with care : dikkatle , dikkatlice - vidh ker
careful : dikkatli , özenli , itinalı , titiz - kerfıl
be careful : dikkatli olmak , dikkat etmek - bi kerfıl
be carefully : dikkatli ol - bi kerfıli
carefully : dikkatlice , özenle , itinayla - kerfıli
consume : tüketmek , sarf etmek - kınsum
consumer : tüketici - kınsumır
result : sonuç , netice , sonucu bulmak - rizalt
resulting : ortaya çıkan - rizalting
result in : sonuçlanmak , ile sonuçlanmak , olarak sonuçlanmak - rizalt in
patient : hasta , sabırlı - peyşınt
ill : kötü , hasta - ill
news : haber , haberler , havadis - nüuz
newspaper : gazete - nüuzpeypır
newsletter : bülten - nüuzledır
breaking : son dakika , kırma , bozma , zorla girme - bıreyking
breaking news : son dakika haberleri - bıreyking nüuz
weather : hava , hava durumu - vedhır
sick : hasta , hasret , yakalatmak - sik
journey : yolculuk , seyehat , seyir - cırni
journal : dergi , gazete , günlük , bülten - cırnıl
journalist : gazeteci - cırnılıst
journalism : gazetecilik - cırnılizım
hero : kahraman , yiğit - hira
heroes : kahramanlar , yiğitler - hiraz
together : birlikte , beraber , hep birlikte - tıgedhır
chapter : bölüm , kısım - çeptır
episode : bölüm , olay - epısod
stage : sahne , evre , aşama , kademe , etap - sıteyç
level : seviye , düzey , düzlük , hiza , su terazisi - levıl
attack : atak , saldırı , hücum , yakalanma - ıtak
assault : saldırı , hücum , tecavüz - ısalt
strike : hava saldırısı , maden bulma , petrol bulma - sıtrayk
trade : ticaret , alım satım , sanat , zanaat - tıreyd
trader : tüccar , tacir , ticaret gemisi - tıreydır
business : iş , işyeri , faaliyet , firma , ticarethane - biznıs
business man : iş adamı - biznısmen
raid : baskın , akın etmek , hücum etmek - reyd
native : yerli , doğal , doğuştan - neytiv
local : lokal , yerel , yerli , bölgesel , şehir içi - lokıl
legacy : miras - legısi
engine : motor , makine , lokomotif , itfaiye arabası - encın
final : final , son , nihai , sonuncu , final karşılaşması - faynıl
finally : nihayet , sonunda , son olarak - faynıli
finality : kesinlik , son durum , sona erme - faynelıdi
finalize : sonuçlandırmak - faynılayz
finally done : sonunda bitti - faynıli dan
finally finished : sonunda bitti - faynıli finişt
done : tamam , iyi pişmiş - aldatılmış - dan
donate : bağışlamak - doneyt
donated : bağışlanan , bağışlandı - doneydıd
donates : bağışlar - doneyts
donate now : şimdi bağış yap - doneyt nau
ambiance : ortam , ambians - ambiıns
edition : baskı , tiraj - ıdişın
finish : bitirmek , tamamlamak , rötuş - finiş
finishing : bitirme , tamamlama , bitirici , bitiren - finişing
finishes : bitirir - finişiz
finished : bitmiş , işlenmiş , tamamlanmış - finişt
ultimate : son , nihai , en son - oltımıt
tense : germek , zaman , gergin , gerilmek - tens
fence : çit , parmaklık - fens
factory : fabrika , imalathane - fektıri
light : hafif , ışık , aydınlık - layt
lighter : daha hafif , çakmak - laydır
lightest : en hafif - laytıst
lighthouse : deniz feneri - laythaus
lightning : yıldırım , şimşek , şimşek gibi - laytning
floor : kat , zemin , taban , döşeme - fılor
flood : sel , taşkın , tufan , su baskını - fılad
peace : barış , huzur , rahat - piis
war : savaş - vor
battle : savaş , savaşmak , çatışmak - bedıl
warfare : savaş , savaş hali , savaş durumu - vorfer
risk : risk , tehlike , riske atmak , göze almak - risk
risky : riskli , tehlikeli - riski
legend : efsane - lecınd
legendary : efsanevi , dillere destan - lecınderi
member : üye , organ - membır
membership : üyelik - membırşip
members : üyeler , üyeleri - membırs
bride : gelin - bırayd
groom : damat , seyis , giyinmek - gırum
bridge : köprü , köprü kurmak - bıriç
brick : tuğla , iyi dost - bırik
rope : ip , halat , kement , halatla bağlamak - rop
route : rota , yol , hat , güzergah - raut
router : yönlendirici - radır
fury : öfke - fiyuri
furious : öfkeli , kızgın - fiyuriıs
furiously : öfkeyle , kızgınlıkla - fiyuriısli
nature : doğa , tabiat , dünya - neyçır
natural : doğal , naturel - neçırıl
naturally : doğal olarak , doğuştan - neçırli
ocean : okyanus - oşın
lake : göl - leyk
river : nehir , ırmak - rivır
sea : deniz - sii
wave : dalga , el sallamak - veyv
coast : sahil , kıyı , deniz kenarı - koost
beach : plaj , kumsal , sahil , karaya çekmek - biç
lifeguard : can kurtaran , koruma - layfgard
