next month : gelecek ay - nekst manth next year : gelecek sene , seneye - nekst yiır next years : gelecek yıllar , önümüzdeki yıllar - nekst yiırs next time : bir dahaki sefer , bir dahakine - nekst taym resource : kaynak - risors resourceful : becerikli , her işin altından kalkar - risorsfıl resourcefulness : beceriklilik - risorsfılnıs resolve : çözmek , karar vermek , aklına koymak - rizalv resort : dinlenme tesisi , tatil yeri , çare , başvurma - rizort source : kaynak , kaynakça - sors resolution : çözünürlük , çözüm , çözünme , önerge - rezıluşın magic : sihir , büyü - mecik magical : sihirli , büyülü - mecikıl magician : sihirbaz , büyücü - mıcişın wizard : sihirbaz , büyücü - vizırd wake : uyanmak , uyandırmak , sabahlamak - veyk wake up : uyanmak , uyandırmak - veyk ap wake me up : beni uyandır - veyk mi ap awake : uyanmak , uyandırmak , uyanık , uykudan kalkmak - ı aveyk awakening : uyanan , olup biteni anlayan - ıveykıning awaken : uyanmak , uyandırmak , dirilmek - ıveykın awakened : uyandı , uyanmış , dirildi , farkına vardı - ıveykınd sleep : uyku , uyumak - sılip sleeping : uyku , uyuma , uyuyan - sıliping sleepy : uykulu - sılipi sleep well : iyi uykular - sılip vel sleeping bag : uyku tulumu - sıliping beg reopen : yeniden açmak , tekrar açmak - riopın opening : açılış , açma , açılma - opıning opening hours : açılış saatleri - opıning aurz hour : saat - aur minute : dakika - minıt second : saniye , ikinci - sekınd seconds : saniyeler - sekınds secondary : ikinci - sekınderi hope : umut , ummak , ümit , ümit etmek - houp hole : delik , çukur , oyuk , kovuk - hol comedy : komedi , güldürü - kamıdi hole punch : delik delme - hol panç knight : şövalye , at - nayt night : gece , karanlık - nayt handsome : yakışıklı , güzel , hoş - hendsım personable : yakışıklı , cana yakın , candan - pırsınıbıl smart : akıllı , zeki , kurnaz - sımart comely : alımlı , çekici - kamli stunner : afet , çekici kimse - sıtanır beautiful : güzel - biyutıfıl beautifully : güzellikle , hoşca - biyutıfıli nice : hoş , güzel - nays benefit : fayda , yarar , menfaat , avantaj - benıfit enjoy : zevk almak , sevmek , haz almak - encoy enjoying : zevk alma , sevme , haz alma - encoying enjoyed : zevk aldım , keyif aldım , sevilmiş , beğenilmiş - encoyd enjoyable : zevkli , eğlenceli , keyifli , hoş - encoyıbıl enjoying it : tadını çıkarmak , güle güle kullanın - encoying it enjoy your meal : afiyet olsun - encoy yor meal bon appetit : afiyet olsun - bon epıti bon appetite : afiyet olsun - bon epıtayt language : dil , lisan - lengvıç favorite : favori , gözde - feyvırıt action : eylem , hareket , etkileme , aksiyon - ekşın what : ne , neyi , neleri , hangi - vat turn left : sola dön , sola çevir , sola çevirin - tırn left turn right : sağa dön , sağa çevir , sağa çevirin - tırn rayt go forward : ileri git - go forvırd go back : geri dön , geri git , geri gitmek - go bek criminal record : sabıka kaydı - kırıminıl rekırd crime scene : olay yeri - kıraym sin sphere : küre , yer küre - sifir visible : görünür , gözle görünür , görünen - vizıbıl invisible : görünmez , gözle görünmez , görünmeyen - invizıbıl conference : konferans , toplantı - kanfırıns mean : orta , ortalama , cimri , pinti , huysuz , kastetmek , anlamına gelmek - miin lead : öncülük , önderlik , kurşun , ikna etmek - liid leader : lider , önder - liidır leadership : liderlik , önderlik - liidırşip able : yapabilen , gücü yeten , yetenekli - eybıl cable : kablo , kablolu yayın , kablo ile bağlamak - keybıl margin : kenar , kenar yapmak - marcın edge : kenar , kenar yapmak , keskinleştirmek - eç edgy : sinirli , keskin kenarlı , belirgin hatlı - eci absolute : kesin , mutlak , kayıtsız şartsız - ebsılut absolutely : kesinlikle , mutlaka - ebsılutli fix : düzeltmek , saptamak - fiks fixed : sabit , değişmez , belirlenmiş - fikst fixing : sabitleme , tespit , tamir - fiksing fixture : fikstür , sabit eşya , demirbaş - fiksçır term : dönem , terim , koşul , şart , regl , doğum zamanı - tırm terms : koşullar , şartlar - tırms termination : bitiş , son , son bulma , son verme - tırmıneyşın deep : derin , koyu , genişliğinde - diip deeper : daha derin , daha derine - diipır deepest : en derin , en derine - dipıst deeply : derinden , son derece içten - diipli depth : derinlik , dip , bilinçaltı - depth tourism : turizm - turizım industry : sanayi , endüstri - indıstri policy : siyaset , politika , poliçe - palısi politician : politikacı , siyasetçi - palıtişın political : siyasi , siyasal , politik - pılidıkıl politically : siyasi olarak , siyasi yönden - pılidıkıli