluşın fleet : filo , donanma , kısacık , kısa süren - fıliit feed : beslemek , beslenmek , yedirmek , doyurmak - fiid horizon : ufuk - hırayzın horizontal : yatay , yatay çizgi - horızantıl horizontally : yatay olarak - horızantıli arena : sahne , mücadele alanı , arena - ırina achieve : başarmak , ulaşmak , gerçekleştirmek - ıçiv majestic : görkemli , heybetli - mıcestik glory : zafer , görkem , görkemli - gori stunt : dublör , akrobatik uçuş - sıtant stuntman : dublör - sıtantmen friendship : arkadaşlık , dostluk , dostça davranmak - fırendşip ship : gemi , gemiye binmek , uzay gemisi - şip shipping : nakliye , gemi trafiği - şiping cockpit : pilot kabini , sürücü yeri , horoz dövüş alanı - kakpit gaming : oyun , kumar - geyming mansion : köşk , konak - menşın catch : yakalamak , tutmak , yetişmek - keç catcher : yakalayıcı - keçır handycam : el kamerası - hendikem accuracy : doğruluk - akyırısi impress : etki , etkilemek , aklına sokmak - impiress formed : oluşmak , oluşturulan , biçimlenmiş - formd reaction : reaksiyon , tepki , alerji , gericilik , irtica - riakşın external : harici , dış , dışarıdan gelen - ikstırnıl internal : dahili , iç , stajyer , içilir - intırnıl main : ana , başlıca , esas , asıl , belli başlı - meyn occupation : meslek , iş , uğraş , işgal - akyıpeyşın curiosity : merak , antika , ilginç şey - kiyuriyasıdi celebrity : şöhret , ün , ünlü , tanınmış - sılabırdi celebrate : kutlamak , bayram yapmak , ayin yapmak - selıbreyt falcon : şahin , doğan - falkın seed : tohum , tohum ekmek , tohum vermek - siid tech : teknoloji - tek likely : galiba , muhtemelen , mümkün - laykli uber : süper - yubır booking : rezervasyon , yer ayırtma - buuking bucket : kova , dört nala koşturmak - bakıt sergeant : çavuş , astsubay - sarcınt check in : giriş yapmak , kaydını yaptırmak - çek in check out : çıkış yapmak , kaydını sildirmek , ödemek - çek aut brough : getirmek - bırau brought up : büyüdü - bırot ap brought about : meydana getirdi - bırot ıbaut chain : zincir , zincirlemek , zincire vurmak - çeyn favorite : favori , gözde - feyvrıt favourite : favori , gözde - feyvrıt knowledge : bilgi , bilim , tecrübe - nalıc knowledgeable : bilgili , akıllı - nalıcıbıl misinformation : yanlış bilgi - misinfırmeyşın
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR” “KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”
GÜNLÜK HAYATTA EN ÇOK KULLANILAN KELİMELERDEN DERLENMİŞTİR
5
5
5