with care : dikkatle , dikkatlice - vidh ker careful : dikkatli , özenli , itinalı , titiz - kerfıl be careful : dikkatli olmak , dikkat etmek - bi kerfıl be carefully : dikkatli ol - bi kerfıli carefully : dikkatlice , özenle , itinayla - kerfıli consume : tüketmek , sarf etmek - kınsum consumer : tüketici - kınsumır result : sonuç , netice , sonucu bulmak - rizalt resulting : ortaya çıkan - rizalting result in : sonuçlanmak , ile sonuçlanmak , olarak sonuçlanmak - rizalt in patient : hasta , sabırlı - peyşınt ill : kötü , hasta - ill news : haber , haberler , havadis - nüuz newspaper : gazete - nüuzpeypır newsletter : bülten - nüuzledır breaking : son dakika , kırma , bozma , zorla girme - bıreyking breaking news : son dakika haberleri - bıreyking nüuz weather : hava , hava durumu - vedhır sick : hasta , hasret , yakalatmak - sik journey : yolculuk , seyehat , seyir - cırni journal : dergi , gazete , günlük , bülten - cırnıl journalist : gazeteci - cırnılıst journalism : gazetecilik - cırnılizım hero : kahraman , yiğit - hira heroes : kahramanlar , yiğitler - hiraz together : birlikte , beraber , hep birlikte - tıgedhır chapter : bölüm , kısım - çeptır episode : bölüm , olay - epısod stage : sahne , evre , aşama , kademe , etap - sıteyç level : seviye , düzey , düzlük , hiza , su terazisi - levıl attack : atak , saldırı , hücum , yakalanma - ıtak assault : saldırı , hücum , tecavüz - ısalt strike : hava saldırısı , maden bulma , petrol bulma - sıtrayk trade : ticaret , alım satım , sanat , zanaat - tıreyd trader : tüccar , tacir , ticaret gemisi - tıreydır business : iş , işyeri , faaliyet , firma , ticarethane - biznıs business man : iş adamı - biznısmen raid : baskın , akın etmek , hücum etmek - reyd native : yerli , doğal , doğuştan - neytiv local : lokal , yerel , yerli , bölgesel , şehir içi - lokıl legacy : miras - legısi engine : motor , makine , lokomotif , itfaiye arabası - encın final : final , son , nihai , sonuncu , final karşılaşması - faynıl finally : nihayet , sonunda , son olarak - faynıli finality : kesinlik , son durum , sona erme - faynelıdi finalize : sonuçlandırmak - faynılayz finally done : sonunda bitti - faynıli dan finally finished : sonunda bitti - faynıli finişt done : tamam , iyi pişmiş - aldatılmış - dan donate : bağışlamak - doneyt donated : bağışlanan , bağışlandı - doneydıd donates : bağışlar - doneyts donate now : şimdi bağış yap - doneyt nau ambiance : ortam , ambians - ambiıns edition : baskı , tiraj - ıdişın finish : bitirmek , tamamlamak , rötuş - finiş finishing : bitirme , tamamlama , bitirici , bitiren - finişing finishes : bitirir - finişiz finished : bitmiş , işlenmiş , tamamlanmış - finişt ultimate : son , nihai , en son - oltımıt tense : germek , zaman , gergin , gerilmek - tens fence : çit , parmaklık - fens factory : fabrika , imalathane - fektıri light : hafif , ışık , aydınlık - layt lighter : daha hafif , çakmak - laydır lightest : en hafif - laytıst lighthouse : deniz feneri - laythaus lightning : yıldırım , şimşek , şimşek gibi - laytning floor : kat , zemin , taban , döşeme - fılor flood : sel , taşkın , tufan , su baskını - fılad peace : barış , huzur , rahat - piis war : savaş - vor battle : savaş , savaşmak , çatışmak - bedıl warfare : savaş , savaş hali , savaş durumu - vorfer risk : risk , tehlike , riske atmak , göze almak - risk risky : riskli , tehlikeli - riski legend : efsane - lecınd legendary : efsanevi , dillere destan - lecınderi member : üye , organ - membır membership : üyelik - membırşip members : üyeler , üyeleri - membırs bride : gelin - bırayd groom : damat , seyis , giyinmek - gırum bridge : köprü , köprü kurmak - bıriç brick : tuğla , iyi dost - bırik rope : ip , halat , kement , halatla bağlamak - rop route : rota , yol , hat , güzergah - raut router : yönlendirici - radır fury : öfke - fiyuri furious : öfkeli , kızgın - fiyuriıs furiously : öfkeyle , kızgınlıkla - fiyuriısli nature : doğa , tabiat , dünya - neyçır natural : doğal , naturel - neçırıl naturally : doğal olarak , doğuştan - neçırli ocean : okyanus - oşın lake : göl - leyk river : nehir , ırmak - rivır sea : deniz - sii wave : dalga , el sallamak - veyv coast : sahil , kıyı , deniz kenarı - koost beach : plaj , kumsal , sahil , karaya çekmek - biç lifeguard : can kurtaran , koruma - layfgard shorts : şort - şorts swimsuit : mayo - sıvimsut swim : yüzmek , yüzdürmek - sıvim swimming : yüzme , yüzüş , yüzücülük - sıviming swimmer : yüzücü - sıvimır ship : gemi - şip boat : tekne , bot - bout sandal : sandal , sandalet , çarık - sendıl surf : sörf , sörf yapmak - sırf surfing : sörf yapma - sırfing surfboard : sörf tahtası - sırfbord board : tahta , yazı tahtası , kurul , yiyecek içecek - bord slipper : terlik , terlikle dövmek - sılipır towel : havlu - taul bathrope : bornoz - bethroup sunbathe : güneş banyosu , güneşlenmek - sanbeyth cuntan cream : güneş kremi , güneş losyonu - santankırim sunbed : şezlong - sanbed shower : duş , sağanak - şauvır hotel : otel - hotel pool : havuz - puul crime : suç , cinayet , sabıka , suçlu bulmak - kıraym crimes : suçlar - kıraymz criminal : suçlu , sabıkalı , suça ait - kırimınıl criminals : suçlular - kırimınılz criminally : suça dair - kırimınıli die : ölmek , sıkılmak , gebermek - day died : öldü - dayd death : ölüm - deth deadly : ölümcül , öldürücü , ölümüne - dedli dies : ölür - dayz diet : diyet , perhiz , rejim - dayıt diesel : dizel , mazot , dizel araç - dizıl diehard : ölümüne , ölümüne savunmak - dayhard die out : nesli tükenmek - day aut murder : cinayet , cinayet işlemek - mırdır murderer : katil - mırdırır murderous : ölüm saçan , gözünü kan bürümüş - mırdırıs murderously : öldürecek gibi - mırdırısli kill : öldürmek - kill killing : öldürme , avlama , hayvan kesme - kiling killed : öldürdü - kild killer : katil , öldürücü - kilır fairy : peri - feri sprite : peri , cin - sıprayt goblin : cin - gablin devil : şeytan , iblis , kötü adam - devıl satan : şeytan - seytın satanic : şeytani - sıtanık angel : melek , melek gibi , iyi insan - eyncıl mute : sessiz , dilsiz , sesini kısmak - miyut pine : çam , ananas , burnunda tütmek - payn serial : seri , seri halde , art arda - siriıl series : seri , dizi - siriz serious : ciddi - siriıs seriously : ciddi olarak , cidden , ciddi anlamda - siriısli emulate : benzemeye çalışmak , imrenmek - emyıleyt emulated : taklit - emyıleydıd toothpaste : diş macunu - tuthpeyst dentifrice : diş macunu , diş tozu - dentifırıs shampoo : şampuan , şampuanlamak - şempuu toothbrush : diş fırçası - tuthbıraş tooth : diş - tuth teeth : dişler - tith deal : anlaşma , anlaşmak - diıl dealing : uğraşma , uğraş , iş yapma , muamele - diıling dealing with : ilgilenme , ile ilgilenme - diıling vith dealer : satıcı , tüccar - diılır seal : mühür , mühürlemek , ağzı sıkı , fok - siıl sealing : mühürleme - siıling seals : mühürler , mühürleri - siıls sealed : mühürlü - siıld summit : toplantı , zirve - samıt submit : boyun eğmek , sunmak , gönder - sıbmit submitting : arz , teslim etme , göndererek - sıbmiding submitted : gönderilen , teslim edilen , teslim edildi - sıbmidıt door : kapı - door portal : kapı , giriş kapısı - pordıl speech : konuşma , konuşma yeteneği - sipiç emotion : duygu , duygulanma - imoşın emotions : duygular - imoşıns emotional : duygusal , duygulu - imoşınıl emotionally : duygusal olarak , duygusal yönden - imoşınıli sensitive : hassas , duyarlı , alıngan - sensıtiv task : görev , vazife - task task manager : görev yöneticisi - task menıcır mission : misyon , görev , heyet , elçilik - mişın now : şimdi , şuan , şuanda , madem , mademki - nau know : bilmek , tanımak - nou knew : biliyordu - niyu bear : ayı, kaba adam , katlanmak , doğurmak , yönelmek - ber beer : bira - biır bee : bal arısı , arı gibi çalışan , yardımlaşma - bii shield : kalkan , siper , kalkan olmak - şiıld field : alan , saha , tarla , çalışma alanı - fiıld send : göndermek , yollamak - send sand : kum , kumsal , kum tanesi , kum serpmek - seend sandy : kumlu , kumluk , kum gibi - sendi like that : bunun gibi , böyle - layk det like this : bunun gibi , böyle - layk dis function : fonksiyon , işlev , görevini yerine getirmek - fangşın functions : fonksiyonlar - fangşıns functional : fonksiyonel , işlevsel - fangşınıl functionality : işlevsellik - fangşınelıdi next : sonraki , bir sonraki , yanında , en yakın - nekst next to : bitişik , yanında , hemen hemen , neredeyse - nekst tu next week : gelecek hafta , haftaya - nekst viik
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