privacy : gizlilik , mahremiyet , özel yaşam - pırayvısi coffee : kahve - kofi cafe : kafe , lokanta , kahvehane - kıfey engineering : mühendislik - encıniring re : yeniden - ri musician : müzisyen , çalgıcı - müzişın music : müzik - müzik musical : müzikal , müzikli - müzikıl parliament : parlemento , meclis - parlımınt parliamentary : meclis , nazik , kibar - parlımentıri story : hikaye , öykü - sıtori stories : hikayeler , öyküler - sıtoriz quality : kalite , nitelik - kualidi the best quality : en iyi kalite - dı best kualidi personal : kişisel , özel , şahsi - pörsınıl personnel : personel , eleman , kadro , çalışan - pörsınel personally : şahsen , bizzat , bana kalırsa - pörsınıli personal information : kişisel bilgi - pörsınıl infırmeyşın communicate : iletişim kurmak , haberleşmek - kımyunıkeyt communication : iletişim - kımyunıkeyşın community : topluluk , cemaat , ortak yön - kımyunıdi transmit : iletmek , aktarmak , bulaştırmak - tıranzmit transmission : iletme , aktarma , bulaştırma - tranzmişın infect : bulaştırmak , enfekte etmek - infekt infected : bulaştı , enfekde edildi - infektıd infection : bulaşma , enfeksiyon - infekşın inject : iğne yapmak , enjekte etmek - incekt injected : enjekte edildi - incektıd injection : iğne , enjeksiyon - incekşın avenge : intikam , intikam almak - ıvenc avenger : intikamcı - ıvencır avengers : intikamcılar - ıvencırs salvation : kurtuluş , kurtarma , kurtarılma - salveyşın salvage : kurtarmak , hurda , enkaz - selvıç silence : sessizlik , suskunluk , susma , sükut , susturmak - saylıns silencer : susturucu , egzoz - saylınsır silenced : susturulmuş , susturuldu , sessiz - saylınst silencing : susturma - saylınsing silent : sessiz , suskun , içinden okunan - saylınt silently : sessizce - saylıntli mood : ruh hali , kip - muud mode : moda , kip , tarz - mod beet : pancar - biit beetle : böcek , sarkık , çabucak git - bidıl newsmaker : haberci - nüuzmeykır between : arasında , arasına , arada , araya , ortada , ortasında , ortaya - bitviin between us : aramızda - bitviin as between them : onların arasında - bitviin dem several : birkaç , birkaç kişi , bir takım , farklı - sevrıl a few : birkaç - ı fiyu a few days ago : birkaç gün önce - ı fiyu deys ıgo ago : önce , evvel - ıgo few : az , azıcık , az miktar - fiyu fewer : daha az - fiyuır fewest : en az - fiyuıst tip : bahşiş , tip , uç , tiyo - tip some : bazı , bazıları , herhangi bir , biraz - sam sundry : çeşitli , bir takım , türlü türlü , ufak tefek - sandıri little : küçük , az , ufak , az miktar , az zaman - lidıl little by little : azar azar , yavaş yavaş , damla damla - lidıl bay lidıl a little : biraz , birazcık , azıcık - ı lidıl a little bit : bir nebze - ı lidıl bit a little more : biraz daha - ı lidıl mor a little later : biraz sonra - ı lidıl leydır momentum : güç , kuvvet , hız , gelişme - momentım heat : sıcaklık , ısı , ısıtma - hiit arctic : kuzey kutbu - arktik polar : kutup - palır solar : güneş - salır pole : kutup , bayrak direği , sırık - pol unit : ünite , birim - yunıt unite : birleşmek , birleştirmek - yunayt united : birleşik , birleşmiş - yunaydıd evil : kötü , kötülük , uğursuz , musibet - ivıl favor : iyilik , iyilik etmek , lehine , desteklemek , lütuf - feyvır favour : iyilik , iyilik etmek , lehine , desteklemek , lütuf - feyvır keyboard : klavye - kiybord goodness : iyilik - gudnıs kindness : nezaket - kayndnıs kind : tür , tip , çeşit , nazik , kibar , iyi - kaynd key : anahtar , çözüm yolu - kii wintery : kışlık - vintıri hundreds : yüzlerce - handırıds thousands : binlerce - dazınds millions : milyonlarca - milyıns billions : milyarlarca - bilyıns trillions : trilyonlarca - tirilyıns tens : onlarca - tens cafeteria : kafeterya - kafıtiriya caffeine : kafein , uyarıcı etki yapan - kefin cage : kafes - keyc cagey : sırdaş , sır tutabilen , ağzı sıkı - keyci cake : pasta , kek - keyk cajole : güzellikle ikna etmek , tavlamak - kıcol calamity : afet , beklenmedik kötü olay - kılamıdi calcium : kalsiyum - kelsiyım calculate : hesaplamak - kelkıleyt calculated : hesaplanmış , hesaplandı - kelkıleydıd calculating : aldırış etmeyen , hesaplanıyor - kelkıleyding calculation : hesaplama - kelkıleyşın calculator : hesap makinesi - kelkıleydır almanac : takvim , yıllık - olmınak calendar : takvim , yıllık - kelındır staffing : kadro , personel alımı - sıtaffing crew : mürettebat , ekip , tayfa , izci grubu - kıru staff : personel , kurmay , değnek , asa , baston - sıtaff stuff : şey , yaratık , eşya - sıtaf wring : sıkmak , burmak - ring
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