shorts : şort - şorts
swimsuit : mayo - sıvimsut
swim : yüzmek , yüzdürmek - sıvim
swimming : yüzme , yüzüş , yüzücülük - sıviming
swimmer : yüzücü - sıvimır
ship : gemi - şip
boat : tekne , bot - bout
sandal : sandal , sandalet , çarık - sendıl
surf : sörf , sörf yapmak - sırf
surfing : sörf yapma - sırfing
surfboard : sörf tahtası - sırfbord
board : tahta , yazı tahtası , kurul , yiyecek içecek - bord
slipper : terlik , terlikle dövmek - sılipır
towel : havlu - taul
bathrope : bornoz - bethroup
sunbathe : güneş banyosu , güneşlenmek - sanbeyth
cuntan cream : güneş kremi , güneş losyonu - santankırim
sunbed : şezlong - sanbed
shower : duş , sağanak - şauvır
hotel : otel - hotel
pool : havuz - puul
crime : suç , cinayet , sabıka , suçlu bulmak - kıraym
crimes : suçlar - kıraymz
criminal : suçlu , sabıkalı , suça ait - kırimınıl
criminals : suçlular - kırimınılz
criminally : suça dair - kırimınıli
die : ölmek , sıkılmak , gebermek - day
died : öldü - dayd
death : ölüm - deth
deadly : ölümcül , öldürücü , ölümüne - dedli
dies : ölür - dayz
diet : diyet , perhiz , rejim - dayıt
diesel : dizel , mazot , dizel araç - dizıl
diehard : ölümüne , ölümüne savunmak - dayhard
die out : nesli tükenmek - day aut
murder : cinayet , cinayet işlemek - mırdır
murderer : katil - mırdırır
murderous : ölüm saçan , gözünü kan bürümüş - mırdırıs
murderously : öldürecek gibi - mırdırısli
kill : öldürmek - kill
killing : öldürme , avlama , hayvan kesme - kiling
killed : öldürdü - kild
killer : katil , öldürücü - kilır
fairy : peri - feri
sprite : peri , cin - sıprayt
goblin : cin - gablin
devil : şeytan , iblis , kötü adam - devıl
satan : şeytan - seytın
satanic : şeytani - sıtanık
angel : melek , melek gibi , iyi insan - eyncıl
mute : sessiz , dilsiz , sesini kısmak - miyut
pine : çam , ananas , burnunda tütmek - payn
serial : seri , seri halde , art arda - siriıl
series : seri , dizi - siriz
serious : ciddi - siriıs
seriously : ciddi olarak , cidden , ciddi anlamda - siriısli
emulate : benzemeye çalışmak , imrenmek - emyıleyt
emulated : taklit - emyıleydıd
toothpaste : diş macunu - tuthpeyst
dentifrice : diş macunu , diş tozu - dentifırıs
shampoo : şampuan , şampuanlamak - şempuu
toothbrush : diş fırçası - tuthbıraş
tooth : diş - tuth
teeth : dişler - tith
deal : anlaşma , anlaşmak - diıl
dealing : uğraşma , uğraş , iş yapma , muamele - diıling
dealing with : ilgilenme , ile ilgilenme - diıling vith
dealer : satıcı , tüccar - diılır
seal : mühür , mühürlemek , ağzı sıkı , fok - siıl
sealing : mühürleme - siıling
seals : mühürler , mühürleri - siıls
sealed : mühürlü - siıld
summit : toplantı , zirve - samıt
submit : boyun eğmek , sunmak , gönder - sıbmit
submitting : arz , teslim etme , göndererek - sıbmiding
submitted : gönderilen , teslim edilen , teslim edildi - sıbmidıt
door : kapı - door
portal : kapı , giriş kapısı - pordıl
speech : konuşma , konuşma yeteneği - sipiç
emotion : duygu , duygulanma - imoşın
emotions : duygular - imoşıns
emotional : duygusal , duygulu - imoşınıl
emotionally : duygusal olarak , duygusal yönden - imoşınıli
sensitive : hassas , duyarlı , alıngan - sensıtiv
task : görev , vazife - task
task manager : görev yöneticisi - task menıcır
mission : misyon , görev , heyet , elçilik - mişın
now : şimdi , şuan , şuanda , madem , mademki - nau
know : bilmek , tanımak - nou
knew : biliyordu - niyu
bear : ayı, kaba adam , katlanmak , doğurmak , yönelmek - ber
beer : bira - biır
bee : bal arısı , arı gibi çalışan , yardımlaşma - bii
shield : kalkan , siper , kalkan olmak - şiıld
field : alan , saha , tarla , çalışma alanı - fiıld
send : göndermek , yollamak - send
sand : kum , kumsal , kum tanesi , kum serpmek - seend
sandy : kumlu , kumluk , kum gibi - sendi
like that : bunun gibi , böyle - layk det
like this : bunun gibi , böyle - layk dis
function : fonksiyon , işlev , görevini yerine getirmek - fangşın
functions : fonksiyonlar - fangşıns
functional : fonksiyonel , işlevsel - fangşınıl
functionality : işlevsellik - fangşınelıdi
next : sonraki , bir sonraki , yanında , en yakın - nekst
next to : bitişik , yanında , hemen hemen , neredeyse - nekst tu
next week : gelecek hafta , haftaya - nekst viik
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”
“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”