with care : dikkatle , dikkatlice - vidh ker careful : dikkatli , özenli , itinalı , titiz - kerfıl be careful : dikkatliolmak , dikkatetmek- bi kerfıl be carefully : dikkatli ol - bi kerfıli carefully : dikkatlice , özenle , itinayla - kerfıli consume : tüketmek , sarf etmek - kınsum consumer : tüketici - kınsumır result : sonuç , netice , sonucu bulmak - rizalt resulting : ortaya çıkan - rizalting result in : sonuçlanmak - rizalt in patient : hasta , sabırlı - peyşınt ill : kötü , hasta - ill news : haber , haberler , havadis - nüuz newspaper : gazete - nüuzpeypır newsletter : bülten - nüuzledır breaking : son dakika , kırma , bozma - bıreyking breaking news : son dakika haberleri - bıreyking nüuz weather : hava , hava durumu - vedhır sick : hasta , hasret , yakalatmak - sik journey : yolculuk , seyehat , seyir - cırni journal : dergi , gazete , günlük , bülten - cırnıl journalist : gazeteci - cırnılıst journalism : gazetecilik - cırnılizım hero : kahraman , yiğit - hira heroes : kahramanlar , yiğitler - hiraz together : birlikte , beraber , hep birlikte- tıgedhır chapter : bölüm , kısım - çeptır episode : bölüm , olay - epısod stage : sahne , evre , aşama , kademe , etap- sıteyç level : seviye,düzey,düzlük , hiza , suterazisi - levıl attack : atak , saldırı , hücum , yakalanma - ıtak assault : saldırı , hücum , tecavüz - ısalt strike : hava saldırısı , maden bulma - sıtrayk trade : ticaret , alım satım , sanat , zanaat - tıreyd trader : tüccar , tacir , ticaret gemisi - tıreydır business : iş , işyeri , faaliyet , firma , ticarethane - biznıs business man : iş adamı - biznısmen raid : baskın , akın etmek , hücum etmek - reyd native : yerli , doğal , doğuştan - neytiv local : lokal , yerel , yerli , bölgesel , şehir içi - lokıl legacy : miras - legısi engine : motor , makine , lokomotif , itfaiye arabası - encın final : final , son , nihai , sonuncu , final karşılaşması - faynıl finally : nihayet , sonunda , son olarak - faynıli finality : kesinlik,son durum,sona erme - faynelıdi finalize : sonuçlandırmak - faynılayz finally done : sonunda bitti - faynıli dan finally finished : sonunda bitti - faynıli finişt done : tamam , iyi pişmiş - aldatılmış - dan donate : bağışlamak - doneyt donated : bağışlanan , bağışlandı - doneydıd donates : bağışlar - doneyts donate now : şimdi bağış yap - doneyt nau ambiance : ortam , ambians - ambiıns edition : baskı , tiraj - ıdişın finish : bitirmek , tamamlamak , rötuş - finiş finishing : bitirme , tamamlama , bitirici , bitiren - finişing finishes : bitirir - finişiz finished : bitmiş , işlenmiş , tamamlanmış - finişt ultimate : son , nihai , en son - oltımıt tense : germek , zaman , gergin , gerilmek - tens fence : çit , parmaklık - fens factory : fabrika , imalathane - fektıri light : hafif , ışık , aydınlık - layt lighter : daha hafif , çakmak - laydır lightest : en hafif - laytıst lighthouse : deniz feneri - laythaus lightning : yıldırım , şimşek , şimşek gibi - laytning floor : kat , zemin , taban , döşeme - fılor flood : sel , taşkın , tufan , su baskını - fılad peace : barış , huzur , rahat - piis war : savaş - vor battle : savaş , savaşmak , çatışmak - bedıl warfare : savaş , savaş hali , savaş durumu - vorfer risk : risk , tehlike , riske atmak , göze almak - risk risky : riskli , tehlikeli - riski legend : efsane - lecınd legendary : efsanevi , dillere destan - lecınderi member : üye , organ - membır membership : üyelik - membırşip members : üyeler , üyeleri - membırs bride : gelin - bırayd groom : damat , seyis , giyinmek - gırum bridge : köprü , köprü kurmak - bıriç brick : tuğla , iyi dost - bırik rope : ip , halat , kement , halatla bağlamak - rop route : rota , yol , hat , güzergah - raut router : yönlendirici - radır fury : öfke - fiyuri furious : öfkeli , kızgın - fiyuriıs furiously : öfkeyle , kızgınlıkla - fiyuriısli nature : doğa , tabiat , dünya - neyçır natural : doğal , naturel - neçırıl naturally : doğal olarak , doğuştan - neçırli ocean : okyanus - oşın lake : göl - leyk river : nehir , ırmak - rivır sea : deniz - sii wave : dalga , el sallamak - veyv coast : sahil , kıyı , deniz kenarı - koost beach : plaj , kumsal , sahil , karaya çekmek - biç lifeguard : can kurtaran , koruma - layfgard shorts : şort - şorts swimsuit : mayo - sıvimsut swim : yüzmek , yüzdürmek - sıvim swimming : yüzme , yüzüş , yüzücülük - sıviming swimmer : yüzücü - sıvimır ship : gemi - şip boat : tekne , bot - bout sandal : sandal , sandalet , çarık - sendıl surf : sörf , sörf yapmak - sırf surfing : sörf yapma - sırfing surfboard : sörf tahtası - sırfbord board : tahta , yazı tahtası , kurul , yiyecek içecek - bord slipper : terlik , terlikle dövmek - sılipır towel : havlu - taul bathrope : bornoz - bethroup sunbathe : güneş banyosu , güneşlenmek - sanbeyth cuntan cream : güneş kremi , güneş losyonu - santankırim sunbed : şezlong - sanbed shower : duş , sağanak - şauvır hotel : otel - hotel pool : havuz - puul crime : suç ,cinayet ,sabıka ,suçlu bulmak- kıraym crimes : suçlar - kıraymz criminal : suçlu , sabıkalı , suça ait - kırimınıl criminals : suçlular - kırimınılz criminally : suça dair - kırimınıli die : ölmek , sıkılmak , gebermek - day died : öldü - dayd death : ölüm - deth deadly : ölümcül , öldürücü , ölümüne - dedli dies : ölür - dayz diet : diyet , perhiz , rejim - dayıt diesel : dizel , mazot , dizel araç - dizıl diehard : ölümüne , ölümüne savunmak - dayhard die out : nesli tükenmek - day aut murder : cinayet , cinayet işlemek - mırdır murderer : katil - mırdırır murderous : ölüm saçan , gözünü kan bürümüş - mırdırıs murderously : öldürecek gibi - mırdırısli kill : öldürmek - kill killing : öldürme , avlama , hayvan kesme - kiling killed : öldürdü - kild killer : katil , öldürücü - kilır fairy : peri - feri sprite : peri , cin - sıprayt goblin : cin - gablin devil : şeytan , iblis , kötü adam - devıl satan : şeytan - seytın satanic : şeytani - sıtanık angel : melek , melek gibi , iyi insan - eyncıl mute : sessiz , dilsiz , sesini kısmak - miyut pine : çam , ananas , burnunda tütmek - payn serial : seri , seri halde , art arda - siriıl series : seri , dizi - siriz serious : ciddi - siriıs seriously : ciddi olarak , cidden , ciddi anlamda - siriısli emulate : benzemeye çalışmak , imrenmek - emyıleyt emulated : taklit - emyıleydıd toothpaste : diş macunu - tuthpeyst dentifrice : diş macunu , diş tozu - dentifırıs shampoo : şampuan , şampuanlamak - şempuu toothbrush : diş fırçası - tuthbıraş tooth : diş - tuth teeth : dişler - tith deal : anlaşma , anlaşmak - diıl dealing : uğraşma , uğraş , iş yapma , muamele - diıling dealing with : ilgilenme , ile ilgilenme - diıling vith dealer : satıcı , tüccar - diılır seal : mühür , mühürlemek , ağzı sıkı , fok - siıl sealing : mühürleme - siıling seals : mühürler , mühürleri - siıls sealed : mühürlü - siıld summit : toplantı , zirve - samıt submit : boyun eğmek , sunmak , gönder - sıbmit submitting : arz , teslim etme , göndererek - sıbmiding submitted : gönderilen , teslim edilen , teslim edildi - sıbmidıt door : kapı - door portal : kapı , giriş kapısı - pordıl speech : konuşma , konuşma yeteneği - sipiç emotion : duygu , duygulanma - imoşın emotions : duygular - imoşıns emotional : duygusal , duygulu - imoşınıl emotionally : duygusal olarak , duygusal yönden - imoşınıli sensitive : hassas , duyarlı , alıngan - sensıtiv task : görev , vazife - task task manager : görev yöneticisi - task menıcır mission : misyon , görev , heyet , elçilik - mişın now : şimdi ,şuan ,şuanda ,madem ,mademki- nau know : bilmek , tanımak - nou knew : biliyordu - niyu bear : ayı, kaba adam ,katlanmak ,doğurmak - ber beer : bira - biır bee : bal arısı , arı gibi çalışan , yardımlaşma - bii shield : kalkan , siper , kalkan olmak - şiıld field : alan , saha , tarla , çalışma alanı - fiıld send : göndermek , yollamak - send sand : kum , kumsal , kum tanesi , kum serpmek - seend sandy : kumlu , kumluk , kum gibi - sendi like that : bunun gibi , böyle - layk det like this : bunun gibi , böyle - layk dis function : fonksiyon , görevini yerine getirmek - fangşın functions : fonksiyonlar - fangşıns functional : fonksiyonel , işlevsel - fangşınıl functionality : işlevsellik - fangşınelıdi next : sonraki , bir sonraki , yanında , en yakın - nekst next to : bitişik,yanında,hemenhemen ,neredeyse - nekst tu next week : gelecek hafta , haftaya - nekst viik
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