next month : gelecek ay - nekst manth next year : gelecek sene , seneye - nekst yiır next years : gelecek yıllar , önümüzdeki yıllar - nekst yiırs next time : bir dahaki sefer , bir dahakine - nekst taym resource : kaynak - risors resourceful : becerikli , her işin altından kalkar - risorsfıl resourcefulness : beceriklilik - risorsfılnıs resolve : çözmek , karar vermek , aklına koymak - rizalv resort : dinlenme tesisi , tatil yeri , çare ,başvurma - rizort source : kaynak , kaynakça - sors resolution : çözünürlük , çözüm , çözünme ,önerge - rezıluşın magic : sihir , büyü - mecik magical : sihirli , büyülü - mecikıl magician : sihirbaz , büyücü - mıcişın wizard : sihirbaz , büyücü - vizırd wake : uyanmak , uyandırmak , sabahlamak- veyk wake up : uyanmak , uyandırmak - veyk ap wake me up : beni uyandır - veyk mi ap awake : uyanmak , uyandırmak , uyanık - ı aveyk awakening : uyanan , olup biteni anlayan - ıveykıning awaken : uyanmak , uyandırmak , dirilmek - ıveykın awakened : uyandı ,uyanmış ,dirildi ,farkına vardı - ıveykınd sleep : uyku , uyumak - sılip sleeping : uyku , uyuma , uyuyan - sıliping sleepy : uykulu - sılipi sleep well : iyi uykular - sılip vel sleeping bag : uyku tulumu - sıliping beg reopen : yeniden açmak , tekrar açmak - riopın opening : açılış , açma , açılma - opıning opening hours : açılış saatleri - opıning aurz hour : saat - aur minute : dakika - minıt second : saniye , ikinci - sekınd seconds : saniyeler - sekınds secondary : ikinci - sekınderi hope : umut , ummak , ümit , ümit etmek - houp hole : delik , çukur , oyuk , kovuk - hol comedy : komedi , güldürü - kamıdi hole punch : delik delme - hol panç knight : şövalye , at - nayt night : gece , karanlık - nayt handsome : yakışıklı , güzel , hoş - hendsım personable : yakışıklı , cana yakın , candan - pırsınıbıl smart : akıllı , zeki , kurnaz - sımart comely : alımlı , çekici - kamli stunner : afet , çekici kimse - sıtanır beautiful : güzel - biyutıfıl beautifully : güzellikle , hoşca - biyutıfıli nice : hoş , güzel - nays benefit : fayda , yarar , menfaat , avantaj - benıfit enjoy : zevk almak , sevmek , haz almak - encoy enjoying : zevk alma , sevme , haz alma - encoying enjoyed : zevk aldım , keyif aldım - encoyd enjoyable : zevkli , eğlenceli , keyifli , hoş-encoyıbıl enjoying it : tadını çıkarmak , güle güle kullanın - encoying it enjoy your meal : afiyet olsun - encoy yor meal bon appetit : afiyet olsun - bon epıti bon appetite : afiyet olsun - bon epıtayt language : dil , lisan - lengvıç favorite : favori , gözde - feyvırıt action : eylem , hareket , etkileme , aksiyon- ekşın what : ne , neyi , neleri , hangi - vat turn left : soladön , solaçevir , solaçevirin- tırn left turn right : sağa dön , sağa çevir , sağa çevirin - tırn rayt go forward : ileri git - go forvırd go back : geri dön , geri git , geri gitmek - go bek criminal record : sabıka kaydı - kırıminıl rekırd crime scene : olay yeri - kıraym sin sphere : küre , yer küre - sifir visible : görünür , gözle görünür , görünen - vizıbıl invisible : görünmez ,gözlegörünmez ,görünmeyen - invizıbıl conference : konferans , toplantı - kanfırıns mean : orta , ortalama , cimri , pinti , huysuz -miin lead : öncülük , önderlik , kurşun , ikna etmek- liid leader : lider , önder - liidır leadership : liderlik , önderlik - liidırşip able : yapabilen , gücü yeten , yetenekli - eybıl cable : kablo , kablolu yayın , kablo ile bağlamak - keybıl margin : kenar , kenar yapmak - marcın edge : kenar , kenar yapmak , keskinleştirmek - eç edgy : sinirli , keskin kenarlı , belirgin hatlı - eci absolute : kesin , mutlak , kayıtsız şartsız - ebsılut absolutely : kesinlikle , mutlaka - ebsılutli fix : düzeltmek , saptamak - fiks fixed : sabit , değişmez , belirlenmiş - fikst fixing : sabitleme , tespit , tamir - fiksing fixture : fikstür , sabit eşya , demirbaş - fiksçır term : dönem , terim , koşul , şart , regl - tırm terms : koşullar , şartlar - tırms termination : bitiş , son , son bulma , son verme - tırmıneyşın deep : derin , koyu , genişliğinde - diip deeper : daha derin , daha derine - diipır deepest : en derin , en derine - dipıst deeply : derinden , son derece içten - diipli depth : derinlik , dip , bilinçaltı - depth tourism : turizm - turizım industry : sanayi , endüstri - indıstri policy : siyaset , politika , poliçe - palısi politician : politikacı , siyasetçi - palıtişın political : siyasi , siyasal , politik - pılidıkıl politically : siyasi olarak , siyasi yönden - pılidıkıli privacy : gizlilik ,mahremiyet ,özelyaşam- pırayvısi coffee : kahve - kofi cafe : kafe , lokanta , kahvehane - kıfey engineering : mühendislik - encıniring re : yeniden - ri musician : müzisyen , çalgıcı - müzişın music : müzik - müzik musical : müzikal , müzikli - müzikıl parliament : parlemento , meclis - parlımınt parliamentary : meclis , nazik , kibar- parlımentıri story : hikaye , öykü - sıtori stories : hikayeler , öyküler - sıtoriz quality : kalite , nitelik - kualidi the best quality : en iyi kalite - dı best kualidi personal : kişisel , özel , şahsi - pörsınıl personnel : personel , eleman , kadro , çalışan - pörsınel personally : şahsen , bizzat , bana kalırsa - pörsınıli personal information : kişisel bilgi - pörsınıl infırmeyşın communicate : iletişim kurmak , haberleşmek - kımyunıkeyt communication : iletişim - kımyunıkeyşın community : topluluk , cemaat , ortak yön - kımyunıdi transmit : iletmek , aktarmak , bulaştırmak - tıranzmit transmission : iletme , aktarma , bulaştırma - tranzmişın infect : bulaştırmak , enfekte etmek - infekt infected : bulaştı , enfekde edildi - infektıd infection : bulaşma , enfeksiyon - infekşın inject : iğne yapmak , enjekte etmek - incekt injected : enjekte edildi - incektıd injection : iğne , enjeksiyon - incekşın avenge : intikam , intikam almak - ıvenc avenger : intikamcı - ıvencır avengers : intikamcılar - ıvencırs salvation : kurtuluş , kurtarma , kurtarılma - salveyşın salvage : kurtarmak , hurda , enkaz - selvıç silence : sessizlik , suskunluk , susma , sükut - saylıns silencer : susturucu , egzoz - saylınsır silenced : susturulmuş , susturuldu , sessiz - saylınst silencing : susturma - saylınsing silent : sessiz , suskun , içinden okunan - saylınt silently : sessizce - saylıntli mood : ruh hali , kip - muud mode : moda , kip , tarz - mod beet : pancar - biit beetle : böcek , sarkık , çabucak git - bidıl newsmaker : haberci - nüuzmeykır between : arasında , arada , ortasında , ortada - bitviin between us : aramızda - bitviin as between them : onların arasında - bitviin dem several : birkaç , birkaç kişi , bir takım , farklı - sevrıl a few : birkaç - ı fiyu a few days ago : birkaç gün önce - ı fiyu deys ıgo ago : önce , evvel - ıgo few : az , azıcık , az miktar - fiyu fewer : daha az - fiyuır fewest : en az - fiyuıst tip : bahşiş , tip , uç , tiyo - tip some : bazı , bazıları , herhangi bir , biraz - sam sundry : çeşitli , bir takım , türlü türlü , ufak tefek - sandıri little : küçük , az , ufak , az miktar , az zaman- lidıl little by little : azarazar , yavaşyavaş , damladamla - lidıl bay lidıl a little : biraz , birazcık , azıcık - ı lidıl a little bit : bir nebze - ı lidıl bit a little more : biraz daha - ı lidıl mor a little later : biraz sonra - ı lidıl leydır momentum : güç , kuvvet , hız , gelişme - momentım heat : sıcaklık , ısı , ısıtma - hiit arctic : kuzey kutbu - arktik polar : kutup - palır solar : güneş - salır pole : kutup , bayrak direği , sırık - pol unit : ünite , birim - yunıt unite : birleşmek , birleştirmek - yunayt united : birleşik , birleşmiş - yunaydıd evil : kötü , kötülük , uğursuz , musibet - ivıl favor : iyilik , iyilik etmek , lehine , desteklemek - feyvır favour : iyilik , iyilik etmek , lehine , desteklemek - feyvır keyboard : klavye - kiybord goodness : iyilik - gudnıs kindness : nezaket - kayndnıs kind : tür , tip , çeşit , nazik , kibar , iyi - kaynd key : anahtar , çözüm yolu - kii wintery : kışlık - vintıri hundreds : yüzlerce - handırıds thousands : binlerce - dazınds millions : milyonlarca - milyıns billions : milyarlarca - bilyıns trillions : trilyonlarca - tirilyıns tens : onlarca - tens cafeteria : kafeterya - kafıtiriya caffeine : kafein , uyarıcı etki yapan - kefin cage : kafes - keyc cagey : sırdaş , sır tutabilen , ağzı sıkı - keyci cake : pasta , kek - keyk cajole : güzellikle ikna etmek , tavlamak - kıcol calamity : afet , beklenmedik kötü olay - kılamıdi calcium : kalsiyum - kelsiyım calculate : hesaplamak - kelkıleyt calculated : hesaplanmış , hesaplandı - kelkıleydıd calculating : aldırış etmeyen , hesaplanıyor - kelkıleyding calculation : hesaplama - kelkıleyşın calculator : hesap makinesi - kelkıleydır almanac : takvim , yıllık - olmınak calendar : takvim , yıllık - kelındır staffing : kadro , personel alımı - sıtaffing crew : mürettebat , ekip , tayfa , izci grubu - kıru staff : personel , kurmay , değnek , asa , baston - sıtaff stuff : şey , yaratık , eşya - sıtaf wring : sıkmak , burmak - ring
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

next month : gelecek ay - nekst manth next year : gelecek sene , seneye - nekst yiır next years : gelecek yıllar , önümüzdeki yıllar - nekst yiırs next time : bir dahaki sefer , bir dahakine - nekst taym resource : kaynak - risors resourceful : becerikli , her işin altından kalkar - risorsfıl resourcefulness : beceriklilik - risorsfılnıs resolve : çözmek , karar vermek , aklına koymak - rizalv resort : dinlenme tesisi , tatil yeri , çare , başvurma - rizort source : kaynak , kaynakça - sors resolution : çözünürlük , çözüm , çözünme , önerge - rezıluşın magic : sihir , büyü - mecik magical : sihirli , büyülü - mecikıl magician : sihirbaz , büyücü - mıcişın wizard : sihirbaz , büyücü - vizırd wake : uyanmak , uyandırmak , sabahlamak - veyk wake up : uyanmak , uyandırmak - veyk ap wake me up : beni uyandır - veyk mi ap awake : uyanmak , uyandırmak , uyanık , uykudan kalkmak - ı aveyk awakening : uyanan , olup biteni anlayan - ıveykıning awaken : uyanmak , uyandırmak , dirilmek - ıveykın awakened : uyandı , uyanmış , dirildi , farkına vardı - ıveykınd sleep : uyku , uyumak - sılip sleeping : uyku , uyuma , uyuyan - sıliping sleepy : uykulu - sılipi sleep well : iyi uykular - sılip vel sleeping bag : uyku tulumu - sıliping beg reopen : yeniden açmak , tekrar açmak - riopın opening : açılış , açma , açılma - opıning opening hours : açılış saatleri - opıning aurz hour : saat - aur minute : dakika - minıt second : saniye , ikinci - sekınd seconds : saniyeler - sekınds secondary : ikinci - sekınderi hope : umut , ummak , ümit , ümit etmek - houp hole : delik , çukur , oyuk , kovuk - hol comedy : komedi , güldürü - kamıdi hole punch : delik delme - hol panç knight : şövalye , at - nayt night : gece , karanlık - nayt handsome : yakışıklı , güzel , hoş - hendsım personable : yakışıklı , cana yakın , candan - pırsınıbıl smart : akıllı , zeki , kurnaz - sımart comely : alımlı , çekici - kamli stunner : afet , çekici kimse - sıtanır beautiful : güzel - biyutıfıl beautifully : güzellikle , hoşca - biyutıfıli nice : hoş , güzel - nays benefit : fayda , yarar , menfaat , avantaj - benıfit enjoy : zevk almak , sevmek , haz almak - encoy enjoying : zevk alma , sevme , haz alma - encoying enjoyed : zevk aldım , keyif aldım , sevilmiş , beğenilmiş - encoyd enjoyable : zevkli , eğlenceli , keyifli , hoş - encoyıbıl enjoying it : tadını çıkarmak , güle güle kullanın - encoying it enjoy your meal : afiyet olsun - encoy yor meal bon appetit : afiyet olsun - bon epıti bon appetite : afiyet olsun - bon epıtayt language : dil , lisan - lengvıç favorite : favori , gözde - feyvırıt action : eylem , hareket , etkileme , aksiyon - ekşın what : ne , neyi , neleri , hangi - vat turn left : sola dön , sola çevir , sola çevirin - tırn left turn right : sağa dön , sağa çevir , sağa çevirin - tırn rayt go forward : ileri git - go forvırd go back : geri dön , geri git , geri gitmek - go bek criminal record : sabıka kaydı - kırıminıl rekırd crime scene : olay yeri - kıraym sin sphere : küre , yer küre - sifir visible : görünür , gözle görünür , görünen - vizıbıl invisible : görünmez , gözle görünmez , görünmeyen - invizıbıl conference : konferans , toplantı - kanfırıns mean : orta , ortalama , cimri , pinti , huysuz , kastetmek , anlamına gelmek - miin lead : öncülük , önderlik , kurşun , ikna etmek - liid leader : lider , önder - liidır leadership : liderlik , önderlik - liidırşip able : yapabilen , gücü yeten , yetenekli - eybıl cable : kablo , kablolu yayın , kablo ile bağlamak - keybıl margin : kenar , kenar yapmak - marcın edge : kenar , kenar yapmak , keskinleştirmek - eç edgy : sinirli , keskin kenarlı , belirgin hatlı - eci absolute : kesin , mutlak , kayıtsız şartsız - ebsılut absolutely : kesinlikle , mutlaka - ebsılutli fix : düzeltmek , saptamak - fiks fixed : sabit , değişmez , belirlenmiş - fikst fixing : sabitleme , tespit , tamir - fiksing fixture : fikstür , sabit eşya , demirbaş - fiksçır term : dönem , terim , koşul , şart , regl , doğum zamanı - tırm terms : koşullar , şartlar - tırms termination : bitiş , son , son bulma , son verme - tırmıneyşın deep : derin , koyu , genişliğinde - diip deeper : daha derin , daha derine - diipır deepest : en derin , en derine - dipıst deeply : derinden , son derece içten - diipli depth : derinlik , dip , bilinçaltı - depth tourism : turizm - turizım industry : sanayi , endüstri - indıstri policy : siyaset , politika , poliçe - palısi politician : politikacı , siyasetçi - palıtişın political : siyasi , siyasal , politik - pılidıkıl politically : siyasi olarak , siyasi yönden - pılidıkıli privacy : gizlilik , mahremiyet , özel yaşam - pırayvısi coffee : kahve - kofi cafe : kafe , lokanta , kahvehane - kıfey engineering : mühendislik - encıniring re : yeniden - ri musician : müzisyen , çalgıcı - müzişın music : müzik - müzik musical : müzikal , müzikli - müzikıl parliament : parlemento , meclis - parlımınt parliamentary : meclis , nazik , kibar - parlımentıri story : hikaye , öykü - sıtori stories : hikayeler , öyküler - sıtoriz quality : kalite , nitelik - kualidi the best quality : en iyi kalite - dı best kualidi personal : kişisel , özel , şahsi - pörsınıl personnel : personel , eleman , kadro , çalışan - pörsınel personally : şahsen , bizzat , bana kalırsa - pörsınıli personal information : kişisel bilgi - pörsınıl infırmeyşın communicate : iletişim kurmak , haberleşmek - kımyunıkeyt communication : iletişim - kımyunıkeyşın community : topluluk , cemaat , ortak yön - kımyunıdi transmit : iletmek , aktarmak , bulaştırmak - tıranzmit transmission : iletme , aktarma , bulaştırma - tranzmişın infect : bulaştırmak , enfekte etmek - infekt infected : bulaştı , enfekde edildi - infektıd infection : bulaşma , enfeksiyon - infekşın inject : iğne yapmak , enjekte etmek - incekt injected : enjekte edildi - incektıd injection : iğne , enjeksiyon - incekşın avenge : intikam , intikam almak - ıvenc avenger : intikamcı - ıvencır avengers : intikamcılar - ıvencırs salvation : kurtuluş , kurtarma , kurtarılma - salveyşın salvage : kurtarmak , hurda , enkaz - selvıç silence : sessizlik , suskunluk , susma , sükut , susturmak - saylıns silencer : susturucu , egzoz - saylınsır silenced : susturulmuş , susturuldu , sessiz - saylınst silencing : susturma - saylınsing silent : sessiz , suskun , içinden okunan - saylınt silently : sessizce - saylıntli mood : ruh hali , kip - muud mode : moda , kip , tarz - mod beet : pancar - biit beetle : böcek , sarkık , çabucak git - bidıl newsmaker : haberci - nüuzmeykır between : arasında , arasına , arada , araya , ortada , ortasında , ortaya - bitviin between us : aramızda - bitviin as between them : onların arasında - bitviin dem several : birkaç , birkaç kişi , bir takım , farklı - sevrıl a few : birkaç - ı fiyu a few days ago : birkaç gün önce - ı fiyu deys ıgo ago : önce , evvel - ıgo few : az , azıcık , az miktar - fiyu fewer : daha az - fiyuır fewest : en az - fiyuıst tip : bahşiş , tip , uç , tiyo - tip some : bazı , bazıları , herhangi bir , biraz - sam sundry : çeşitli , bir takım , türlü türlü , ufak tefek - sandıri little : küçük , az , ufak , az miktar , az zaman - lidıl little by little : azar azar , yavaş yavaş , damla damla - lidıl bay lidıl a little : biraz , birazcık , azıcık - ı lidıl a little bit : bir nebze - ı lidıl bit a little more : biraz daha - ı lidıl mor a little later : biraz sonra - ı lidıl leydır momentum : güç , kuvvet , hız , gelişme - momentım heat : sıcaklık , ısı , ısıtma - hiit arctic : kuzey kutbu - arktik polar : kutup - palır solar : güneş - salır pole : kutup , bayrak direği , sırık - pol unit : ünite , birim - yunıt unite : birleşmek , birleştirmek - yunayt united : birleşik , birleşmiş - yunaydıd evil : kötü , kötülük , uğursuz , musibet - ivıl favor : iyilik , iyilik etmek , lehine , desteklemek , lütuf - feyvır favour : iyilik , iyilik etmek , lehine , desteklemek , lütuf - feyvır keyboard : klavye - kiybord goodness : iyilik - gudnıs kindness : nezaket - kayndnıs kind : tür , tip , çeşit , nazik , kibar , iyi - kaynd key : anahtar , çözüm yolu - kii wintery : kışlık - vintıri hundreds : yüzlerce - handırıds thousands : binlerce - dazınds millions : milyonlarca - milyıns billions : milyarlarca - bilyıns trillions : trilyonlarca - tirilyıns tens : onlarca - tens cafeteria : kafeterya - kafıtiriya caffeine : kafein , uyarıcı etki yapan - kefin cage : kafes - keyc cagey : sırdaş , sır tutabilen , ağzı sıkı - keyci cake : pasta , kek - keyk cajole : güzellikle ikna etmek , tavlamak - kıcol calamity : afet , beklenmedik kötü olay - kılamıdi calcium : kalsiyum - kelsiyım calculate : hesaplamak - kelkıleyt calculated : hesaplanmış , hesaplandı - kelkıleydıd calculating : aldırış etmeyen , hesaplanıyor - kelkıleyding calculation : hesaplama - kelkıleyşın calculator : hesap makinesi - kelkıleydır almanac : takvim , yıllık - olmınak calendar : takvim , yıllık - kelındır staffing : kadro , personel alımı - sıtaffing crew : mürettebat , ekip , tayfa , izci grubu - kıru staff : personel , kurmay , değnek , asa , baston - sıtaff stuff : şey , yaratık , eşya - sıtaf wring : sıkmak , burmak - ring
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