with care : dikkatle , dikkatlice - vidh ker careful : dikkatli , özenli , itinalı , titiz - kerfıl be careful : dikkatli olmak , dikkat etmek - bi kerfıl be carefully : dikkatli ol - bi kerfıli carefully : dikkatlice , özenle , itinayla - kerfıli consume : tüketmek , sarf etmek - kınsum consumer : tüketici - kınsumır result : sonuç , netice , sonucu bulmak - rizalt resulting : ortaya çıkan - rizalting result in : sonuçlanmak , ile sonuçlanmak , olarak sonuçlanmak - rizalt in patient : hasta , sabırlı - peyşınt ill : kötü , hasta - ill news : haber , haberler , havadis - nüuz newspaper : gazete - nüuzpeypır newsletter : bülten - nüuzledır breaking : son dakika , kırma , bozma , zorla girme - bıreyking breaking news : son dakika haberleri - bıreyking nüuz weather : hava , hava durumu - vedhır sick : hasta , hasret , yakalatmak - sik journey : yolculuk , seyehat , seyir - cırni journal : dergi , gazete , günlük , bülten - cırnıl journalist : gazeteci - cırnılıst journalism : gazetecilik - cırnılizım hero : kahraman , yiğit - hira heroes : kahramanlar , yiğitler - hiraz together : birlikte , beraber , hep birlikte - tıgedhır chapter : bölüm , kısım - çeptır episode : bölüm , olay - epısod stage : sahne , evre , aşama , kademe , etap - sıteyç level : seviye , düzey , düzlük , hiza , su terazisi - levıl attack : atak , saldırı , hücum , yakalanma - ıtak assault : saldırı , hücum , tecavüz - ısalt strike : hava saldırısı , maden bulma , petrol bulma - sıtrayk trade : ticaret , alım satım , sanat , zanaat - tıreyd trader : tüccar , tacir , ticaret gemisi - tıreydır business : iş , işyeri , faaliyet , firma , ticarethane - biznıs business man : iş adamı - biznısmen raid : baskın , akın etmek , hücum etmek - reyd native : yerli , doğal , doğuştan - neytiv local : lokal , yerel , yerli , bölgesel , şehir içi - lokıl legacy : miras - legısi engine : motor , makine , lokomotif , itfaiye arabası - encın final : final , son , nihai , sonuncu , final karşılaşması - faynıl finally : nihayet , sonunda , son olarak - faynıli finality : kesinlik , son durum , sona erme - faynelıdi finalize : sonuçlandırmak - faynılayz finally done : sonunda bitti - faynıli dan finally finished : sonunda bitti - faynıli finişt done : tamam , iyi pişmiş - aldatılmış - dan donate : bağışlamak - doneyt donated : bağışlanan , bağışlandı - doneydıd donates : bağışlar - doneyts donate now : şimdi bağış yap - doneyt nau ambiance : ortam , ambians - ambiıns edition : baskı , tiraj - ıdişın finish : bitirmek , tamamlamak , rötuş - finiş finishing : bitirme , tamamlama , bitirici , bitiren - finişing finishes : bitirir - finişiz finished : bitmiş , işlenmiş , tamamlanmış - finişt ultimate : son , nihai , en son - oltımıt tense : germek , zaman , gergin , gerilmek - tens fence : çit , parmaklık - fens factory : fabrika , imalathane - fektıri light : hafif , ışık , aydınlık - layt lighter : daha hafif , çakmak - laydır lightest : en hafif - laytıst lighthouse : deniz feneri - laythaus lightning : yıldırım , şimşek , şimşek gibi - laytning floor : kat , zemin , taban , döşeme - fılor flood : sel , taşkın , tufan , su baskını - fılad peace : barış , huzur , rahat - piis war : savaş - vor battle : savaş , savaşmak , çatışmak - bedıl warfare : savaş , savaş hali , savaş durumu - vorfer risk : risk , tehlike , riske atmak , göze almak - risk risky : riskli , tehlikeli - riski legend : efsane - lecınd legendary : efsanevi , dillere destan - lecınderi member : üye , organ - membır membership : üyelik - membırşip members : üyeler , üyeleri - membırs bride : gelin - bırayd groom : damat , seyis , giyinmek - gırum bridge : köprü , köprü kurmak - bıriç brick : tuğla , iyi dost - bırik rope : ip , halat , kement , halatla bağlamak - rop route : rota , yol , hat , güzergah - raut router : yönlendirici - radır fury : öfke - fiyuri furious : öfkeli , kızgın - fiyuriıs furiously : öfkeyle , kızgınlıkla - fiyuriısli nature : doğa , tabiat , dünya - neyçır natural : doğal , naturel - neçırıl naturally : doğal olarak , doğuştan - neçırli ocean : okyanus - oşın lake : göl - leyk river : nehir , ırmak - rivır sea : deniz - sii wave : dalga , el sallamak - veyv coast : sahil , kıyı , deniz kenarı - koost beach : plaj , kumsal , sahil , karaya çekmek - biç lifeguard : can kurtaran , koruma - layfgard shorts : şort - şorts swimsuit : mayo - sıvimsut swim : yüzmek , yüzdürmek - sıvim swimming : yüzme , yüzüş , yüzücülük - sıviming swimmer : yüzücü - sıvimır ship : gemi - şip boat : tekne , bot - bout sandal : sandal , sandalet , çarık - sendıl surf : sörf , sörf yapmak - sırf surfing : sörf yapma - sırfing surfboard : sörf tahtası - sırfbord board : tahta , yazı tahtası , kurul , yiyecek içecek - bord slipper : terlik , terlikle dövmek - sılipır towel : havlu - taul bathrope : bornoz - bethroup sunbathe : güneş banyosu , güneşlenmek - sanbeyth cuntan cream : güneş kremi , güneş losyonu - santankırim sunbed : şezlong - sanbed shower : duş , sağanak - şauvır hotel : otel - hotel pool : havuz - puul crime : suç , cinayet , sabıka , suçlu bulmak - kıraym crimes : suçlar - kıraymz criminal : suçlu , sabıkalı , suça ait - kırimınıl criminals : suçlular - kırimınılz criminally : suça dair - kırimınıli die : ölmek , sıkılmak , gebermek - day died : öldü - dayd death : ölüm - deth deadly : ölümcül , öldürücü , ölümüne - dedli dies : ölür - dayz diet : diyet , perhiz , rejim - dayıt diesel : dizel , mazot , dizel araç - dizıl diehard : ölümüne , ölümüne savunmak - dayhard die out : nesli tükenmek - day aut murder : cinayet , cinayet işlemek - mırdır murderer : katil - mırdırır murderous : ölüm saçan , gözünü kan bürümüş - mırdırıs murderously : öldürecek gibi - mırdırısli kill : öldürmek - kill killing : öldürme , avlama , hayvan kesme - kiling killed : öldürdü - kild killer : katil , öldürücü - kilır fairy : peri - feri sprite : peri , cin - sıprayt goblin : cin - gablin devil : şeytan , iblis , kötü adam - devıl satan : şeytan - seytın satanic : şeytani - sıtanık angel : melek , melek gibi , iyi insan - eyncıl mute : sessiz , dilsiz , sesini kısmak - miyut pine : çam , ananas , burnunda tütmek - payn serial : seri , seri halde , art arda - siriıl series : seri , dizi - siriz serious : ciddi - siriıs seriously : ciddi olarak , cidden , ciddi anlamda - siriısli emulate : benzemeye çalışmak , imrenmek - emyıleyt emulated : taklit - emyıleydıd toothpaste : diş macunu - tuthpeyst dentifrice : diş macunu , diş tozu - dentifırıs shampoo : şampuan , şampuanlamak - şempuu toothbrush : diş fırçası - tuthbıraş tooth : diş - tuth teeth : dişler - tith deal : anlaşma , anlaşmak - diıl dealing : uğraşma , uğraş , iş yapma , muamele - diıling dealing with : ilgilenme , ile ilgilenme - diıling vith dealer : satıcı , tüccar - diılır seal : mühür , mühürlemek , ağzı sıkı , fok - siıl sealing : mühürleme - siıling seals : mühürler , mühürleri - siıls sealed : mühürlü - siıld summit : toplantı , zirve - samıt submit : boyun eğmek , sunmak , gönder - sıbmit submitting : arz , teslim etme , göndererek - sıbmiding submitted : gönderilen , teslim edilen , teslim edildi - sıbmidıt door : kapı - door portal : kapı , giriş kapısı - pordıl speech : konuşma , konuşma yeteneği - sipiç emotion : duygu , duygulanma - imoşın emotions : duygular - imoşıns emotional : duygusal , duygulu - imoşınıl emotionally : duygusal olarak , duygusal yönden - imoşınıli sensitive : hassas , duyarlı , alıngan - sensıtiv task : görev , vazife - task task manager : görev yöneticisi - task menıcır mission : misyon , görev , heyet , elçilik - mişın now : şimdi , şuan , şuanda , madem , mademki - nau know : bilmek , tanımak - nou knew : biliyordu - niyu bear : ayı, kaba adam , katlanmak , doğurmak , yönelmek - ber beer : bira - biır bee : bal arısı , arı gibi çalışan , yardımlaşma - bii shield : kalkan , siper , kalkan olmak - şiıld field : alan , saha , tarla , çalışma alanı - fiıld send : göndermek , yollamak - send sand : kum , kumsal , kum tanesi , kum serpmek - seend sandy : kumlu , kumluk , kum gibi - sendi like that : bunun gibi , böyle - layk det like this : bunun gibi , böyle - layk dis function : fonksiyon , işlev , görevini yerine getirmek - fangşın functions : fonksiyonlar - fangşıns functional : fonksiyonel , işlevsel - fangşınıl functionality : işlevsellik - fangşınelıdi next : sonraki , bir sonraki , yanında , en yakın - nekst next to : bitişik , yanında , hemen hemen , neredeyse - nekst tu next week : gelecek hafta , haftaya - nekst viik
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR”

“KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”