next month : gelecek ay - nekst manth next year : gelecek sene , seneye - nekst yiır next years : gelecek yıllar , önümüzdeki yıllar - nekst yiırs next time : bir dahaki sefer , bir dahakine - nekst taym resource : kaynak - risors resourceful : becerikli , her işin altından kalkar - risorsfıl resourcefulness : beceriklilik - risorsfılnıs resolve : çözmek , karar vermek , aklına koymak - rizalv resort : dinlenme tesisi , tatil yeri , çare , başvurma - rizort source : kaynak , kaynakça - sors resolution : çözünürlük , çözüm , çözünme , önerge - rezıluşın magic : sihir , büyü - mecik magical : sihirli , büyülü - mecikıl magician : sihirbaz , büyücü - mıcişın wizard : sihirbaz , büyücü - vizırd wake : uyanmak , uyandırmak , sabahlamak - veyk wake up : uyanmak , uyandırmak - veyk ap wake me up : beni uyandır - veyk mi ap awake : uyanmak , uyandırmak , uyanık , uykudan kalkmak- ı aveyk awakening : uyanan , olup biteni anlayan - ıveykıning awaken : uyanmak , uyandırmak , dirilmek - ıveykın awakened : uyandı , uyanmış , dirildi , farkına vardı - ıveykınd sleep : uyku , uyumak - sılip sleeping : uyku , uyuma , uyuyan - sıliping sleepy : uykulu - sılipi sleep well : iyi uykular - sılip vel sleeping bag : uyku tulumu - sıliping beg reopen : yeniden açmak , tekrar açmak - riopın opening : açılış , açma , açılma - opıning opening hours : açılış saatleri - opıning aurz hour : saat - aur minute : dakika - minıt second : saniye , ikinci - sekınd seconds : saniyeler - sekınds secondary : ikinci - sekınderi hope : umut , ummak , ümit , ümit etmek - houp hole : delik , çukur , oyuk , kovuk - hol comedy : komedi , güldürü - kamıdi hole punch : delik delme - hol panç knight : şövalye , at - nayt night : gece , karanlık - nayt handsome : yakışıklı , güzel , hoş - hendsım personable : yakışıklı , cana yakın , candan - pırsınıbıl smart : akıllı , zeki , kurnaz - sımart comely : alımlı , çekici - kamli stunner : afet , çekici kimse - sıtanır beautiful : güzel - biyutıfıl beautifully : güzellikle , hoşca - biyutıfıli nice : hoş , güzel - nays benefit : fayda , yarar , menfaat , avantaj - benıfit enjoy : zevk almak , sevmek , haz almak - encoy enjoying : zevk alma , sevme , haz alma - encoying enjoyed : zevk aldım , keyif aldım , sevilmiş , beğenilmiş - encoyd enjoyable : zevkli , eğlenceli , keyifli , hoş - encoyıbıl enjoying it : tadını çıkarmak , güle güle kullanın - encoying it enjoy your meal : afiyet olsun - encoy yor meal bon appetit : afiyet olsun - bon epıti bon appetite : afiyet olsun - bon epıtayt language : dil , lisan - lengvıç favorite : favori , gözde - feyvırıt action : eylem , hareket , etkileme , aksiyon - ekşın what : ne , neyi , neleri , hangi - vat turn left : sola dön , sola çevir , sola çevirin - tırn left turn right : sağa dön , sağa çevir , sağa çevirin - tırn rayt go forward : ileri git - go forvırd go back : geri dön , geri git , geri gitmek - go bek criminal record : sabıka kaydı - kırıminıl rekırd crime scene : olay yeri - kıraym sin sphere : küre , yer küre - sifir visible : görünür , gözle görünür , görünen - vizıbıl invisible : görünmez , gözle görünmez , görünmeyen - invizıbıl conference : konferans , toplantı - kanfırıns mean : orta , ortalama , cimri ,pinti ,huysuz ,kastetmek , anlamına gelmek - miin lead : öncülük , önderlik , kurşun , ikna etmek - liid leader : lider , önder - liidır leadership : liderlik , önderlik - liidırşip able : yapabilen , gücü yeten , yetenekli - eybıl cable : kablo , kablolu yayın , kablo ile bağlamak - keybıl margin : kenar , kenar yapmak - marcın edge : kenar , kenar yapmak , keskinleştirmek - eç edgy : sinirli , keskin kenarlı , belirgin hatlı - eci absolute : kesin , mutlak , kayıtsız şartsız - ebsılut absolutely : kesinlikle , mutlaka - ebsılutli fix : düzeltmek , saptamak - fiks fixed : sabit , değişmez , belirlenmiş - fikst fixing : sabitleme , tespit , tamir - fiksing fixture : fikstür , sabit eşya , demirbaş - fiksçır term : dönem , terim , koşul , şart , regl , doğum zamanı - tırm terms : koşullar , şartlar - tırms termination : bitiş , son , son bulma , son verme - tırmıneyşın deep : derin , koyu , genişliğinde - diip deeper : daha derin , daha derine - diipır deepest : en derin , en derine - dipıst deeply : derinden , son derece içten - diipli depth : derinlik , dip , bilinçaltı - depth tourism : turizm - turizım industry : sanayi , endüstri - indıstri policy : siyaset , politika , poliçe - palısi politician : politikacı , siyasetçi - palıtişın political : siyasi , siyasal , politik - pılidıkıl politically : siyasi olarak , siyasi yönden - pılidıkıli privacy : gizlilik , mahremiyet , özel yaşam - pırayvısi coffee : kahve - kofi cafe : kafe , lokanta , kahvehane - kıfey engineering : mühendislik - encıniring re : yeniden - ri musician : müzisyen , çalgıcı - müzişın music : müzik - müzik musical : müzikal , müzikli - müzikıl parliament : parlemento , meclis - parlımınt parliamentary : meclis , nazik , kibar - parlımentıri story : hikaye , öykü - sıtori stories : hikayeler , öyküler - sıtoriz quality : kalite , nitelik - kualidi the best quality : en iyi kalite - dı best kualidi personal : kişisel , özel , şahsi - pörsınıl personnel : personel , eleman , kadro , çalışan - pörsınel personally : şahsen , bizzat , bana kalırsa - pörsınıli personal information : kişisel bilgi - pörsınıl infırmeyşın communicate : iletişim kurmak , haberleşmek - kımyunıkeyt communication : iletişim - kımyunıkeyşın community : topluluk , cemaat , ortak yön - kımyunıdi transmit : iletmek , aktarmak , bulaştırmak - tıranzmit transmission : iletme , aktarma , bulaştırma - tranzmişın infect : bulaştırmak , enfekte etmek - infekt infected : bulaştı , enfekde edildi - infektıd infection : bulaşma , enfeksiyon - infekşın inject : iğne yapmak , enjekte etmek - incekt injected : enjekte edildi - incektıd injection : iğne , enjeksiyon - incekşın avenge : intikam , intikam almak - ıvenc avenger : intikamcı - ıvencır avengers : intikamcılar - ıvencırs salvation : kurtuluş , kurtarma , kurtarılma - salveyşın salvage : kurtarmak , hurda , enkaz - selvıç silence : sessizlik , suskunluk , susma , sükut , susturmak - saylıns silencer : susturucu , egzoz - saylınsır silenced : susturulmuş , susturuldu , sessiz - saylınst silencing : susturma - saylınsing silent : sessiz , suskun , içinden okunan - saylınt silently : sessizce - saylıntli mood : ruh hali , kip - muud mode : moda , kip , tarz - mod beet : pancar - biit beetle : böcek , sarkık , çabucak git - bidıl newsmaker : haberci - nüuzmeykır between : arasında , arasına , arada , araya , ortada , ortasında , ortaya - bitviin between us : aramızda - bitviin as between them : onların arasında - bitviin dem several : birkaç , birkaç kişi , bir takım , farklı - sevrıl a few : birkaç - ı fiyu a few days ago : birkaç gün önce - ı fiyu deys ıgo ago : önce , evvel - ıgo few : az , azıcık , az miktar - fiyu fewer : daha az - fiyuır fewest : en az - fiyuıst tip : bahşiş , tip , uç , tiyo - tip some : bazı , bazıları , herhangi bir , biraz - sam sundry : çeşitli , bir takım , türlü türlü , ufak tefek - sandıri little : küçük , az , ufak , az miktar , az zaman - lidıl little by little : azar azar , yavaş yavaş , damla damla - lidıl bay lidıl a little : biraz , birazcık , azıcık - ı lidıl a little bit : bir nebze - ı lidıl bit a little more : biraz daha - ı lidıl mor a little later : biraz sonra - ı lidıl leydır momentum : güç , kuvvet , hız , gelişme - momentım heat : sıcaklık , ısı , ısıtma - hiit arctic : kuzey kutbu - arktik polar : kutup - palır solar : güneş - salır pole : kutup , bayrak direği , sırık - pol unit : ünite , birim - yunıt unite : birleşmek , birleştirmek - yunayt united : birleşik , birleşmiş - yunaydıd evil : kötü , kötülük , uğursuz , musibet - ivıl favor : iyilik , iyilik etmek , lehine , desteklemek , lütuf - feyvır favour : iyilik , iyilik etmek , lehine , desteklemek , lütuf - feyvır keyboard : klavye - kiybord goodness : iyilik - gudnıs kindness : nezaket - kayndnıs kind : tür , tip , çeşit , nazik , kibar , iyi - kaynd key : anahtar , çözüm yolu - kii wintery : kışlık - vintıri hundreds : yüzlerce - handırıds thousands : binlerce - dazınds millions : milyonlarca - milyıns billions : milyarlarca - bilyıns trillions : trilyonlarca - tirilyıns tens : onlarca - tens cafeteria : kafeterya - kafıtiriya caffeine : kafein , uyarıcı etki yapan - kefin cage : kafes - keyc cagey : sırdaş , sır tutabilen , ağzı sıkı - keyci cake : pasta , kek - keyk cajole : güzellikle ikna etmek , tavlamak - kıcol calamity : afet , beklenmedik kötü olay - kılamıdi calcium : kalsiyum - kelsiyım calculate : hesaplamak - kelkıleyt calculated : hesaplanmış , hesaplandı - kelkıleydıd calculating : aldırış etmeyen , hesaplanıyor - kelkıleyding calculation : hesaplama - kelkıleyşın calculator : hesap makinesi - kelkıleydır almanac : takvim , yıllık - olmınak calendar : takvim , yıllık - kelındır staffing : kadro , personel alımı - sıtaffing crew : mürettebat , ekip , tayfa , izci grubu - kıru staff : personel , kurmay , değnek , asa , baston - sıtaff stuff : şey , yaratık , eşya - sıtaf wring : sıkmak , burmak - ring
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR” “KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”
GÜNLÜK HAYATTA EN ÇOK KULLANILAN KELİMELERDEN DERLENMİŞTİR
3
3
3