with care : dikkatle , dikkatlice - vidh ker careful : dikkatli , özenli , itinalı , titiz - kerfıl be careful : dikkatli olmak , dikkat etmek - bi kerfıl be carefully : dikkatli ol - bi kerfıli carefully : dikkatlice , özenle , itinayla - kerfıli consume : tüketmek , sarf etmek - kınsum consumer : tüketici - kınsumır result : sonuç , netice , sonucu bulmak - rizalt resulting : ortaya çıkan - rizalting result in : sonuçlanmak , ile sonuçlanmak , olarak sonuçlanmak - rizalt in patient : hasta , sabırlı - peyşınt ill : kötü , hasta - ill news : haber , haberler , havadis - nüuz newspaper : gazete - nüuzpeypır newsletter : bülten - nüuzledır breaking : son dakika , kırma , bozma , zorla girme - bıreyking breaking news : son dakika haberleri - bıreyking nüuz weather : hava , hava durumu - vedhır sick : hasta , hasret , yakalatmak - sik journey : yolculuk , seyehat , seyir - cırni journal : dergi , gazete , günlük , bülten - cırnıl journalist : gazeteci - cırnılıst journalism : gazetecilik - cırnılizım hero : kahraman , yiğit - hira heroes : kahramanlar , yiğitler - hiraz together : birlikte , beraber , hep birlikte - tıgedhır chapter : bölüm , kısım - çeptır episode : bölüm , olay - epısod stage : sahne , evre , aşama , kademe , etap - sıteyç level : seviye , düzey , düzlük , hiza , su terazisi - levıl attack : atak , saldırı , hücum , yakalanma - ıtak assault : saldırı , hücum , tecavüz - ısalt strike : hava saldırısı , maden bulma , petrol bulma - sıtrayk trade : ticaret , alım satım , sanat , zanaat - tıreyd trader : tüccar , tacir , ticaret gemisi - tıreydır business : iş , işyeri , faaliyet , firma , ticarethane - biznıs business man : iş adamı - biznısmen raid : baskın , akın etmek , hücum etmek - reyd native : yerli , doğal , doğuştan - neytiv local : lokal , yerel , yerli , bölgesel , şehir içi - lokıl legacy : miras - legısi engine : motor , makine , lokomotif , itfaiye arabası - encın final : final , son , nihai , sonuncu , final karşılaşması - faynıl finally : nihayet , sonunda , son olarak - faynıli finality : kesinlik , son durum , sona erme - faynelıdi finalize : sonuçlandırmak - faynılayz finally done : sonunda bitti - faynıli dan finally finished : sonunda bitti - faynıli finişt done : tamam , iyi pişmiş - aldatılmış - dan donate : bağışlamak - doneyt donated : bağışlanan , bağışlandı - doneydıd donates : bağışlar - doneyts donate now : şimdi bağış yap - doneyt nau ambiance : ortam , ambians - ambiıns edition : baskı , tiraj - ıdişın finish : bitirmek , tamamlamak , rötuş - finiş finishing : bitirme , tamamlama , bitirici , bitiren - finişing finishes : bitirir - finişiz finished : bitmiş , işlenmiş , tamamlanmış - finişt ultimate : son , nihai , en son - oltımıt tense : germek , zaman , gergin , gerilmek - tens fence : çit , parmaklık - fens factory : fabrika , imalathane - fektıri light : hafif , ışık , aydınlık - layt lighter : daha hafif , çakmak - laydır lightest : en hafif - laytıst lighthouse : deniz feneri - laythaus lightning : yıldırım , şimşek , şimşek gibi - laytning floor : kat , zemin , taban , döşeme - fılor flood : sel , taşkın , tufan , su baskını - fılad peace : barış , huzur , rahat - piis war : savaş - vor battle : savaş , savaşmak , çatışmak - bedıl warfare : savaş , savaş hali , savaş durumu - vorfer risk : risk , tehlike , riske atmak , göze almak - risk risky : riskli , tehlikeli - riski legend : efsane - lecınd legendary : efsanevi , dillere destan - lecınderi member : üye , organ - membır membership : üyelik - membırşip members : üyeler , üyeleri - membırs bride : gelin - bırayd groom : damat , seyis , giyinmek - gırum bridge : köprü , köprü kurmak - bıriç brick : tuğla , iyi dost - bırik rope : ip , halat , kement , halatla bağlamak - rop route : rota , yol , hat , güzergah - raut router : yönlendirici - radır fury : öfke - fiyuri furious : öfkeli , kızgın - fiyuriıs furiously : öfkeyle , kızgınlıkla - fiyuriısli nature : doğa , tabiat , dünya - neyçır natural : doğal , naturel - neçırıl naturally : doğal olarak , doğuştan - neçırli ocean : okyanus - oşın lake : göl - leyk river : nehir , ırmak - rivır sea : deniz - sii wave : dalga , el sallamak - veyv coast : sahil , kıyı , deniz kenarı - koost beach : plaj , kumsal , sahil , karaya çekmek - biç lifeguard : can kurtaran , koruma - layfgard shorts : şort - şorts swimsuit : mayo - sıvimsut swim : yüzmek , yüzdürmek - sıvim swimming : yüzme , yüzüş , yüzücülük - sıviming swimmer : yüzücü - sıvimır ship : gemi - şip boat : tekne , bot - bout sandal : sandal , sandalet , çarık - sendıl surf : sörf , sörf yapmak - sırf surfing : sörf yapma - sırfing surfboard : sörf tahtası - sırfbord board : tahta , yazı tahtası , kurul , yiyecek içecek - bord slipper : terlik , terlikle dövmek - sılipır towel : havlu - taul bathrope : bornoz - bethroup sunbathe : güneş banyosu , güneşlenmek - sanbeyth cuntan cream : güneş kremi , güneş losyonu - santankırim sunbed : şezlong - sanbed shower : duş , sağanak - şauvır hotel : otel - hotel pool : havuz - puul crime : suç , cinayet , sabıka , suçlu bulmak - kıraym crimes : suçlar - kıraymz criminal : suçlu , sabıkalı , suça ait - kırimınıl criminals : suçlular - kırimınılz criminally : suça dair - kırimınıli die : ölmek , sıkılmak , gebermek - day died : öldü - dayd death : ölüm - deth deadly : ölümcül , öldürücü , ölümüne - dedli dies : ölür - dayz diet : diyet , perhiz , rejim - dayıt diesel : dizel , mazot , dizel araç - dizıl diehard : ölümüne , ölümüne savunmak - dayhard die out : nesli tükenmek - day aut murder : cinayet , cinayet işlemek - mırdır murderer : katil - mırdırır murderous : ölüm saçan , gözünü kan bürümüş - mırdırıs murderously : öldürecek gibi - mırdırısli kill : öldürmek - kill killing : öldürme , avlama , hayvan kesme - kiling killed : öldürdü - kild killer : katil , öldürücü - kilır fairy : peri - feri sprite : peri , cin - sıprayt goblin : cin - gablin devil : şeytan , iblis , kötü adam - devıl satan : şeytan - seytın satanic : şeytani - sıtanık angel : melek , melek gibi , iyi insan - eyncıl mute : sessiz , dilsiz , sesini kısmak - miyut pine : çam , ananas , burnunda tütmek - payn serial : seri , seri halde , art arda - siriıl series : seri , dizi - siriz serious : ciddi - siriıs seriously : ciddi olarak , cidden , ciddi anlamda - siriısli emulate : benzemeye çalışmak , imrenmek - emyıleyt emulated : taklit - emyıleydıd toothpaste : diş macunu - tuthpeyst dentifrice : diş macunu , diş tozu - dentifırıs shampoo : şampuan , şampuanlamak - şempuu toothbrush : diş fırçası - tuthbıraş tooth : diş - tuth teeth : dişler - tith deal : anlaşma , anlaşmak - diıl dealing : uğraşma , uğraş , iş yapma , muamele - diıling dealing with : ilgilenme , ile ilgilenme - diıling vith dealer : satıcı , tüccar - diılır seal : mühür , mühürlemek , ağzı sıkı , fok - siıl sealing : mühürleme - siıling seals : mühürler , mühürleri - siıls sealed : mühürlü - siıld summit : toplantı , zirve - samıt submit : boyun eğmek , sunmak , gönder - sıbmit submitting : arz , teslim etme , göndererek - sıbmiding submitted : gönderilen , teslim edilen , teslim edildi - sıbmidıt door : kapı - door portal : kapı , giriş kapısı - pordıl speech : konuşma , konuşma yeteneği - sipiç emotion : duygu , duygulanma - imoşın emotions : duygular - imoşıns emotional : duygusal , duygulu - imoşınıl emotionally : duygusal olarak , duygusal yönden - imoşınıli sensitive : hassas , duyarlı , alıngan - sensıtiv task : görev , vazife - task task manager : görev yöneticisi - task menıcır mission : misyon , görev , heyet , elçilik - mişın now : şimdi , şuan , şuanda , madem , mademki - nau know : bilmek , tanımak - nou knew : biliyordu - niyu bear : ayı, kaba adam , katlanmak , doğurmak , yönelmek - ber beer : bira - biır bee : bal arısı , arı gibi çalışan , yardımlaşma - bii shield : kalkan , siper , kalkan olmak - şiıld field : alan , saha , tarla , çalışma alanı - fiıld send : göndermek , yollamak - send sand : kum , kumsal , kum tanesi , kum serpmek - seend sandy : kumlu , kumluk , kum gibi - sendi like that : bunun gibi , böyle - layk det like this : bunun gibi , böyle - layk dis function : fonksiyon , işlev , görevini yerine getirmek - fangşın functions : fonksiyonlar - fangşıns functional : fonksiyonel , işlevsel - fangşınıl functionality : işlevsellik - fangşınelıdi next : sonraki , bir sonraki , yanında , en yakın - nekst next to : bitişik , yanında , hemen hemen , neredeyse - nekst tu next week : gelecek hafta , haftaya - nekst viik
“DERLEMEDE GOOGLE TRANSLATE VE SESLİ SÖZLÜK UYGULAMASINDAN YARARLANILMIŞTIR” “KELİMELERİN OKUNUŞ LEHÇESİ U.S’ DİR”
GÜNLÜK HAYATTA EN ÇOK KULLANILAN KELİMELERDEN DERLENMİŞTİR
2
2
2